- 535 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
BİZİ , CİN ' LER ÇARPIYOR !
Ben, bir din adamı falan değilim. Kendimce, dini İslâm olan Hanefî bir sünnîyim. Sebebi, öyle bir aileden dünyaya gelmiş olmamdır. Fakat, yapım gereği, ölçmüş ve tartmışımdır, dinimi de mezhebimi de.. İşin özünde, insanlığıma, mantığıma uymayan bir şeye rastlamadığımdan, karşı çıkmamışım ve aynen kabullenmişim.
Peki, ülkemizde din adamları ne yapıyor ? Dış dünyada, ülkemizde ve özellikle Arap ülkelerinde uygulanmakta olan
İslâm dini, nasıl görülmektedir ?
Önce ,ülkemizden ve devlet yönetiminden başlayalım :Ülkemiz insanlarının, % 99’u müslümandır, denip, ilk yanlış
lık orada yapılıyor. Daha sonra, bu da yetmiyormuş gibi, bu çoğunluğun aynı mezhepten olduğu kabul edilip, tamamen
o mezhebe göre Diyanet hizmeti veriliyor. ( Benim de mezhebim olduğu halde, haksızlık olduğunu görebiliyorum.) Sanırım, kimliğinde Müslüman yazanların yüzdesidir bu. Oysa, değişik inanç ve mezheplerden olanların sayısı çok daha fazladır..
Madem, bu ülkenin, çok yüksek bir miktarı Müslüman ise, niçin tatil günü Cuma değil ? Bu söz adamı ipe götürür değil
mi ? Adama yobaz derler, gerici derler ! Oysa ben, acizlik olduğunu iddia ediyorum. Avrupalılar ve Hristiyan dünyası
niçin Pazar gününü tatil ilân etmiş ? Hepimiz biliyoruz ki, ibadet günleri olduğu için. Ben bir Müslüman olarak, onların
Pazar günleri, çoluk çocuk ibadet etmeye gitmelerine özeniyorum. Bizler, bir Cuma namazına bile, bırakın ailemizle bir
likte gitmeyi, iş yerinden izin alıp gitmeyi bile pek beceremiyoruz. En azından çoğunluğumuz öyle. Avrupa’lı olacağız
diye, onların dini günlerini , tatil olarak seçmek zorunda mıydık ? O kadar da mı aciziz ? Onlar ibadet günlerini, tatil
yaptıkları için, yobaz gerici mi oluyorlar ? Dediğim gibi, bizimki acizlikten başka hiçbir şey değil…..Şunu da eklemek gerekiyor ; noel öncesi bütün yabancı sporcular ülkesine tatile gider, hatta fikstürler buna göre ayarlanır. Oysa ki Ramazan’da ve hatta bayramda bile bizim sporcularımız için tatil yapılmaz ve fikstürler de asla buna göre düzenlenmez.
Dünyanın gözünde, biz ve diğer İslâm ülkeleri, niçin eleştiriliyoruz ? Niçin, din yüzünden geri kalmış, dinin köstek olduğu ülkeler olarak görülüyoruz ? Bize iftira mı ediyorlar, bizi çekemiyorlar mı ? Öyle, diyenleriniz de olacaktır mutlaka. Yoksa, zaten bu durumda olmazdık. Şöyle bir bakalım ; ülkemizde Müslümanlar ne yapıyor ?
Ne kadarımız, kurbanda koç, yılbaşında hindi kesiyor ? Kaçımız, çocuğumuzu neden sünnet ettirdiğimizi biliyor ? Ya da çocuklarımız, neden sünnet olduklarını biliyorlar mı ? Namaz kılanlarımızın bile, ne kadarı okudukları duaların ne
anlama geldiğini biliyor ? Kaçımız, okunan ezanın ne anlama geldiğini biliyoruz ? Şeyhlere, şıhlara tapanlarımız, el-etek öpenlerimiz, onların her dediğini tartışmasız kabul edenlerimiz az mı ? Hastalandığında, doktor yerine, üfürükçüye
muskacıya, cinci hoca bozuntularına giden, onlardan medet umanlarımızın sayısı az mı ? Yatırlara, türbelere, çaputlar
bağlayıp, iş-araba-ev-eş ve çalışmadığı sınavı kazanmış olmayı dileyenlere ne dersiniz ? İslâmiyet bu mu sizce ?
