- 1173 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Türkiye Şair ve Yazarlarının 10-11 Ekim.2009 Sivas Buluşmasındaydık
SİVAS’TAN ŞAİRLER VE YAZARLAR GEÇTİ
Tokat Kültür Derneği ve Kümbet Altında Dergisi yöneticilerinden, Şair Ünal kar dostumuz, Sivas Yazarlar ve Şairler Derneği’nin 10-11 Ekim de Sivas’ta Şiir ve Müzik gecesi davetini haber verdiği zaman, bizlere de yol göründü. Kültür Derneği ve Kümbet Altında Dergisi olarak 10 kadar şairle katılacaktık bu etkinliğe. Daha sonra bazı şairler mazeret bildirerek gelemeyeceklerini söylemişlerdi.
Cumartesi sabah, etkinliğe davetli Tokatlı Yazarlar ve Şairler Taşhan önünde toplandık. Ünal Kar, Bendeniz, Hayati Gönültaş, Dursun Özlek, Kerimoğlu Mustafa Erol, Tokat’ın Tarkan’ ı Hasan Öğmen , Sessiz Kalemler Dergisini çıkaran Gaziosmanpaşa Üniversitesi Edebiyat Bölümlü son sınıf öğrencileri Harun Kablan, Semih Ertürk, Serhan Danayiyen .
Sivas’a vardığımızda önce Ticaret Sanayi Odasının binasına uğradık. Toplantıya daha çok zaman vardı. Gelen şairlerle kaynaşmak için Öğretmen evine geçtik. Öğretmen evinde Sivaslı Şaire Sabiha Serin , Sivas Yazarlar ve Şairler Derneği Başkanı olarak Başkan Yardımcısı Bülent Arı ile gelen şairleri sevgi ve şefkatle karşılayarak hepsine yakın ilgi gösterdi. Bekir Alim bey de ilk defa Sivas’ta böyle güzel şenlik düzenlemenin sevincini yaşamaktaydı. Sivaslı Şairlerin heyecanlarını gözlerinden, bakışlarından , sevinçlerini yüzlerinden anlamak kolay olmaktaydı bizler için.
Toplantıya gelen Sivaslı yazar ve şair Asım Yekeler ilgimizi çekti. Daha önceden Tanıdığımız Sivas Buriciye İşitme Engelliler İlköğretim Okulu Müdürü Osman Yekelek’in akrabası olan Asım bey, emekli bir binbaşı. Kişisel Gelişim Konferansları veren, kitaplar yazan Asım bey, emekli olunca bir köşeye çekilmemiş ve insanları aydınlatma görevi üstlenmişti Güler yüzlü sempatik tavrı ile etkinlik boyunca şairlere moral aşıladı. Kendisini içten takdir ve tebrik ettik.
Hadiye Kaptan İspanya Madrid’den kalkıp gelmiş, Ekim.2009 ayı başında çıkan “ Mayıs Konsun Dudaklarına” kitabından herkese armağan etti.
Ünlü şair ve yazar İsmet Bora Binatlı ile tanışmak bana heyecan verdi. Şiirlerini gençlik yıllarımızdan beri severek okuduğumuz bu büyük şair alçakgönüllü tutumu ile zarif eşi ile oradan oraya koşturdu. Yeri geldi Ortanca dergisini kendi eli ile dağıttı herkese.
Toplantının yapılacağı Ticaret ve Sanayi Odasında öğle yemeği yenilerek başlandı. Yemekte Sivaslı olup İzmir’de Beydağ İlçe Halk Kütüphanesinde çalışan Hayat Pınarı’ndan Damlalar şiir kitabının yazarı Şevki Kayaturan ile tanıştık.Muhabbet ettik yemek boyunca.
Sonra Ticaret ve Sanayi Odası’nın konfarans salonuna geçildi. Burada Sivas Şairler ve Yazarlar derneği üyeleri ve Yönetimine plaketler ve başarı belgeleri verildi. Daha sonra yurdun dört bir yanından gelen şairler şiirlerini okumaya başladılar.
Ben şiir okuma sıramın sonlarda olacağını düşünerek beklerken, bir iki şiirden sonra sıramın bana geldiğini söylediklerinde şaşırdım.
“Tokat’tan zirveye doğru” adlı kitabımın son sayfasında yer alan “Çocuk” adlı şu kısa şiirimi okudum.
ÇOCUK
O küçüktür, der geçeriz.
Çocuk büyür, geçer deriz.
