- 545 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
İyi ki, İyi ki Varsın...
Islaktı sokaklar..
Karanlıktı..
Ay ışığı parıldıyordu yosunlu kaldırımların üzerinde..
Alışık olmadığım bir gülümseme gibiydi bu..
Poyraz uzaklardan esiyordu ama, onu içerimde hissedebiliyordum..
Havada tek bir yıldız bile yoktu..
Garip !
İçime çektiğim hava o kadar masum ve soğuktu ki, hiç acıtmıyordu..
Gecenin bir vakti, kuşlar ötüşüyordu sanki !
Dalgaların, karanlıkta unutulmuş kayalara büyük bir gürültüyle vurduğu o noktaya geldiğimde güçsüz düşmüştüm..
Oturdum oracığa..
Büyük bir gürültüyle kayalara çarpan, sonrada parçalara ayrılan o dalgaların beni ıslatmasına izin verdim..
Gözlerimi kapadım derin bir nefes aldım..
Sanki bu soluk dünyada aldığım son nefes gibiydi..
Garip !
Gözlerimi açtığımda bir adanın içerisindeydim !
Yağmur durmuş, hırçın dalgalar yorulmuştu..
Güneş hiç bu kadar parlamamıştı gözüme !
Ağaçlar hiç bu kadar canlı ve yeşil gözükmemişti !
Çiçekler hiç bu kadar alıcı ve güzel kokmamıştı burnuma !
Beyaz ile sarının birbiriyle seviştiği o kumsalda maviliğe bakarken tüm olanların nasıl olduğunu düşünmek bile istemiyordum..
Çünkü o kadar güzeldi ki gördüklerim, eğer rüyaysa uyanmak istemiyordum..
Adanın içerisinde küçük bir yürüyüşe çıktım..
Etrafın güzelliği gözlerimi alıyordu..
Kulağımda hoş bir müzik, içerimde sonsuz bir huzurla, o adanın içerisinde ufak bir gezintiydi bu..
Sonra hiç duymadığım bir kuş sesi !
Sanki bana gel dercesine uzaklaşıyordu..
Ona doğru ilerledim..
Sonra koşmaya başladım..
Sonsuzluğa koşuyor gibiydi bedenim..
Sonunda o kuşa yetişebildim..
Büyük, görkemli bir ağaca konmuş, şarkı söyler gibi ötüyordu..
Sanki kanatlarından yıldızlar saçılıyordu..
Adanın bu noktası sanki bir cennet köşesi gibiydi..
Çiçekler daha bir güzel kokuyor ağaçlar daha bir yeşil gözüküyorlardı..
Sonra..
Ağacın arkasından biri çıkıverdi !
O anda kafamı yere eğdim...
Aman tanrım !
Bakamıyordum !
Gözlerimi alıyordu !
Yavaş hareketler sergiliyordu..
Beyaz bir elbise içinde şeffaf bir şekilde tüm bedeni belirgin bir şekildeydi..
Hafifçe kafamı kaldırdım..
Ona bakmak imkansızdı sanki..
Gözlerim yanıyordu..
Kalbim artık atmıyor gibiydi..
O noktada çakılı kalmıştım sanki..
Bana doğru yavaş bir şekilde yaklaştı..
Ağaçtaki kuş yıldızlar saçarak uçup omzuna konuverdi..
Kuşu incitmeden ellerine aldı..
Elini uzatıp elimi tuttu
Elimi hissetmiyordum..
Gözlerimi ondan alamıyordum..
Kuşu avuçlarıma bıraktı..
Avucumun içindeki kuşa baktım
Kuş, susmuştu..
Kafamı tekrar ona kaldırdığımda..
O, gitmişti..
Yoktu..
Sonra kuş yıldızlar saçarak uçuverdi..
Bulunduğum noktada kıpırdayamıyordum..
Kulağımdaki hoş müzik susmuştu..
İçerimdeki sonsuz huzur bir anda kayboluvermişti..
Bir anda uyanıverdim..
Yağmur durmuş.. dalgalar yorulmuş hava hafif ışıyordu..
Gökyüzü bir ressamın tuvali gibiydi..
O gün orada güneşin doğuşunu izlerken, gördüğüm rüyanın ne anlama geldiğini düşünmüştüm..
...
Nereden bilebilirdim bir gün sana kavuşacağımı..
Ben o kuşun peşinden hep koştum..
Kuş beni sana getirdi..
Ve ben rüyamdaki gibi seni bulduğumda tepkisiz kalmadım..
Seni sardım asla bırakmadım..
Ne sen gidebildin, nede kuş uçabildi..
Şimdi..
O, bu dünyaya hiç benzemeyen adanın içerisinde, seninleyim...
Hayatım..
Aşkım..
Sevgilim..
İyi ki, iyi ki varsın...
Hayaller vardır ulaşılamayan, hayaller vardır yaşamaktan asla bıkılmayan..
Kuş sizin idealiniz, hayaliniz.. Onun peşini asla bırakmayın, ona koşmaktan asla yorulmayın. En önemlisi ona ulaştığınızda tepkisiz kalmayın, onu sıkıca tutun avuçlarınızdan uçup gitmesine izin vermeyin..
Erdinç MAPCI..