Dostlarım ! İslâmiyet bu değil ! Bizim uygulamalarımızın çoğu yanlış. Onun içindir ki, bize köstek olduğu doğrudur.
Ama sebebi kendimiziz. Daha da doğrusu, asıl sorumlu din adamlarıdır. Kendisini din adamı diye tanıtıp, bizleri hurafe
lere, sapkınlıklara, cincilere, muskacılara yönlendiren sahtekârlar, bizim bu hale gelmemizde, en büyük sorumluluk sa
hipleridir. Bizde gerçek bilgi sahibi din adamlarının çoğunun yaptıkları da, bilgilerini anlatıp, bildikleri ile kasılmaktır.
Oysa, bilmek başka , öğretmek başkadır. Bizim , doğruyu bilen insanların, doğru bilgilendirmelerine ihtiyacımız vardır.
İncil’in, orjinalinin deforme olduğu, yenisinin birden fazla kişi tarafından kaleme alındığını, bir çok İncil olduğunu söylüyoruz. Buna karşılık, Kur’an- Kerim’in, orjinalinin deforme olmadığını, bir tek nüsha olarak yazılıp, günümüze ulaştığına inanıyoruz. Fakat bizler, okuduğumuzda anlayamadığımız için, meallerine rağbet etmek zorundayız. Peki, meallerin hepsi aynı mı ? Kimler yazıyor bu mealleri ? Kimler tarafından denetleniyor ?
Her Hoca’yım diyen, kendi kafasına göre yorumluyor ve biz hangisini dinlesek ona inanıyoruz. Bunlardan da çoğu zararlı oluyor. Farkındaysanız, yıllardır biz, bizden olmayanlara, kâfir, gâvur deyip, onlara düşman oluyoruz. Kimler
bize bu düşmanlıkları, kinleri aşılayanlar ? Kendilerini din adamı zanneden sahtekârlar, gerçek kâfirler değil mi ?
İslâm dini, kin-garez-düşmanlık dini olamaz. Tüm insanların kardeş olduğu, bizzat Peygamberimizin (S.A.V) sözüdür.
Bizden olmayanlara düşmanlık etmek yerine, onlara da saygılı olmalı ve yaşantımızla, onlara örnek olmamız gerekirken, niçin onlara düşman oluyoruz ? Sonunda kazancımız ne oluyor ? Dost geçindiğimiz ülke ve insan sayısı gün geçtikçe azalıyor.
Gerçek islâmı öğrenemediğimiz, uygulayamadığımız ve yanlış uyguladığımız için, zarar görüyoruz, dost kaybediyoruz,
geri kalıyoruz, yalnız kalıyoruz ve sonuçta dinimize de zarar veriyoruz.
Bunların çoğu maksatlı yapılıyor aslında. Birileri, kendi çıkarları uğruna bizlere türlü oyunlar oynuyorlar. Bizi aslında
Cinler çarpıyor, biliyor musunuz ? Birisi çıkıp, İslâmın çok eşliliği tavsiye ettiğini bile söyleyebilip- taciz ettiği çocuk
yaştaki bir kızı, nikâhına almayı düşündüğünü söyleyebiliyor. Diğeri, şıh olduğunu iddia edip, kendisiyle yatmanın din
adına kutsal olacağını söyleyebiliyor. Biri nefesinin kuvvetli olduğunu iddia edip, para karşılığı üfürükçülük, muskacılık yapıyor. Diğeri, cinlerin aramızda olduğunu iddia edip, insanlara musallat olabildiğini ve para karşılığında
insanları cinlerin gazabından koruyabileceğini iddia ediyor. İnsanlarımız, din adamı zannettikleri bu sahtekârlara kanıp
onlara rağbet ediyor, kimi parasını, kimi de karısını kızını heba ediyor.
