Himno Zapatista!
Himno Zapatista!(1)
“Bugün burada, Güneydoğu Meksika dağlarında, beş kıtadan binlerce insan, ‘Yeter Artık!’ diye haykırıyor. ‘Artık Yeter!’ haykırışı, uzlaşmacılığa, hiçbir şey yapmama tavrına, inançsızlığa, yeni modern tanrı olan egoizme karşı çıkıyor. Bugün, beş kıtadan gelmiş binlerce insan burada, Güneydoğu Meksika dağlarında bir başlangıcın provasını yapıyor. Yeni ve iyi bir dünyanın, içine tüm dünyaların sığacağı bir dünyanın inşa edilmesinin başlangıcıdır bu.” diyor Zapatista ulusal hareketinin şu anki lideri Subcomandante Marcos.(Komutan yardımcısı Marcos)
1982 yılının Kasım ayında Meksika’nın güneydoğusunda yer alan Chiapas eyaletinde dağlara ilk adımını atan altı kişiden birisiydi Marcos. Lacandon ormanları; bir tarihin yeniden yazılışına, umutsuzluğun kırılıp yepyeni bir umudun yaratılması için kendi bencilliklerini yok sayan ve dünyayı değiştirmek isteyen altı insanın öyküsüne şahit oluyordu. Değiştirmek istiyorlardı, çünkü değişmesi gereken çok şey vardı. Meksika’da yerli halkların yok sayılışı, insan oldukları için onlara verilmesi gereken değerin verilmeyişi, sömürü, bencillik ve baskı düzeninin yükselişi, bu durumun dayanılmaz durumlara gelmesi uyuyan İNSANların uyandırılması için yeterli nedenlerdi ve Lacandon ormanlarındaki bu altı insan o ilk gece yaktıkları kamp ateşiyle aslında bir isyan ateşini yakmışlardı ve sönmeyeceğine inanıyorlardı!
1982 yılının kasım ayında üçü melez üçü yerli, biri kadın beşi erkek; altı İNSAN! İnsanların insan sayılması için çıktılar ve tam onbir yıl sonrasına kadar çeşitli yerlerdeki çeşitli dağlarda, ormanlarda, köylerde öyle çok insan oldular ki; bir şeyler yapma vakti geldi artık dediler. Çoğaldılar çünkü haklıydılar. Çünkü yaşanan somut sorunlar vardı. Ve onlar da somutlaştırdılar kendilerini. Artık yönetilen değil işin ucundan tutan yöneten olma, kendi haklarını arama vakti gelmişti. Tam onbir yıl altı insan binlerce insana dönüşünceye kadar büyüdüler büyüttüler, öğrendiler öğrettiler.
O ilk kurşunun atıldığı direnişe başladıklarında tarih 1 Ocak 1994 ü gösteriyordu. Daha ilk günden güzel haberler geldi . Uzun sürdü. Ama tam yedi belediye artık gerçek sahiplerinin elindeydi. Kendilerinin söz sahibi olduğu bir dünya yaratmaya aslında yeni başlamışlardı. Her şey yeniden başlıyordu…
Artık vardılar. Görmezden gelinen bir bölgede yaşayan köylüler değil. İnsandılar! Meksika hükümeti onların varlığını, EZLN’nin varlığını kabul etmişti artık.
Uzun süre ulusal medya onlara karşı kışkırtıcı yayınlar yaptı. Uzun süre tüm dünya olanları anlamaya çalıştı. Zapatistler yaşadıkları yüzyılın en etkili insana ulaşım organlarını kullanmaya özen gösterdi. Medyayı, interneti kullanarak sadece Meksika’da değil, tüm dünyada kendilerini destekleyen tabanın, olanlardan haberdar olmasını sağladılar. Kazanılan bir çok gerçek vardı. Ve bu kazanımların yaşanması gereken yer sadece Meksika değildi. İnsanların yaşadığı heryerde insanlar insanca yaşamalıydı. Yani özgür olmak için izin istemek gerekmezdi. Bu bir haktı ve onlar haklarını direnerek aldılar.
EZLN sadece yerliler için direnmedi. Bütün Meksika için eşitlik, özgürlük, barış ve adalet istiyorlardı. Tüm dünya için istiyorlardı bunları. “Neoliberalizmin ortaya koyduğu terör enternasyonaline karşı, umut enternasyonalini, insanlığın yaşamasından yana olan herkesin, sınırlar, dil, renk, cinsiyet, kültür, strateji ve düşünceler ötesinde oluşacak birliğini kaldırmalıyız ayağa”(2) sözleriyle tüm dünyada insanlığın ortak paydasının yaşamın devamı olduğu gerçeğinden hareketle farklılıklardan ötürü elde olan zenginliğin bir ayrımcılık olmaması gerektiği ve ortak faydalarımız için tüm sınırları yok ederek birlikte yaşama algısını oluşturmanın önemi üzerinde durmaktadırlar. Yani tüm dünyada ve ülkemizde olması gerektiği gibi.
Marcos ve örgütü aslında bir sonu yaşamadılar, yaşamıyorlar. Onlar bir başlangıcın bir parçası. Onlar yeni ve iyi bir Chiapas ya da Meksika değil; yeni ve iyi bir dünyanın, içine tüm dünyaların sığacağı bir dünyanın inşa edilmesi için savaştılar. Dediler ki “Bizlerin kar maskelerinin gerisinde, tüm dışlanmış kadınların suratı var, tüm unutulmuş yerlilerin, baskı gören tüm eşcinsellerin, aşağılanan tüm gençlerin, dövülen tüm göçmenlerin, düşünce ve sözünden dolayı hüküm giyen tüm mahkumların, aşağılanan tüm emekçilerin, unutulmuşluğun tüm ölülerinin, hiç hesaba katılmayan, hiçbir şekilde görülmeyen, adları hiç anılmayan, yarınları hiç olmayan tüm basit ve sıradan erkeklerle kadınların suratı…”(3)
Ve EZLN’nin (Ejército Zapatista de Liberación Nacional) lideri olan Subcomandante Marcos maskesinin altından seslendi herkese; “Ya Basta!, Viva Zapatista!”(4)
(1)’Himno Zapatista’Zapatistaların marşının ismidir. (Himno marş demektir)
(2) Neoliberalizme Karşı ve İnsanlıktan Yana Gerçeklik Birinci Deklarasyonu (30 Ocak 1996)
(3) EZLN adına yapılan konuşma, (27 Temmuz 1996)
(4) “Ya Basta! Viva Zapatista!”Artık Yeter, Yaşasın Zapatistler…
Yusuf Aydın