- 744 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KARANLIK MELEĞİM
KARANLIK MELEĞİM
Hayat dev bir aynanın karşısındaymış gibi geçiyordu içimden. İçimdeki yokluğumda mısralar öksüz, hayaller yitik, umutlarda uzaklaşıyor benliğinden.
Karanlıklarla yoldaştık biz yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. Hüzün arkadaşım karanlık, henüz yüzünü yıkamaya nasiplenmemiş. Şimdi yorgunluklar okşuyor kelebek kadifesi yüzümden. Yoksul düştük hayata karanlıklarla, düştük işte bir sevdanın kucağına burnumuz sürünsün biraz kaldrım çatlaklarının köşesinde. Bozgunluk karalara büründürmüş gözlerimi ama ziyanı yok. Hayatın kavşağında zik zaklarla ilerliyoruz nasılsa karanlıklarla bir ömür dostluğumuz var içten.
Nasıl da sarılıyoruz birbirimize içten böyle dostanece. Hayallerim sende mi bitiyor yoksa? Varsın dostum sadece karanlıklardan ibaret olsun , başkasının kendi elleriyle karalara büründüğü aydınlıkta karalara bel bağlanan dostluklardan kıdemli kalır.
Sevda işte karanlığın kutsanmış yüce kralının herkese zeytin dalı uzatan güzel kızı. Şimdi gelinliğinde kara olmalı değil mi? Söyle ey yüce sevda niye barışmıyor yıldızımız seninle. Oysa baban yüce Karanlık Melekle dostuz içten . Yaşam diyorum nasıl da çarpıtılmış böyle soğuk bir düşün etkisindeki gecede rotubetli duvarlara ızdıraplarla çizilmiş.
Ey karanlığın kutsanmış yüce kralının kutsanmış güzel kızı sevda. Gözlerin ne güzel de sürmeliymiş öyle. Ya felaketimi getiren suskun seraptan yüzüne ne demeli. Şimdi zülfün telindeki güller de karanlığın nar çiçekleriyle taçlanmış olmalı. Nefretin bana mı böyle yoksa niye peki sana gönlümün uçsuz surlarında mı yer vermedim, yoksa yalnızlık sancılaryla kıvranırken yalnız ışıklarımla gözlerimdeki karanlıkları aydınlatırken seni mi düşünmedim ey fikrimin elem çiçeği.
Ey kutsanmış yüce karanlık kralım. Bizler ki aynı kalp atışlarıyla mücedelesini vermiştik, aydınlıkların kara libaslarını sana benzemek isteyenlere karşı. Ben ki senin ellerinde büyüdüm lokmalarımı koynumda saklıyorum hala. Ya beraber yudumladığımız ölüm şerbetlerinin acımtrak tatlarına ne demeli.
Ruh penceremi acıtmadan gelip koynumda yaslanan karanlık saçlarını okşarken ellerim nasılda örküyordu. Vurgun yemiş yüreğim sımsıcak avuçlarında demlerken kızıl çayını ne güzel de uzatmıştık ellerimizi birbirimize . Yaralıydı bağrında elem çiçekleri bittiren yüreklerimiz.
Karanlık meleğin yanında ne kadar da hüzünlü lakin mutluydum. Abı hayatım gezerken damarlarımda susamıştı kalbim biricik güzel kızı sevdanın gözlerine. Yok işte tarifi sevdamın kelimeler öksüz ve anlamsızlık değermenlerinde öğütülmüş her biri.
Hayat işte ey karanlık meleğim avuçlarına ne güzel de yakışıyor, yakutlar boynundan süzülürken gözlerinde ölmeye geldim. Ama sen gözlerinde ölmeme razı değilsin. Bak işte hayatı zehirle damlattı içeme yine güzel kzıın sevda .
Erol Saner 08.10.2009
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.