- 584 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
kendime not (telefonda dedikodu 2)
Herşeyden vazgeçtiğim bir anda randevulaşıyoruz.Uzaylılar beni kaçırmamış. Çok şanslılar...kim bilir ne bela olurdum başlarına. Gökyüzünden onu görmek isterdim ya da klonlamak.Güneşin bülbüle yaptığı gibi kıskanırdım.
Salak bülbül.Avare avare gezerken akşamüstü,gülü görür.Gülün sevgilisi güneştir. Sürekli aydınlatır onu ve sürekli bakışırlar.Baktıkça güneş ona gülde içini açar güneşe ;aşk bunu gerektirir çünkü. Samimi olmalı değil mi? Yalansız dolansız; yalnız onun için yaşamak. Bu güzelleştirir gülü...Bülbül bundan habersizdir.Güneşin gülün üzerindeki parlaklığından habersiz aşık olur ve çalılıkların ardından onu izler. Utangaçtır. Gül’ün güzelliğine o kadar tutulmuştur ki güneşi farketmez.Gül onun olmalıdır. Güneş batmak üzeredir gül küskün. Utangaçlığını yener bülbül ve güle yanaşır, artık karanlık çirkinliğini saklayacaktır. Güneşin batması ile gül içine kapanır tek umursadığı aşktır.Bülbül güle yüzünü göstermesini söyler. Yüzün umut gibi,ne kadar çok çiçek var bu bahçede ama o kadar güzelsinki bülbüllüğümü unutturdun bana,sanki bir ot gibiyim.Ne olur yüzünü göstersen bana... Gül durumdan habersiz kapandığı bahçede güneşi hayal etmektedir.Onu yaşatan o değil midir?Bülbül diz çöker ve sabaha kadar şarkı söyler güle.Bitkindir artık sözler sadece gülün adı olmuştur. Güneş doğmaya başlar.Bülbülün yorgunluktan gözleri kapanmaktadır. Güneş sevgilisinin yanında bülbülü görünce kızar ve ışınlarıyla onu iyice uyutur. Gül yüzünü gülümseyerek açmaktadır Aşk onu uyandırır ve sakin bir güne gülümser güneş ile...Akşam olur ve güneş tekrar yolcudur.Bülbül soğuktan uyanmaktadır.Gül küser ve kapanır. Bülbül güle tekrar bakar ancak gül ona yüzünü göstermiyordur hala...Bülbül tekrar serenat yapmaya başlar sabaha kadar. Sabah tekrar uyuya kalır. Gül güneşe her sabah başucundaki cansız beden için üzüldüğünü söyler. Aşk karanlıklaşır. Ölüm aşkı uzaklaştırır. Bu hergün böyle sürüp gider. Bülbül ve gül yaşlanır güneş hala genç...
Bülbül müyüm güneş mi? Bilmiyorum. saniyeler,saniyeler,saniyeler.Sonunda göreşüceğiz.Dans dersindeyim. Bir anne bir kız ve gizli sevgilisi var. Neden gizlenirse aşklar.Camekanda bu sefer ben varım, koridorda bir kaç tatlı adım.Gözüm çarpıyor birkaç yanlış adım. Sözde dans hocasıyım.Yanıma çağırıyorum ve tekrar tutuyorum ellerini. Elleri ıslak. fonda müzik ve karşımda o.Gözlerimi kendime hiç bu kadar yakın hissetmemiştim.Adımları o kadar bitkin ki. Sanki gökyüzünde dansediyoruz. Uyanmaya korkuyorum.Ani bir ses anne uyandırıyor. Kızıyorum, uyandırmıyorum dersi bitiriyorum.
Yalnızız.denize yaklaşmalıyız. Neden huzurlu olur ki deniz kenarında insan. Mavi nasıl bu kadar hafifletir insanı.. Bir cafedeyiz. Hava soğuk. İçim sıcacık.Karşılıklı konusuyoruz. Ama ben bedenimden ayrılıp bizi izliyorum...Yanına gidiyorum, ensesinden dinliyorum onu ,kendime bakıyorum. konuşyoruz.Ne konuşuyoruz? Bana çok benziyor ,bu iyİ mi kötü mü? Ne konuşuyoruz! Kendimi kaptırmamam gerek.
Dakikalar,saatler...Tam ayrılırken...
Gerisini yarın anlatırım