Kızsal muhabbetler(22).......
’’Hiç durmadı aşk dursa bile dünya
İnsanlar sevdiler hep bazı insanları
Gece inmesin gözlere ve sokaklara
Vücutlar arasında kadınlık erkeklik
Aşkla ayakta’’
(Cemal Süreya)
Leylanın çantasına attığı kitabın arasındaki ayraç diye kullanılan, aslında basit bir kağıt parçası olan sayfada yazan bu şiirdi işte.
-Birazdan göreceksin Vedat bey anyayı konyayı.
Oysa Vedat öyle keyifliydi ki.
-Ahhh Leyla ah ne yaptın bana sen?Ama neden bu kadar hırçınsın ?Her an saldırmaya hazır.Ah güzel keçim benim ,seni ne kadar seviyorum bir bilsen.
Bilmiyordu Leyla, bilmek isteseydi bilebilirdi elbet, ama istemiyordu.Belki de korkuyordu .Aşk derin bir kuyu, içine düşmek korkutucu.
Akreple yelkovanın bitmeyen kovalamacasından sonra;
-Niye Üsküdar dedin?Nereye gelecek senin ki?Dövecek miyim?
-Ya yok ne dövmesi, biraz gözünü korkut yeter.Arayayım ben gelmiştir buralardadır.
Leyla telefonuna bakarken tam yanlarından siyah gömlekli, esmer genç Devrime dikmiş gözlerini:
-Devrim abiiiiiiii sensin haaaaaa!
-Koçum Vedat sen haaaa!Ya ne işin var senin burada?Ulan oğlum nerdesin ya?
Tüm bunlar olurken Leylanın yüzü hangi renge gireceğini şaşırmış durumda.
Şebnem:Nerden tanışıyosunuz siz?
-Sevgilim bak bu çocuk varya hani sana anlattığım türünün son örneği işte o.
Devrim Leyla ile Vedatın bakışmalarından en nihayet durumu kavrayabilmişti.
-Oğlum yoksa telefonda bahsettiğin kız bizim Leyla mı ve senin çam yarması da Vedat mı?İşe bak ya.Ulan ayarlasak olmaz vay canına!
Herkes o kadar şaşkındı ki özellikle Leyla.Vedatı dumur edeceğim diye geldiği yerden kendi dumur olmuş olarak gideceğini bilebilir miydi ki?
Leyla:Ben gidiyorum deyip, kızgınlıkla, daha çok utançla uzaklaşmaya koyuldu.
Devrim::Oğlum arkasından git hemen ve sakın onu bırakma, siz birbiriniz için yaratılmışsınız bizim saf kızın haberi yok.
Tüm bunlar olurken Seda Leyladan aldığı kitabı okumaya başlamıştı ama önce altı çizili olan yerlere göz attı:
Pers kralı Darius’u mağlup etmesinden sonra Büyük İskendere gelen haberciler,kralın son derece güzel kız kardeşi ile zarafetin doruğunda bir kızı olduğunu bildirdiler.Zaten dünya üzerindeki hiçbir harem Pers kralınkiyle boy ölçüşemezdi.
İskender ise şöyle cevap verdi:Ben erkekleri mağlup ettim.Onların kadınlarının da beni mağlup etmelerine gerek yok.........
........
Hedeften önceki son adımlar,daima en güçlü olanlardır.İnsanın en çok altına ettiği yer,tuvaletin eşiğidir.
Seda bu söze güldü.Leylayı düşündü bir an ne yaptı acaba?
-Leyla dur dinle !
Leyla durdu delici bakışlar fırlattı .Vedat ne diyeceğini şaşırdı.
-Gel şurda oturup konuşalım nolur.
Leyla bişey demedi ama Vedatın gösterdiği kafeye doğru yöneldi.
Dakikalar sonra,
-Biliyorum bana ve aşkıma inanmıyosun ama dinle hiç konuşma sadece dinle.Ben yalnız değilim Leyla, mutsuz da değilim.İnsan yanlız ya da mutsuzken gördüğü herhangi birine duyduğu hissi aşk sanabilir.Oysa benim beni çok seven arkadaşlarım var güzel bir işim var ailem var,istediğim takdirde teklifimi kabul edecek biçok kız var.Yani sensiz de olabilecekken senle olmayı istiyorum.Bunca varlığın içinde pencerene bakıpta seni görmediğimde herşey yitip gidiyor,ben sana aşık oldum Leyla ama kadınlığına değil ruhuna ,bakışına ,konuşmana ,hırçınlığına bile.