Kulağını çeker durur,
Her fırsatta ezeriz.
O çocuktur doğru ama,
Yarın büyür baba olur.
O küçüktür deriz ama,
On yıl geçer ana olur.
Zamanında küçümsersen,
Zaman gelir O’na muhtaç olursun.
Bugün O’nu horlar ezersen,
İlerde çok mahçup olursun.
Çocukları sevmeliyiz.
Onları Hoş Görmeliyiz.
Geçmişimiz nasıl bakalım,
O’nu sevgi çemberine alalım.
Daha sonra gün boyu, hava kararıncaya kadar bazen müzik, bazen de şiir dinletisi olarak toplantı devam etti. Verilen çay molalarında, şairler sohbet etme, birbirlerine şiir kitaplarını armağan etme , tanışma ve kaynaşma imkanı buldular. Toplantıda en çok ilgi çekenler Ünlü şair İsmet Bora Binatlı ve İspanya’dan gelen Hadiye Kaptan oldular. Hadiye Kaptan yeni şiir kitabı “ Mayıs Konsun Dudaklarına” kitabını armağan etti dostlarına.Bizlerde birer tane alarak bunları okuduktan sonra Tokat İl Halk Kütüphanesine armağan ettik. Tokat’ın Tarkan’ı Hasan Öğmen ise “ Aşkın Kalbini Çaldım” kitabını armağan etti şair dostlarına.
Daha sonra toplantı geç saatlerde sona erince , Aksu Cafe de akşam yemeği yenmek üzere Aksu’ya hareket edildi. Aksu Sivas’ın içinden geçen bir dere ve bu dere ıslah edilerek , ışıklandırılarak, çevresine cafeler yapılarak ortasına taş amfi kondurularak Tokat’ta şehitler parkına benzetilmiş. Sivaslıların gezeceği bir mekan olmuş. Bu alanda Sivas Belediyesinin engelliler şenliği yapılmıştı Haziran ayında. Sivas İşitme Engelliler Derneği Başkanı Mustafa Epik’in davetlisi olarak gitmiştik o zaman. Mustafa Epik’te gelecek hafta sonu evlenecek olmasına rağmen Sivas’ta olduğumuzu duyunca , düğün hazırlıklarını bırakarak yanımıza geldi. Beraberce yemekten sonra Paşabahçe’de Alabalık tesislerine geçildi. Burada şairler hem söyledi, hem çaldı, hem oynadılar. Gece yarısına kadar eğlendiler, kaynaştılar. Dünya rekoru kıran Ellik oyunumuz arkadaşlar tarafından heyecanla oynandı.
Gece herkes misafirhanelerine çekildiler. Mustafa Epik Kardeşimiz de ertesi gün gene buluşmak üzere ayrıldık. Tarım İl Müdürlüğü Misafirhanesinde Sessiz Kalemler’den Harun Kablan ile aynı odada konakladık.
Ertesi gün Misafirhaneden misafirler alınarak Hafik ilçesinde bulunan Hafik Gölü kenarında kahvaltıya gittik. Erzincan yolunda olan Hafik Sivas’a 34 km mesafede. Hafik Gölü ise hemen ilçenin yanında küçük bir göl. Küçük olmasına rağmen yanına piknik alanları yapılarak Belediye buraya lokanta yaparak, botlar , kayıklar alarak burayı güzelleştirmiş. Aklıma Kaz gölü yakınlarında , Kaz Gölümüzün çok daha güzel olmasına rağmen bir lokanta dinlenme tesisi olmaması geldi. Gerçekten de Kaz Gölü değerlendirilse turizme ne güzel katkı sağlar.
Hafik’e giderken önden geçtiğiz Bellona Bayii’nin önünde, “ Sivas’ın Meşhur Sebzeli Kebabı var” yazısını okuyunca hayret ettim . benim bildiğim Sivas Köftesi Meşhurdur. Sebzeli Kebab Tokat Kebabı’dır. Tokat Kebabı’nı bizler yeterince tanıtamayınca Sivas falan böyle sahip çıkarak levhalarına bile yazarak başkalarına kendi kebapları gibi tanıtmaktalar işte
Şair ve Yazarları Kahvaltıya davet eden Hafik Kaymakamı İlyas Memiş, Belediye Başkanı Zeki Aydın, konuklara sıcak ilgi gösterdiler. Sessiz Kalemleri takdir eden Hafikli yöneticilere yazar ve şairler kitaplarından armağan ettiler. İsmet Bora Binatlı ile de sohbet eden yöneticiler yazar ve şairleri Hafik’te bir kahvaltıda ağırlamaktan onur duyduklarını söylediler.
