- 814 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Bir Gün Sevilecek Şehir: İstanbul
Bir Çarşamba sabahı… Yine sigaramdan bir nefes çekip söndürmüşüm. Aç karnına içilmiyor meret… Yağmur bir yanıp, bir sönüyor. Garip bir sağanak hali var. Yatağıma vuran gri, kasvetli ve sağanak yağmuru anlatan o ışık demetini seviyorum. Evet, sıkıcı, iç bunaltıcı, bıkkın… Ama futbol tartışmaktan daha fazla eğlendirdiği yalan değil. Benim de böyle bir yanım var işte. Ben her zaman felaketi haber eden durumları, renkleri, haberleri ve kadınları sevdim. Bana felaketimi müjdeleyen –çünkü böylesine bir durum benim için müjdeden başka bir şey değildir- kadınlar her zaman daha çekici, daha tutkusuna münhasır gelmiştir. Tutkusuna münhasır ne demek? Bir sürü tutkumuz var, bir sürü zevkimiz, bir sürü günahımız... Bu tutku da şahsına özel, kendi durumuna tekabül eden bir havaya sahip. Çünkü ne zaman bir kadın girse hayatıma ve o fahişe bakışının altından bana ‘ sana ıstırap olacağım, yaşadığın üç beş mutluluğu da elinden alacağım’ dese, seve seve kabul ederim. Dedim ya; benim de böyle bir yanım var işte. Bunla bağlantılıdır ki –size bunu uzun uzadıya anlatmayacağım- sabahları aç karnına mutlaka bir sigara yakar ve ‘aç karnına içilmiyor bu meret’ diyip, belini kırar, söndürürüm. Ve gariptir, bu durum hep Çarşamba sabahı yaşanır. Çünkü Salı günleri çok içtiğimden, yemek yiyemez ve Çarşamba sabahına küçülmüş bir mideyle uyanır, ağzımda ise sigara içmeme gerek kalmadan, zehir gibi bir tat bulurum. Durum bundan ibaret gibi görünür…
O Çarşamba gününün akşamına uzanan zaman diliminde, yağmuru ensemde hissetmek istedim. Dışarı çıkıp, tenha, sessiz ve ıslak yolların koynuna düştüm. Fark ettim ki, biz insanoğlu çok sıkıcı varlıklarmışız. Bu teşhisimi sizlere detaylı ve süslü sözlerle anlatmak isterdim fakat becerim, yalnızca sokakların boş olduğunu anlatmaya ve hissettirmeye yetecek kadardır. Neyse ki yağmurdan nasibini almamış bir bank bulup, oturdum. Üsküdar sahilini gören, yüksek, havası temiz bir yer… Sonra ana avrat küfredip, yolundan, taşından ve toprağından, havasından ve insanından şikâyet ettikleri İstanbul’a bir bakış attım ki – çok ciddi ve yürekten olduğuna eminim- şehir o gün benimle konuşup, irtibata geçmediyse, bundan sonra da geçmeyecektir. Çünkü İstanbul’un böyle bir bakışı Orhan Veli’den bile gördüğünü zannetmiyorum. Sözü getireceğim yeri hepimiz biliyoruz. O bakışı neden attığımı da… Çünkü iki yakasına iki düğmenin az geldiği, o delikanlı İstanbul’a bakmayı değil de, görmeyi düşününce, şükretmemiz gerektiğinin ayırtına vardım. Çünkü sırf bu şehir için görmeye, duymaya, yürüyebilmeye şükredebilir insan. Ki bazılarının dediği gibi erkektir İstanbul ve o yağmurun bir yanıp bir söndüğü zamanlar, o yatağına gri, kasvetli ışığın vurduğu anlarda bile, mutlu edebilir ve dışarıya çekebilir adamı… İşte asıl bu yüzden, aç da olsam tok da, Çarşamba sabahları sigara içemem. Çünkü ben İstanbul’u bir tek o gün severim. Çünkü İstanbul bir günden fazla sevildi mi, o fahişe kadınlardan olur birden, sanki ‘benden nefret et çünkü ben o vakit İstanbul’um’ der ve mutsuzluğunu müjdeleyiverir insanın… İşte bu yüzden benim bu şehri sevme günüm bir gündür ve tam da haftanın ortasına tekabül eder…
Halil Babür 19 Mayıs 09
YORUMLAR
hmm..
benim sözlügümde sadece "ızdırap" yaziyor bir yanlislik varsa degistirilsin diye eklemistim yukarda..
Önemli degil istediginiz gibi birakabilirisniz ve dediginiz gibi Istırap kelimesinin kullanildigini ilk sizden ögrenmis oldum, neyse bir yeni bilgim daha olmus demektir kelime hazinemde sayenizde.
tekrar tskler, saygilar
Hiç bir kadın, erkek ya da varlık 'çiçektir' gibi bir genellemeyle adlandırılamaz. Kadın da öncelikle insandır; ve her varlığın olduğu gibi onların da fenası vardır. Zaten o cümlede de kesinlikle genel bir yargı yoktur.
Istırap eşittir ızdırap yazmışsınız düzeltmek isterken. Fakat ikisi de kullanılır. Sözlükten bakabilirsiniz. Zaten eşittir yazarak da düzeltme yapmamış beni onaylamış oldunuz. Teşekkür ederim ilginize...
Çünkü ne zaman bir kadın girse hayatıma ve o fahişe bakışının altından bana ‘ sana ıstırap olacağım, yaşadığın üç beş mutluluğu da elinden alacağım’ dese, seve seve kabul ederim. Dedim ya; benim de böyle bir yanım var işte.
.
İşte bu yüzden benim bu şehri sevme günüm bir gündür ve tam da haftanın ortasına tekabül eder…
/ hmmm /
önce bir harf düzeltelim ;ıstırap =ızdırap
ve simdi tartismaya aciyorum konuyu..
:)
tartisildikca anlami ciksin diye ortaya.
"Kadinlar cicek gibidir "diyorum tek cümle ile sana, amaa
kaleme ustaliginiz dikkatimi cektigi icin ve sayfada bakinip dururken zaman öldürmek icin burda oldugumu belirtmemde yarar var:) yoksa ilgi alanim siirlerdir benim.
Hayirli geceler.