- 2504 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Affet anne...
Nermin hanımın gözleri pencerede hala.
sofra kurulmuş.belliki önceden kurulmuş. yemekler baya sooğumuş çünki.
Bir daha telefona sarıldı. numaraları çevirdi.
-Aysel; kızım nerdesin canım.seni bekliyorum yavrum.
çok geç oldu,ne zaman geleceksin kızım.?diye üzgün bir ses
tonuyla konuştu kızıyla.kızı oralı olmaz bir eda ile çıkışıyordu annesine.
-ya...beni niye bekliyorsun.ben çocuk değilim artık.her akşam böylesin.
bıktım senden.bırak artık yakamı...
Nermin hanımın gözleri doldu.sözlerini bitirmeden aysel telefonu kapadı
annesinin yüzüne...
Nermin hanım 50 yaşında dul bir bayandı.eşi öleli 10 yıl olmuştu.
kızıyla eşi birbirlerini çok seviyorlardı.öyle tutku vardıki aralarında;
yedikleri içtikleri ayrı gitmezdi.annelerini safdışı bırakmışlar,
aşırı derecede bağlıydılar birbirlerine.varsa yoksa kızı ve babasıydı.
ayten , 10 yaşındayken babası trafik kazasında ölünce,bunalıma girmiş,
annesinden nefret eder duruma gelmişti.bir ara pisikolejik tedavi de görmüştü.
Babası sağken sesini çıkarmıyordu annesi.tek onlar mutlu olsunlarda beni
sevmesinler diyoru.kızına kol kanat gerdi,yemedi yedirdi.içmedi içirdi
ve şimdi tıp tahsilinin yarısındaydı ayten..ilerde doktor olacaktı.ama annesine
asi olması annesini öyle üzüyordu ki...her gece böyle bekler,ağlar dururdu.
Gece geç vakitte eve gelince ,ayten annesine boşalttı içindeki nefreti.
-Anne seni istemiyorum hayatımda.özgür olmak istiyorum.bırak yakamı.
hayatımdan çık artık....gibi kırıcı sözlerle annesine hakaret edince,
annesi dayanamadı,özel eşyalarını aldığı gibi süratle çıktı evden.
başka şehirde kardeşi fatma hanım vardı.o gece bir komşuda kalıp,ertesi gün
kardeşine gitmek için terminale gitti......
Aradan bir ay geçti. ayten memnundu hayatından.özgürdü artık.
bir telefon geldi ayten e.arayan teyzesiydi.
-eyten,kızım annen çok hasta buraya gelebilirmisin yavrum.annen seni istiyor.
Ayten;
-nesi var ?
-söyleyemem kızım.buraya gelmen gerekiyor.
ayten ertesi gün istemeyerek te olsa bursaya hareket etti.
eve geldiğinde bir kalabalık gördü evde.
merakla girdi içeri.
yatakta yatıyordu annesi. ama gözleri kapalıydı.uyuyor sandı.ama kalabalık
ta neyin nesi dedi.akrabalarından bazılarıda vardı.
annesine doğru giderken engel oldular.
-kızım dur gitme...oyur şuraya dediler.
Ayten şaşırdı
-ne oldu ki...anneme ne oldu!?
-sakin ol kızım...annen kriz geçirdi.doktorlar elinden geleni yaptılar
ama malesef...ayten ağlamaya başladı.belkide ilk kez annesini sevdiğini
hissetti.içinden bir şeyler koptu sanki...annesine yaptıkları gözlerinden geçti
bir bir..-anne...diyebildi. yanına yaklaştırmadılar.
hatta dışarı çıkardılar.başka evde misafir ettiler.
cenazeyi kaldırdıktan sonra ayteni alıp nevşehire döndüler.
Ayten
-neden nevşehire götürmediniz cenazeyi.memleketimizde olmasını istiyordum.
-annenin vasiyeti kızım.seni rahatsız etmek istemedi.
ayağına engel olurum belki.görmesin kabrimide.rahat etsin yavrum’ dedi...
Ayten öyle yıkıldı ki...sanki ateş doldu içine...
