AH BİR ZENGİN OLSAM!
Zenginlik elbette arzu edilen bir durum. Örneğin Anadolu’da zengin olanlar için “bok gibi parası var”derler. Ya da “çirkin zengin” deyimi kullanılır. Burada anlatılmak istenen ölçüleri aşmış bir zenginliktir.
Paranın parayı çektiği bizim gibi kapitalist toplumlarda böyle ölçüleri aşan zenginler çoktur.
Allah daha çok versin. Lafımız yok, olamaz da zaten, arada bir fakir fukarayı da görsünler yeter.
İçinde yaşadığımız toplumun bazı çelişkilerini ortaya koyabilmek için ben de bir an için zengin olmayı isterdim açıkçası.
Ne midir bu çelişkiler?
Arz edeyim efendim.
Bir ara mayo reklamı krizi çıktı.
Hatırlarsınız.
Bikinili cillop gibi mankenlerin sere serpe uzanmış haldeki resimlerinin dev bilboardlarda sergilenmesi kavgasıydı.
Mayo firmasının reklam resimlerini teşhir için başvuruda bile bulunmadığını, sadece medya aracılığıyla gürültü çıkararak belediyeyi madara etmesi bir yana reklamı bedavaya getirme cinliğini filan anlatmayacağım.
Anlatmak istediğim medyanın tavrı.
Medya olaya, “Ne olmuş yani! Elbette bikini reklamı yapılır. İran mı lan burası?” anlayışıyla yaklaştı.
Burası İran değildi, olamazdı.
Burası Newyork ya da Londra filan da değildi.
Burası Türkiye’ydi.
Burada bikiniyle denize giren hatta bikini gibi kıyafetle ahali arasında özgürce gezinen çağdaş kadınlar olduğu gibi Arap Kadri gibi arkadaşlar da yaşıyordu.
Bilirsiniz. Fırt dergisinde Tekin Aral’ın unutulmaz kült karakteridir Kadri.
Kalın zoftrik bıyıklı, biraz kel, göbekli, tellak kılıklı sevimli gariban bir adamdır Kadri.
Bir de donu vardır Kadri’nin.
Tarzan gibi sürekli donla gezer muhterem.
Tasarım harikası bir dondur.
Modacılar bu don stilini nasıl ıskalarlar anlamıyorum.
Aslında bir tür sliptir Kadri’nin donu.
Ne var ki sevimli kahramanımızın donu biraz aşağıya doğru sarkmıştır.
Kirden ağırlaştığından belki.
Bilemiyoruz.
Dondaki sarkmadan dolayı Kadri’ye karşıdan ya da arkadan bakarsanız selamettesiniz demektir, bir sorunla karşılaşmazsınız.
Ama yan cepheden bakmamanızı öneririm.
Zira makine dairesini tüm müştemilatıyla beraber görmüş olursunuz.
Zenginlik fantezisine gelince.
Şayet zengin bir adam olsaydım derhal bir erkek iç çamaşırı firması kurar ve donlu Kadri’yi dev bilboarlarda sergilerdim.
Bu suretle medyadaki arkadaşlar da bu ülkenin asla İran olamayacağını sanırım anlamış olurlardı.
Zihinlerinin bir hayli karışacağından eminim.
Ne diyecekler sanki?
“Ay iiirenç, bu ne böyle. Bikinili kadın hiç olmazsa göze hitap ediyordu.” mu diyecekler?
Senin gözüne hitap etmiyor olabilir. Kadri’nin de kendine göre bir kitlesi vardır, olmalıdır.
En azından hiç kimse laiklikten “ödün” verildiğini iddia etmeye kalkışmayacaktır.
Ayrıca Kadri’nin dev resimlerini gören herkesin, gözleri yuvalarından fırlamışçasına tepki vermeleri muhtemeldir.
İnanın bikinili kadın resmine kimse dönüp bakmaz bile.
Reklamcılık ta bu değil mi zaten.
Diğer yandan Kadri’nin bu dev resimleri sayesinde bizi derhal AB’ye tam üye yapacaklarını söyleyebilirim. Hatta üste para bile verirler. Müzakere esnasında Avrupalı liderlerin muhaliflerin kulağına, “Sayın delege, akıllı ol, görmedin mi adamdaki t…ağı, güçlü Avrupa istiyordun hani, işte fırsat tam önünde duruyor.” derlerdi.
Bu vesileyle vatana da bir katkımız olurdu.
Ama ne yazık ki bu operasyonu finanse edecek kadar zengin değilim.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.