- 816 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
REVA MIDIR BU MERHEM YARASI AĞIRLARA?
Zaman, gene kurşun geçirmez vaatlerle kakalıyor merhemini ve bedeline ömür atfedilen etamin bir hikaye gibi oturuyor şakaklarıma...
Belki de duvarlarımı delip deşen, zamanın her yamasında daralan soluğumdur. Belki de avlumda beslenen akbabaları izlemek yerine devralmalıyım yaşam nöbetimi. Enselemeden beni aklımın ucuz oyunları, çıkmalıyım bu avradı zemheri duvarlardan! Hani bir alt edebilsem diyorum, bir kere abanıp tökezletebilsem sonrası çorap söküğü belki…
Fakat her yeni yetme volta da eşiğimden sızan, edebine tükürdüğüm cilveli kederlerim belletiyor oysa analar ne hücreler doğururmuş! Ne mene, ne maraz hücreler…
Öfkemin evrene sığmadığı, benim öfkeme sığ(ın)dığım her kasılmada, anadan dul bir angut kuşu gibi yuvalandı dişlerimde zaman. Çiğnemeden yutturduğu öfkem ile kaç zıbarık gece de hazımsız kaldım, kaç gün ağardı saçlarımda bilmeye ser veremedim…
……………
Bazen dallı budaklı gelinler yeşerir toprağında ve satır başlarına kına yakılmış, vuslatı zifaf bir şiir gibi geçer yüreğimin ırzına, bazen yamacında pineklediğim bir uçurum boyunda ayaklarımı yerden keser adeta! Yaralarımı sağaltır bazen, aşımına uğrayan acılarım da olmuştur tabi ki, hakkına tenezzülüm yoktur hani! Fakat öyle ki deştiği yolsuz yordamsız zerreler; deve de uzuv bilemedim…
Zaman!
Heybesi kalaylı kancık bir neferdir…
Vay ki zaman!
Halise Balkaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.