Leylanın içindeki volkan patlamış, kalbini lavlar sarıyor şimdi.
-İnanmıyorum sana!
Oysa inanıyordu daha doğrusu inanmak istiyordu.
-Zaman ver bana sana aşkımı isbat edeyim.Hayatım boyunca hiçbir kıza elim değmedi Leyla.
Leyla içinden:Allahım Sedayla dalga geçiyordum bakir erkek varmıymış vay canına.
-Buna kim inanır?Kadir inanır mı?Eli hiçbir kıza değmemişmiş.Ordan salak gibi mi duruyorum.
-Evet değmedi ama ahlakı bunla orantılı da bulmuyorum.Önemli olan bir erkek bir kıza dokunduğunda ne maksatla dokunduğudur.
Buzlar eriyor.Toprağın yağmuru kabullenişi gibi aşk yağmuru gelince, çorak bir toprağa dönmüş Leylanın kalbi de kabullenişte.Başka ne yapabilirdi ki?Toprak yağmura yağma istemiyorum seni der mi hele ki susuzluktan kavrulmaktaysa nasıl der?
Şebnem:Sence ne yaptılar arasak mı Leyla çocuğu dövmez inşallah. Vedat ne temiz yüzlü bir çocuk.
Devrim:Öyledir hatunum.Benim kırdığım cevizler kırkı geçmişken ,bu dönüpte bakmadı kimseye çekingen falan oluşundan da değil ha.
-Ben bekliyorum abi o beni gelip bulacak derdi.Gülerdim ,dediği çıktı.Eeeee kolay mı dört seneyi geçti.üniversiteye yazıldığında bizim şehre geldiğinde dört kişilerdi eşya taşıyolardı karşı apartmanımıza.Yardım edelim mi koçum dedim.
-Abi zahmet olmasın dedi.O gün bugün arkadaşız işte acayip efendidir en ufak hatasını görmedim.
-Canım ya inşallah mutlu olur bu defa.Bitanem ya bir de Sedaya bulsak.
-Ama o kız sofu demiştin nerden bulayım.Dur bakalım bir.
Sedanın kulağının çınlaması boşa değilmiş.İskender Pala’nın güzel bir cümlesini okumak üzere:
’’Kendimi anlamını yitirmiş bir cümle,çağı geçmiş bir nazım gibi hissettim’’
Seda içsel sohbette:Ben de böyle hissediyorum işte ,tam beni anlatan cümle.Ne Leyla gibiyim ne Şebnem gibi.Zamana ayak uyduramıyorum geri kafalı mıyım ne?
Dakikalar sonra;
Vedat:Leylaya bakmakta, otobüsteler, eve gidiyorlar.
Leyla:Vedatın bakışlarından kaçmak için dışarıya bakar gibi yapıyor ama kalp çarpıntısından ölmek üzere.
Seda :Peynirli börek yapmakta.
Devrim:Yatakta
Şebnem:Yatakta.
İki ’’yatakta’’cümlesine karşın yatak bir tane, demek ki aynı yataktalar sevişiyorlar fonda Yasmin Levy ’’La Alegria’’
Sevişmek için iyi bir seçenek mi?
Bilinmez.
YORUMLAR
Yani sensiz de olabilecekken senle olmayı istiyorum.Bunca varlığın içinde pencerene bakıpta seni görmediğimde herşey yitip gidiyor,ben sana aşık oldum Leyla ama kadınlığına değil ruhuna ,bakışına ,konuşmana ,hırçınlığına bile.
Leylanın içindeki volkan patlamış, kalbini lavlar sarıyor şimdi.
İşte her kadının istediği aşk bu değil mi. Cinselliğinin yanında, beynine, düşlerine, bakışlarına yani bir bütün olarak aşkı yakalamak.
Leyla yakaldı mı dersiniz aşkı?
Yine çok güzeldi. Sevgiler yüreğinize