Kahvaltıda aynı masada oturduğumuz şairlerin bir kısmı Tokat’tan hayranlıkla bahsederken, bazıları Tokat’ı görmediklerini , Tokat Kebabını tatmadıklarını söylediler. Onlara Ünal Kar beyle Tokat Kebabını Taşhan’ı Ballıca Mağarasını , Mahperi Hatun Kervansarayını, Kaz Gölünü anlattım. İpek Yolunun üstünde olan Hafik’e benzer ilçenin gene tarihi İpek Yolu üzerinde olan Pazar olduğunu anlattım. İlerde bu etkinliklerden birinin Pazar’da, Tokat’ta da olmasını Tokatlı şairler olarak temenni ettik.
Sessiz Kalemlere ilgi yoğundu. Harçlıkları ile dergi çıkaran ve bu dergiyi yaşatmaya çalışan gençlere İsmet Bora Binatlı, Hadiye Kaptan , Sabiha Serin ilgi gösterdiler ve yürekliliklerini takdir ettiler. Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Bölümünde okuyan bir bayan öğrenci gelerek Tokat’lı Sessiz Kalemler ile tanıştı ve Cumhuriyet Üniversitesi ile Gaziosmanpaşa Üniversitesi Edebiyat Bölümünün Kaynaşmasını istedi. İşbirliği yapmaktan onur duyacağını heyecanla anlattı.
Toplantı boyunca Ortanca dergisi (bu dergiyi üstad İsmet Bora Binatlı bizzat kendisi dağıttı), Tokat Kümbet Altında dergisi , Göç dergileri, Tokat’ın Üniversite Gençliğinin çıkardığı Sessiz Kalemler ile Yozgat İleri Gazetesi dağıtıldı. Sivas Yerel basınını göremedik ama Adana , Ankara’dan gelen yazar arkadaşlar bol bol resim çekinerek malzeme topladılar. Gazete ve dergilerinde, yazılarında bolca bahsetmek için.
Toplantıya katılan şairlerden en çok ilgimi çeken ise Karaman’dan katılan İbrahim Şaşma oldu. Karaman benim ilgimi çeken şehir. 2 yıldan bu yana ÖSS de il genelinde sayısalda başarı elde etmekte olan il. İbrahim ile bu başarı üzerine sohbet ettik. Bifa Büsküvileri Sahibi Yılmaz Babaoğlu’nun şair ve yazarlara olan ilgisinin takdire şayan olduğunu anlattım. Babaoğlu Mümin Sekman’ın “Her şey Seninle Başlar” kitabından 25.000 tane alarak ÖSS adaylarına dağıtmış. Gençlerde bunları okuyarak, uygulayarak Karaman’ı ÖSS de 42. likten birkaç senede 1.liğe taşımışlar ve uzun zamanda 1.liği kimseye bırakmayacaklar gibi. İbrahim “ Hicran Yağar Karaman’ a” kitabını bize imzalayarak verdi. Orada teşekkür yazısında Yılmaz Babaoğlu’na teşekkürü görünce anladım ki, Babaoğlu bu kitabın basımına da katkı sağlamış Karaman’ı tanıttığı için. Yılmaz Babaoğlu’ nun ellerinden öpmek geldi içimden. Tokat’a 5 yıl hizmet etmiş Recep Yazıcıoğlu’ nun Tokat yıllarını kitap yapmıştım da Tokat’a bu kitabı basacak sponsor bulamamıştım. Yılmaz Babaoğlu Tokat’ta olsa herhalde on binlerce bu kitabı bastırarak gençlere armağan ederdi. Babaoğlu’na selam olsun. Karaman’ın gelişimine katkı sağlayacak İbrahim Şaşma gibi insanlara destek olmaya devam eder .
İbrahim “ Hicran Yağar Karaman’a” kitabında 103. sayfada Annesine şöyle seslenmekte:
YAPAMAM ANNE
Ak koyun peşinde kuzu olur ya,
Dönerim sırtımı bakamam anne.
Senle Fırat’tım, senle Sakarya,
Kurudu Pınar’ım bakamam anne.
Çocuk düşlerimin kayıp gideni.
Bendeki yangının sensin nedeni.
Özüm gibi yansın diye bedeni.
