- 574 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
EY AŞK NEREDESİN ?
Gece, uykusundan hıçkırıklar içinde ağlayarak uyandı. Gördüğü rüya, onu o kadar etkilemiş olmalıydı . Korku ve endişe ile yatağından sıçradı.
Aklına o anda gelen duaları okudu uyku sersemliği içinde. Kalktı, banyoya gitti. Ellerini ve yüzünü yıkadı. Aynada, solgun ve bembeyaz olmuş yüzüne baktı. Gözleri ağlamaktan kan çanağına dönmüştü. Sırtının üşüdüğünü hissetti ve birden tüyleri ürperdi.
Salona geçti. Stüdyo dairesinin en çok sevdiği bölümüydü burası. Kendi zevkine ve olanakları ölçüsünde, sade ve işine yarayacak eşyalardan oluşmuştu. Hemen aradaki kemerli bir kapıdan, mutfağa geçiliyordu. Küçük bir masanın zorlukla sığdığı küçük mutfağı, onun metropoldeki zorlu yaşamında sığınağı haline gelmişti.
Yemek yapmayı severdi. Stresini atmak için mutfak onun terapi merkezi haline gelmişti. Yemek yapmayı bilmediği dönemlerde, az malzemelerle deneyerek öğrenmişti yemekleri.
Birden onu düşünceleri, bazen nefes bile alamadığı bu şehre ilk geldiği zamanlara gitti. Okulunu bitirdikten sonra, gazete ilanlarında bulduğu bir iş ilanını değerlendirmek için gelmişti. Bir bankanın müfettiş alımı ile ilgili bir ilandı. Kendine güveni sonsuzdu. Okulunu iyi bir diplomayla bitirmişti. Kişilik olarak ta tuttuğunu koparan, istediğini elde etmek için çabalayan bir yapısı vardı.
İş için müracaatını yaptı ve sınavlara girdi. Yazılı sınavı kazandı. Mülakatta da başarılı olunca, işe başlamak için göreve çağrıldı. Hayalinde yaşattığı ve istediği bir gelecek onu bekliyordu.Stajyer olarak göreve başladığı dönemi başarılı bir çalışma ile atlattı. Bundan sonra ülkenin değişik illerine gidecek ve bir bayan için zor olan bir mesleği yerine getirecekti.
Bölge olarak ta İstanbul’ da görevli olduğu için orada küçük bir daire kiralamayı uygun bulmuş ve şimdi oturduğu stüdyo daireyi, emlakçının göstermesiyle, içi ısınmış ve hemen kiralamıştı. Kirası da ona uygundu, büyüklüğü de.
İlk turneye çıkacağı an, biraz heyecanlandı. Mesleğinin gereği ehliyeti vardı. Otomobili ustalıkla kullanıyordu. Babası ona her konuda yetiştirmeye çalışmıştı. Annesi ve babası ona güvenirler ve her konuda destek verirlerdi. Bir kadının, her alanda başarılı olmasını istedikleri için de sorumluluklarını güçlendirmek için olanaklarını sonuna kadar kullanmışlardı. Özellikle babası ona bir kız çocuğu gibi değil de erkek çocuğu gibi davranır. Onunla, piknikte futbol oynar, araba kullanmasını öğretirdi.
Özgüvenini bu şekilde kazanmıştı. Araca oturduğunda, babasına bir kez daha içinden teşekkür etti. Aracını çalıştırarak yola çıktı. Dikkatli ve hızlı sayılmayacak bir hızla turnedeki ilk şehir olan Kocaeli tabelasını gördüğünde, heyecanlandı bir anda.
Mesleğinde ilk deneyimlerini yaşayacaktı. Şehir merkezine girdi ve tabelalardan aradığı yeri bulmak için dikkatlice etrafına bakıyor, bir taraftan da direksiyon hakimiyetini kaybetmemeye çalışıyordu.
Bir anda çok acı bir fren sesi ve çok güçlü bir sesle birlikte kafası ön cama doğru fırladı. Emniyet kemeri takılıydı. İlk şoku atlatır atlatmaz, şaşkın gözleri camın dışında ona kızgın bir şekilde bakan mavi gözlü, uzun boylu ve yakışıklı olduğu ilk bakışta anlaşılan adama takıldı. Arabanın hırıldayan motorunu durdurarak, dışarıya çıktı.
Birbirine kızgınlıkla bakan iki kişi karşı karşıya gelmiş ve meydan okurcasına bakmaya başlamıştı.
Trafikte, bayanları kabul etmeyen bir davranış şekli vardı tavırlarında. Bayanların, her alandaki başarıları, araba kullanmadaki sayılarının artış göstermesiyle, erkek egemenliğini ortadan kaldırdığını düşünen erkeklerden olduğunu düşündürmüştü hemen.
DEVAM EDECEK
YORUMLAR
Trafikte, bayanları kabul etmeyen bir davranış şekli vardı tavırlarında. Bayanların, her alandaki başarıları, araba kullanmadaki sayılarının artış göstermesiyle, erkek egemenliğini ortadan kaldırdığını düşünen erkeklerden olduğunu düşündürmüştü hemen.
Toplumda kadının söz sahibi olması gerektiğini vurgulayan bir öykü okuyacağımı umut ediyorum..
Yazar kardeşimi kutlarım..Akıcı ve sürükleyici...
saygılar ve iyi bayramlar diliyorum...
İşte Anadolu kadın, bizim oralarda bir laf vardır o laf geldi aklıma. (Hem eğere, hem semere gelir) evet yeri geldiğinde anne, yeri geldiğinde iş kadını, yeri geldiğinde de muhteşem bir eş ve ev kadını olur benim kadınlarım...
Yine harika yazmışsınız Nermin kardeşim...
Kutlarım...