Birileri de çıkıp, siyaset yarışında dini kendine basamak edip, Müslüman olanların kendisine oy vermesini bile istiyor. Hem de tüm rakiplerini kâfir ilân ederek yapıyor bunu. Devletin imkânlarıyla, seçim kazanmak uğruna dağıttıklarını,
Allah rızası için dağıttığını iddia edecek kadar alçalabiliyor insanlar.
Çarpılıyoruz arkadaşlar. Birileri bizi fena çarpıyor. Bunlar da olsa olsa, cinler olabilir. Aramızda olduklarını zaten kendileri de söylemiyorlar mı ?
Fikret TEZAL 15 EKİM 2009
YORUMLAR
Fikret bey,
Bir kitap okumuştum. bin beşyüzlü yıllarda haçlı seferleri bittikten sonra, arap ülkeleri İngilizler tarafından işgal ediliyor ve bu işgalden sonra, bilim alanında ilerlemiş olan arapların, bilimle uğraşmak ALLAH'A karşı gelmek olarak algılandığı için, ingiliz hükümdarları tarafından kelleri vuruluyor. Ve ne kadar arap bilim adamı varsa hepsi yok ediliyor.
Aradan bir kaç yıl geçiyor ve kraliçe hastalanıyor. İngilitere yalnız Kilise eğitimine önem verdiği için, yaşnızca hastanın iyileşmesi için dua ediyor, başka bir şey yapamıyor. O arada klraliçe arap yarımadasından kaçarak İngiltereye sığınan bir bilim adamının ismini duyuyor ve onu gizlice saraya aldıırp hizmetçilerene, tedavisini yapmasını emrediyor. Tabi bilimli uğraşmak büyücülük sayıldığı için o zamnalar İngiltere de, bunu gizli yapıyr ve kraliçe iyileşiyor. Sonrasında kraliçenin nasıl yileştiği ortaya çıkıyor ve kraliçe büyücülükle uğraştığı için hepse mahkum edilip zindanlarda ömür geçiriyor ve sonrasında ölüyor.
Bu olay şunu gösteriyor bize. İslam dini bilim ve ilim alanında her türlü yolu göstermiştir. Yani cinlerle, perilerle, uğraşmanın ne kadar yanlış olduğunu daha o zamanlar kanıtlamışlar ama bir takım güçler tarafından bu berteraf edilmiş ve bu gün İslam ülkelerinin geri kalması sağlanmıştır. Korku ve dini farklı yrumlama bu duruma düşürmüştür bizi.
Yazınıza baştan soan katılıyorum. Asalında cin dediğimiz yaratığın iki ayaklı olduğunu ve bizi gerçekten çok kötü çarptığını yaşayarak görüyoruz ne yazık ki.
Kutluyorum kaleminizi ve saygılar yüreğinize.
yalnız kalıyoruz ve sonuçta dinimize de zarar veriyoruz.
Çarpılıyoruz arkadaşlar. Birileri bizi fena çarpıyor. Bunlar da olsa olsa, cinler olabilir. Aramızda olduklarını zaten kendileri de söylemiyorlar mı ?
Size katılıyorum ,Fikret bey çok güzel bi içerik okudum ve çok önemli bir yazıydı...
Kutluyorum efendim...
Fikret bey,
siz bişeylere kızmışsınız,yazınızda çok inceden inceden herkese bi nebze bişeyler ima etmişsiniz.çok doğru yazmışsınız.yüreğiniz dert görmesin.size sonuna kadar katılıyorum ve destekliyorum.bir elin nesi var iki elin sesi var.bende cuma gününün tatil olmasını isteyenlerdenim,bende ülkemde özgür olmak istiyorum...saygılarımla