- 669 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Çok Önemli Bir Toplantı
İzmaritler kül tablalarından taşmış, sigara dumanı bütün salonu kaplamıştı. Sonuca yaklaşıldığını gösteren en küçük bir belirti de yoktu. Birçoğumuzun sık sık saat yerine takvim yapraklarına bakıp bakıp, oflayıp poflamasına karşın kimse “Başlarım toplantınıza, ben gidiyorum“ demek cesaretini gösteremiyordu. Çünkü, yedi gündür çok önemli bir konuyu tartışıyorduk.
“XYY krmozonları, insanlarda canilik duygusu yaratıyor mu, yaratmıyor mu ?” İşte bütün sorun, bu soruya “Evet” ya da “Hayır” diyerek tartışmayı bitirmekti. Hazırlıkları aylarca süren bir toplantının, bir saatte bitmesi herhalde beklenemezdi. Toplantının bir saatte bitmesini bekleyenler, zaten çoktan gitmiş, sadece gazeteciler ile televizyoncular kalmıştı. Onlar da nöbetleşe kalarak bizi izlemeye çalışıyorlardı.
Toplantıya katılan konuşmacılar, uykularını açmak amacıyla zaman zaman tuvalete gidiyor, rastladığı diğer konuşmacıya,
- Olmazki ama, bütçe görüşmelerine benzedi bu iş , diyerek kızgınlığını dile getiriyordu. Diğeri kafa sallayıp,
- Başkana söyleyelim de bu akşam sulu yemek gelsin, diyordu.
Bir ara, çoğunluğun “Evet” demeyi başarması, hepimizi çok şaşırttı. Nihayet , konunun sonuçlanması an meselesiydi. Ancak, başkan çıkıp da,
- Daha işin başındayız, beyler. Ülkemiz büyük bir tehlike ile karşı karşıya olduğuna göre yılmadan çalışacağız, diyerek tartışmayı uzatınca dünyamız karardı.
Tek umut ışığı, çoğunluğun bu kez “ Hayır “ da karar kılmasıydı. Bu umut ışığını güçlendirmek amacıyla söz aldım.
- Sayın başkan, sayın konuşmacılar. Bir haftadır buradayız. Bir haftada neler olmaz arkadaşlar ? Allah göstermesin bir darbe olsa kimin haberi olur ? Bizleri gizli örgüt kurmaktan içeri atmazlar mı ? Belkide asarlar...
gibi bir konuşma yaptım.
Konuşmam, alkışlar ve bravo sesleri ile kesildi. Çünkü, herkes toplantının sonuna geldiğimize inanmıştı. Tabii sözü başkan yardımcısı almasaydı.
- Şunu açıkça ifade edeyim ki, bu kadar önemli bir konuyu darbe marbe söylentileri ile geçiştiremeyiz. Kan ve idrar tahlilleri kampanyasını hemen başlatmakta yarar bulunmaktadır.
Artık yapılacak bir şey kalmamıştı. Nereden incelirse oradan kopsun, düşüncesine kapılan ve koltuklarına gömülen konuşmacıların bir kısmı uyuklamaya, bir kısmı da elindeki kalem ya da çay kaşığı ile oynamaya başladı. Sigara dumanı öylesine yoğunlaşmıştıki, yorgunluktan kimse kimsenin yüzünü seçemez olmuştu. Ben de karşımdakinin salt gözlerini görüyor, bakışlarını hiç beğenmiyordum. Sinirlerime hakim olmak için, bakmamaya çalıştıysam da yine gözlerim kayıyordu. Sesimi çıkarmasam korktum zannedecek. Sonunda dayanamayıp adamı dürttüm.
- Beyefendi ! Bir şey varsa söyleyin. Dik dik bakmak da ne oluyor ?
- Toplantı bitti mi , gidiyor muyuz ? diyerek toparlanmaya başladı.
- Ne toplanması... Memlekete rezil olduk. Sizin gibi horuldayanlar yüzünden televizyonlar reyting yaptı, diye ikaz ettim.
- Hayırdır inşallah, rüya görmüşüm, diyerek kendine gelmeye çalıştı.
Bu durumu gören başkan çok sinirlendi ve işaret parmağını havaya kaldırıp bağırdı :
- Bu salonun havalandırması çalışmıyor mu ?
- Beyefendi lütfen konuyu saptırmayın. XYY kromozomları ile salonun havalandırması arasında bir ilgi olacağını sanmıyorum, diye yanıtlayan bir başka konuşmacı tekrar uykuya daldı.
Böylesine önemli bir toplantının yedinci gününde de sonuçlanamayacağını düşünen gazeteciler bir bir giderken, salonu “Yandım anam !” diye bir ses çınlattı. Biz ne olduğunu anlamaya çalışırken, gazeteciler, televizyoncular yeniden salona doluştular. Arka arkaya flaşlar patlamaya başladı. Sonradan anladık ki, bir konuşmacı elindeki çay kaşığı ile oynarken, kaşığı Başkanın gözüne fırlatmış. Bu nedenle başkan masaya kapanmış,
- Canileri sokakta aramayın. Caniler aramızda, diye bağırıyordu.
Televizyoncuların hemen canlı yayına geçmeleri nedeniyle, başkanı hepbirlikte yatıştırdık. Televizyonculara, önemli bir şey olmadığını ve durumun yanış anlaşılmadan kaynaklandığını söyleyip, yeniden tartışmamıza geçtik. Ancak, konuya olan ilgi oldukça azalmıştı. Bu kez sözü aramızdaki bir doktor aldı :
- Şimdi sizlere fotoğraflarını göstereceğim üç canide XYY kromozomlarına rastlanmıştır. Ayrıca, troid bezinin fazla çalışması ile meydana gelen ruh halini de eklemek istiyorum, dedikten sonra fotoğrafları dağıttı.
Arkasından söz alan bir sosyolog :
- Bu tür kişiler terörün gelişmesine yardımcı oluyor ve bazı kesimlerce örgütlendiriliyor, gibi bir konuşma yapınca kıyamet koptu.
Bazı konuşmacılar bu sözlerden alınmış olmalı ki, masaları yumruklarken bağırıyorlardı :
- Derneğimizin üyesi olan insanları teşhir etmeye hakkınız yoktur. Bunun hesabını sorarlar adamdan. Burada mademki siyaset yapacaktık neden dansözlü, içkili bir açılış yapmadık ?
Ortalık iyice karışmıştı. Kül tablaları, çay bardakları daha sonra da sandalyeler havada uçmaya başladı.
Çok geçmeden kendimizi acil serviste bulduk. Kafalarımızı, gözlerimizi batlayan doktorlar, bizleri barıştırdıktan sonra kromozom tahlili için gün verdiler. Biz, demokrasilerde böyle küçük tartışmaların her zaman olabildiğini söyleyerek buna karşı çıktık. Arkadaşlar haklı olarak ,
- Aman ha !.. Ne olur, ne olmaz ..., dedi.
Acil servisten çıkar çıkmaz da kamuoyuna bir açıklamada bulunarak, çalışmalarımıza kaldığımız yerden devam edeceğimizi bildirdik.