-Ben ne zalim bir kızım.ben ne yaptım .dedi içinden.göz yaşları inci gibi
süzüldü yanaklarından.
aradan üç ay geçmesine rağmen ayten hala ağlıyordu.tüm zevkleri
hevesleri,eğlenceleri boğmaya başladı onu.hepsini unuttu.
arkadaşlarından uzak durmaya başladı.ev başına yıkılıyordu sanki.
her köşede annesini hayalliyordu.yemekten içmekten kesildi.
-anne...ben seni bu kadar sevdiğimi nasıl farkedemedim!sana zulmetmişim
affetsende artık çok geç...sen ne iyiymişsin.yemediğim o güzel yemeklerin,
burnumda tütüyor.böyle düşüncelerle hep ağlardı ayten her akşam...sessizce.
neyse ki okul tatildeydi.yoksa sınıfta kalması içten bile değildi.
....................................
kapı çaldı.
-kim o?
-posta..
kapıyı açtı.
-mektubun var hanımefendi.
ayten şaşırdı.
aldı mektubu.postacıyı savdıktan sonra tam bakacaktı kimden diye
fırlattı odanın bir köşesine.
birkaç saat sonra aklına geldi mektup.attığı yere gitti aldı..
-ne...!?nermin soylu mu...?
-anne...annemden mi.!
saçma.biri şaka yapıyor galiba dedi.
-öncedenmi atmış acaba dedi.
açtı.
kızım,canım aytenim...
nasılsın yavrum.bensiz çok mutlusundur eminim.
kendine iyi bak güzel kızım.gece üzerini açık bırakma.hep açık bırakırdın.
ben örterdim...yemeklerimi aksatma kuzum.derslerine iyi çalış yine.
gerçi sen iyisini bilirsin.bana ihtiyacın yok,bilirim.anne yüreği işte..
yinede gözüm arkada kalıyor yavrum.
şimdi rahatsın değilmi ?ayakbağı oluyordum san.özgürlük nasıl.hayatından
memnunsun değilmi aytenim....
ayten hüngür hüngür ağlamaya başladı...
-anneeeeee...anneeeem.gel anneeee...affet beni anneeee...
çıldırmış gibiydi ayten.yakasını bağrını parçalamaya başladı...
-gel...sarıl bana anne.diye mırıldandı deli gibi...gözleri kan çanağı gibi
olmuştu ağlamaktan.
-gel nolur...özledim seni anne.kıymetini bilemedim.değerini anlayamadım.
keşke sen değilde ben ölseydimde bu acıyı yaşamasaydım....
birkaç gün sonra...
ayten evdeyken bir telefon çaldı.
-kızım nasılsın?
arayan teyzesiydi.sesini çıkarmadı ayten.
annesine yaptıklarını teyzeside biliyordu.suçluluk duygusuyla konuşmadı.
-sahi, dedi.neden eşimiz dostumuz aramaz oldu beni.hepten küstüler bana sanki.
kimse yanıma gelmiyor dedi içinden.
-ayten...ayten.konuşsana kızım.
-teyzeciğim iyiyim.konuşamayacağım kusura bakma.yarın ararım seni.dedi.
mektubu tekrar eline aldı.tarhine baktı.
-bunun tarihi yeni.el yazısı annemin...nasıl olur.?
teyzesine hemen telefon açtı.
-teyze,senin mektuptan haberin varmıydı.annem göndermiş bana.
tarihi yeni.anlamadım ben.
-ölmeden önce yazmıştı.sana göndermemizi söyledi.ölünce tabi...
-anlıyorum teyze.
-özledinmi yoksa.
-özlemekmi..!?
telefonda teyzesine ağlamaya başladı.
-kıymetini bilememişim....keşke...
-keşke...
-ölmeseydi de sarsaydım bağrıma ..nasıl alışmışım ona.şimdi anlıyorum.
-gerçektenmi.şimdi gelse yine kovarsın kızım.dedi teyzesi.
-kovmakmı.Allahım onu geri getirse.ayaklarına kapanır.ebedi yüzümü
yerden kaldırmam.hep sürünürüm ardında.kokusu yeter bana.onun yüzüne
bakmasamda,varlığı yeter.ölesiye dövsede elimi kaldırmam ona...