Ateşe atsam, yakamam anne.
Sinemin üstüne bir yara aldım.
Merhem getir diye selamlar saldım.
Yusuf’un düştüğü kuyuda kaldım.
Ben bu minvalde çıkamam anne.
Şiir böyle güzel dizelerle akıp gitmekte.
Kahvaltıdan sonra şehir merkezine dönüldü. Kongre müzesinde gezilerek, şehir gezisinde bulunuldu. Şehrin tarihi ve turistik mekanları gezildi. Mustafa Epik gene bizi yalnız bırakmayarak işitme engelli arkadaşı Mehmet ile bizlere refakat ettiler.
Daha sonra , öğle yemekleri yendi. Tokatlı bir şair olan ama Bursa’da ikamet eden Süreyya Kaya ve kızı da gelmişlerdi Sivas’a. Tokatta oturan annesini özleyince bizimle beraber Tokat’a gelmeye karar verdi. 9 kişi gittiğimiz Sivas’tan bir şair daha transfer ederek 10 kişi döndük. 1 gün için bile olsa Tokat’ın şair nüfusu 1 kişi artmış oldu.
Evliya Çelebi bile Tokat için şairler fazıllar, alimler yurdu dememiş boşuna.
Bu güzel şenliğin bir benzerini de Tokat’ta düzenlemek dileğiyle…
TURAN YALÇIN-TOKAT
YORUMLAR
Sayın ıssız gemi Nebi KILIÇKAYA:bu sizin yaptığınızın adını koyamıyorum.Evet dinletiden on gün önce toplantı yaptık ve size ben üç adet davetiye de verdim .Ondan sonra biz kaç defa daha toplantı yaptık haberiniz var mı?Siz hem derneğin üyesi hem de grupta üyesiniz 2 aydır hem etkinliğe katılacak listesinihemde yapılacak işleri güncelliyorduk.Siz bir kendinizi gösterip ortadan kayboldunuz.Bunu Güldeste antolojisinde de yaptınız.Ben sizin isminizi yazdırmıştım o kadar ilgisiz kaldınız ki katılım sona erdikten sonra ortaya çıktınız ve ya bende katılacaktım dediniz.Bu etkinlik bir şiir dinletisi burada şiir okunacağını taaa İspanyadan katılan Hadiye Kaptan hanımefendi biliyor da siz mi bilmiyorsunuz.Bu etkinliğe gölge düşürmek kimsenin haddine değildir.Biz böyle bir organizasyondan l alnımızın akıyla çıktık.Ufak tefek hatalar içinde oraya gelerek koltukların arasına saklananlardan değil yüreğini ortaya koyanlardan özür diledik.Siz kendinizden utanıp kaçmışsınız biz kimseye utanılacak bir hareket yapmadık ve üstelik herkes şiir okumak zorunda da değildi.Biz zaten yola çıkarken bazılarının kaçacağını biliyorduk.Siz neden on gündür hiç ortalarda görünmediniz.O kadar mı meşguldünüz.Bir organizasyon da siz yapın görelim.Ama biz sizin yaptığınız organizasyondan sizi bırakıp kaçmayız .Bunu da bir övünç kaynağı olarak söylemeniz sizin açınızdan ne kadar acı bir şey olduğunun farkına varamayacak kadar basretiniz bağlanmış.Yurdun 4 bir yanından gelen onlarca insan teşekkürlerini bildirirken sizin kendi duyarsızlığınızdan kaynaklanan bir hatayı bize mal etmeniz tarihin tozlu sayfaları arasında nasıl bir isimle yer alacağını sizin takdirlerinize bırakıyorum.Bülent ARI/SİVAS YAZARLAR VE ŞAİRLER DERNEĞİ BAŞKAN YARDIMCISI ETKİNLİK SORUMLUSU
bence de organizede eksiklikler vardı.
on gün önce konuştuk dernek başkanımızla,
ondan sonra ne aradılar ne sordular. şiir dinletisinin olduğu gün işteydim...kaçamak yapıp gittim sırf şair dostlarla tanışmak için..
içeri girdiğimde dinleti başlamıştı.yarım saat sonra ismim okunmasınmı..sahneye şiir okumak için davet ettiler.
ben şiir okuyacağımı bilmediğim için şok oldum.hazır değilim.
ne yaptım..koltukların arasına saklandım.çıkmadım...
ilk fırsatda da kaçtım utancımdan...
ne olurdu söylenseydi önceden....