- 780 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Yine mi hüzünlü geceler de düş görmeler
Yine mi hüzünlü geceler de düş görmeler? Yeter! Yoruldum artık!
Oysa henüz düşlerimin yarısına bile gelmemiştim, gecenin feryatları ile uyandım, saatler durmuş zaman ilerlemiyor ne yelkovan ne akrep var ortada, ıssız bir çölde güneşin kavurduğu bir yanma gibi ve karanlığın ürkütücü sesi. Düş bu! Dedim, düş bu karabasanlar içinde! Sabaha daha çok var açma gözlerini sıkı sıkı kapat, kaldığın yerde bırak bu korkunç düşleri. Ama nafile, düşlere dönmemek için bütün yollar kapalı, yatağım yorganım yastığım yok yerin de. Bir karanlık gece de ortada kalıvermiş buldum kendimi. Hangisi düş hangisi gerçek artık ayırt etmek imkânsız bu lacivert gecenin ortasında. Dinledim kendimi, aradım ruhumu her şey yerli yerin de. Biraz ötede bir ağlama sesi, karanlığa alışan gözlerim etrafı seçtiğin de ağlayan yüreğimdi yerde. Sol yanıma gitti ellerim bir boşluğu yakaladı... Öğrendim, evet geç de olsa öğrendim yüreğim ağlıyordu. Ne olmuştu düşlerim de ya da gerçekte neden benden uzakta yüreğim ağlıyor sessizce. Ben… Ben niye ağlamıyorum şimdi onun yerine. Gözpınarlarım da yaşlar bittimi ne? Oysa ağlayan ben olmalıydım onun yerine.
Çok geç olsa da... Anlıyor insan denen canlı; kime, neden, kimin için, ne için ağladığını, düşlerinden bir sıçrama ile uyandığın da.
Uzaklardan bir ses geldi. Uzaklardan bir el uzandı sen ağlama o ağlar senin yerine diye...
Olmazdı, olamazdı, bu ne düş ne bir gerçekti. Hiçbir şey birbirinden ayrılmıyor, her şey birbirine karışmış yokluğunla. varlığını da ayırt edemez olmuştu artık ruhum. Her şey her yer soğumaya başladı yine. Yokluğun şimdi daha da soğuk, yokluğun buz gibi...
Hani; öyle üşürsün ya ayaz çarpar yüzüne, çivi gibi deler geçer deli rüzgâr göğsünü, nefes alamazsın ya, işte tam öyle bir yanma içim de. Sanki birazdan bedenim parçalanmaya başlayacak, her biri başka bir yere savrulacak, her bir parçayı arayamayacağım, hiçbir parça birbirini tanıyamayacak, ezip de geçecek tüm bedenimi bu çılgın gece… Geride, acısı derinden gelen bir sessizlik kalacak...
İşte ben de öyle üşüdüm gece yarısını beş geçe... Anlamsız buluyorum artık her şeyi. Her şey anlamını yitirmiş, hiçbir şey var her şey yok gibi.
Sevgi deseler sadece bir sızı hissettiğim. Sonra hüzünlü bir gülümseme.
Aşkı sorsalar, aynı dili mi konuşuyoruz diye soracağım herkese anlamını yitirmiş bir kelime şu an tüm hissizliğim de...
Anlatın derim bilmediğim bu kelimeyi öğretin bana yeniden, neyi yanlış öğrendim ben?
Dokunmak mümkün mü aşk’a istersem?
Yüreğim, peki yüreğim ne olacak, hep üşür mü yürekler aşk’la tanışınca yeniden? Aşk dediğiniz şey hep gelir geçer mi ömrümüzden? Hiç kalmaz mı yürekler de ebediyete kadar?
Bakışlarım donuk, yüreğim donuk. Nasıl da anlamsız her şey artık.
Görmesin istiyorum hiç kimse gözlerimi, görmesin hiç kimse hüzün damlalarımı gözlerimin...
Hiçbir yerden ses gelmiyor, hiçbir soruma cevap alamadım daha. Suskunluk derin derin işliyor içime, her yanıma. Oysa ben öğrenmek istiyorum yeniden sevmeyi yeniden sevdalanmayı.
Tüm öğrendiklerimi silip en başından başlayıp sonuna kadar yeniden yaşamak istiyorum sevdamı.
Anlatmaktan yoruldum artık, anlaşılmak istiyorum...
Bir hayal düşledim bütün hayatım boyunca. Bir yürek istedim ağlamasın dokununca. Bir omuz istedim dayanmak için ağlarken. Bir dayanak istedim yorulunca. Bir el istedim sıcak ve şefkatli başımı okşayacak, bazen bir baba, bazen bir dost, bazen bir sevgili Sıcaklığında. Saçlarıma dokunsun istedim, teselli etsin beni her sıkıntımda…
Tüm bedenimden söküp alsın yalnızlığımı varlığıyla...
Bir göz istedim gözlerimde gözlerimi okuyan, ne istediğimi gözlerimden anlayan... Hiç konuşmadan saatlerce konuşabilelim, hiç sıkılmadan yok edelim zamanı, anlayabilelim birbirimizi sessizliklerimizde...
Çok şey mi istiyorum?
HAYIR! Aslında çok şey değil bu isteklerim, sevmeyi ve sevilmeyi yürekten isteyince…
Bunların sadece seven yüreklerin arzuları olduğunu biliyorum sadece. Yaşamadan, sadece istiyorum işte…
Ben bu düşlerden yoruldum artık, güzel düşler görmek istiyorum hüzünsüz gecelerde sevmeyi yeniden öğrenirken…
Hiç olmayan, belki de hiç tanımadığım seni özlüyorum… Gel artık…
Bu deli yalnızlığa bir son ver!
Esenlikle ve sevgiyle... Melekler öpsün yüreğinizden...
DİLA EMRAL AYDIN