-anladım kızım.kendini yıpratma artık nolur.giden gitti.
-gitmesi benim yüzümden...ben üzdüm.kovdum onu.canım annem.
........
birkaç gün sonra.
parkta oturuyordu.ilere bir kadın gördü.kendisine bakıyordu.
-bu...bu..anneme nasılda benziyor dedi..yoksa...?
karşıya koştu.oraya varmadan kayboldu gizemli kadın.
şaşırdı.nereye gitt,i dedi.yok canım.hayal görüyorum ben.
ölen nasıl gelir.deliriyormuyum ne...
eve gitti.kafası allak bullak olmuştu.
telefon çaldı.
-alo...
-ayten?
-evet benim.
-pişmanmısın kızım.
-neye?
-anneni üzüp kovduğuna...
-elbette.sen....
-geri gelmesini istermisin...
-bu ses....anne..annemin sesi...olamaz.sen annemmisin yoksa..?
-kızım anneni görmek istiyorsan şehir mezarlığının girişine gel..
-ne....mezarlıkmı..sen kimsin?
telefon kapandı birden.
aceleyle mezarlığa koştu ayten.giderkende düşünceler aklını kemiriyordu.
-annemin sesi bu.ama mezarlıkta ne işim var.onun mezarı bursa da değilmiydi.
öldüyse konuşan kim.vs. böylece geldi denilen yere...
limseyi göremedi.bir ağacın altından bir ses geldi.
-ayten..?
döndü birden.yüzü kapalı.gözlüklü.tanınmaz halde bir kadın gördü.
oturmuştu ağacın altına.
-sen kimsin?
-gel ayten...
şaşkınlıkla gitti yanına.
-anneni seviyormusun yavrum.
-elbette.
-gelse eskisi gibi davranırsın işte.
-hiçte bile!...sen kimsin ya.elini kadının peçesine uzattı.
kadın engel oldu.
-dur.acele etme.sakin ol...dursaydı annen.bu kadar sevdiğini anlayamayacaktın.
ne yaparsa yapsın sen huyundan vazgeçmeyecektin.annen ne yaptıysa nafile.
yapacak bir şeyi yoktu malesef.affet kızım...
-ne..?elini birden anice peçeye uzatıp açtı...
-anneeee!sarılıp sarılmamakla terddüt etti.evet karşısındaki annesiydi
gözlerine inanamadı.
-nasıl olur..!!!
-kızım;mecbur kaldım bu işe girdim.ölünce anlaşılırmış ya kıymeti sevdiklerinin.
babanı nasıl unutamadın.belki beni seviyorsan öldüğümü görünce anlarsın dedim.
teyzenle bu işi kalkıştık aytenim...
ayten dondu...neden geç kaldım dedi birden
-canım annneeeem...diye öyle bir sarıldıki. susuzluktan günlerce yüreği
yanmış,birden su bulmuş çöl yolcusu gibi öyle sevindi,öyle ağladı,öyle sarıldı ki
annesine...doyamadı...içti..içti..içti.anne sevgisini.
-kızım...aytenim.bitanem...hadi gidelim babanın mezarına...
ayten konuşamıyordu....başı annesinin omuzunda yürüdüler babasının mezarına doğru...
Nebi KILIÇKAYA
27/09/2009...pazar...
23 :00...sivas...
dostlarım.imla kurallarına uymadım.kusura bakmayın.beni bu şekilde yormayın.
biliyorum.hatalı olduğumu.bu konuda zayıfım.
siz sadece içeriğini okuyun. öylesine yazdım işte...içimden geldi...
YORUMLAR
Kalemini yüreğine batırıp yazabilen ender şair ve yazarlar vardır...Sende onlardansın dostum..Sonsuz tebriklerimi lütfen kabul buyur çünkü ziyadesiyle hak ediyorsun.Tema anlatım ve final harikaydı..
Anne dünyada sahip olduğun en değerli hazinendir.Ne sana sevgisi tükenir nede yardımı..Diyecek söz yokkk... yüreğin dert görmesin...
Yüzünden gülücükler,
Yollarından güller,
Ve..
Kaleminde yürek mürekkebin daim olsun..
ALLAH'a emanet ol..
SAYGILAR...