- 1260 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
Tesettür ve kadın
Tesettür ve kadın
Tesettür kadınlar için fıtridir. Yaratılışı gereği erkeklerden daha latif ve zayıf olan kadınların, vücudunu yabani bakışlardan koruması tesettürle mümkündür. Tesettürün niteliği üzerinde çıkıyor bazı sorunlar. Yani kadın örtünecek de nereye kadar… Başını örtmeli mi? Bacağını, göğsünü, belini, boynunu gösterebilir mi? Kimlere, neresini gösterebilir? Bu husus kişiden kişiye farklı olacaktır, elbet. İslam dinine mensup bir kadın ile Hıristiyan, Musevi veya ateist bir kadının örtüsü aynı olmayacaktır. Zaten bütün sıkıntı burada yaşanıyor. Maalesef, dinler ve kişiler arası bu farklılıklar bir türlü kabullenilmiyor. Herkes kendi tarzını dayatıyor!
Yapan bilir, bilen konuşur kaidesince; insanı yapan en iyi bilir! Tesettürün ne şekilde olacağı yüce kitabımız Kuran da gayet açık belirtilmiştir. Bu konuda İslami görüş belirtilecek ise ayetler konuşur, insan susar/susmalı…
Nur Suresi /Ayet:31
“Mümin kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, ziynet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar. Ziynetlerini, kocalarından yahut babalarından yahut kocalarının babalarından yahut oğullarından yahut üvey oğullarından yahut erkek kardeşlerinden yahut erkek kardeşlerinin oğullarından yahut kız kardeşlerinin oğullarından yahut Müslüman kadınlardan yahut sahip oldukları kölelerden yahut erkekliği kalmamış hizmetçilerden yahut da henüz kadınların mahrem yerlerine vakıf olmayan erkek çocuklardan başkalarına göstermesinler. Gizledikleri ziynetler bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler, hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz!”
Tesettür konusunda hürriyet var elbet fakat kişi kendi rızası ile seçmiş olduğu dini inancının gereğini yerine getirmek için yapıyor sa tesettürü; burada İslam dini için Ayete bakıyoruz. Ayette yüz el gibi görünen yerler istisna zaten. Ortadoğu ülkelerinde Ayetin üzerinde bir tesettür yerleşmiş vaziyette. Ayrıca haremlik- selamlığın da abartıldığını görüyoruz. Biraz da kişisel bir konu aslında. Kişisel tercihe müdahale edilmesinin de bir ölçüsü mutlaka olmalı. Toplum içersinde tanınmayı güçleştirecek şekilde tesettür zaten sakıncalı. İnsan yüzünden tanınır. Kadınlar için göğüs ve bacakların örtülmesi toplumda tanınmasında bir mahsur oluşturmuyor. Saçlarından da insanı tanımak mümkün değil. Yüz açık ise yeterli aslında.
Başörtüsü veya türban son tahlilde bir kıyafettir ve kişisel bir alanın konusudur.
Siyasete alet edilmesi fevkalade yanlıştır. Savunmak veya karşısında yer almak da o derece lüzumsuzdur. Türbanı kimlik olarak lanse etmek de yanlıştır.
Saygı ve selamlar.
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
konuya nerden baktığımız önemli diye düşünüyorum ;
insanların hayat şartlarını idame için kesinlikle öncelik şart ekonomi gerekliliğini tam anlamı ile özğür bir hale getirmektir..kapatalist bir sistemde yaşayan insan toplulukları ki bizler hayat kavramını geçim özgürlüğüne eş tutarız çünkü oluşmuş bir sistemin içinde ekonomik anlamda zayıf ve güçsüz kalmak istemeyiz.
kapitalist bir toplumun halkı ne kadar da kapitalistmi istemesede aynı çarkı ve döngünün dönemsine KABUL DIŞIDA OLSA YARDIMCI olur ..bu böyle olunca toplumdaki dejenere olan duygularda kadına bakış açısında farklılıklar oluşturur...
kadının fiziği itibari ile yaşam koşullarında hem dikkat çekici fiziği hemde narin ve etkileyici olduğu düşünülürse islamda ki tesettürün kısaca kendisi şunu ince kulaklara estetiğe önem veren ve duymak isteyenlere şunu fısıldar...
..
ben bayanın....benim örtünmeni isteyen ALLAH fıtratımın etkileyici boyutunu düşünerek ..bana bakış açısının DİŞİLİĞİME değil KİŞİLİĞİME olmasını istediği için...örtümü bana has kılmıştır...
tesettür kadının DİŞİLİĞİNE saygıyı değil KİŞİLİĞİ nin kimliğini öne çıkarmak için vardır...
...
konuyu yaşam standarttı ve çalışan kadınlar babında düşünmek ve ilweri bir safhaya getirmek BAYANLARI yıpratıcı olur......
saygılar..affınıza sığınarak acizane yazmış olduğum bu yorumum eksiklik içinde olabilir ama manasını ve anlamını lanse ettiğine inanıyorum.
Üç bayan, üç güzel yorum.
Teşekkür ederim.
-----
Başörtüsü veya türban son tahlilde bir kıyafettir ve kişisel bir alanın konusudur.
Siyasete alet edilmesi fevkalade yanlıştır. Savunmak veya karşısında yer almak da o derece lüzumsuzdur. Türbanı kimlik olarak lanse etmek de yanlıştır.
Saygılarımla.
Günün sonuna geldiğimiz şu saatte okunacak bir yazı değildi ama okumuş bulundum. Yarını bekleyecek sabrım da yok aslında. Keşke daha sonra okusaydım da daha sakin bir şekilde düşünüp cevap yazabilseydim arkadaşlara. Öncelikle bir kadın olarak, hak ve hürriyetine kimsenin karışmasını istemeyen bir kadın olarak diyorum ki istediğim gibi giyinmek hakkına sahip olmak istiyorum. Ben başı kapalı bir bayanım.Ve bunu hiç kimsenin zoruyla yapmadım. Kapalı olan bir çok kadının da zorla kapandığını düşünmüyorum. Bazı siyasetçilerin halt yemesinden başka bir şey değildir. Daha önceleri kadınlarımız çarşaf, ferace giyiniyorlardı yaşamak sarınıyorlardı. Şimdi de başlarını kapatıyorlar. illaki sarıp sarmalamak da gerekmez.Gerektiği ve istediği gibi kapatsın yeter.Nasıl ki açık gezmek isteyen bayanlar meydanlara çıkıp haklarımız diyebiliyorsa kapalı bir bayanın da aynı haklara sahip olması gerekir diye düşünüyorum.
Bu gün bile korktukları insanlar başta olmasına rağmen devlet üniversitelerine başını örten kızlarımız giremiyor. Kendisini satanı, uyuşturucusu, devlet düşmenları, hatta terör yanlıları başları açık diye girerken kızlarımız ya okulu bırakıyor yada binbir sıkıntı içinde devam ediyorlar. Hak varsa herkese aynı hak sağlanmalıdır. Bu gün nasıl başı örtülü diye kadınlarımıza ters davranılırken öfkeleniyor ve onlardan yana oluyorsam herhalde diğerlerine de zorla kapattırılırsa aynı şekilde savunurum. Elimden geldiğince. Dini boyutuna gelince inancı herkesin değişiktir. İnanıyorsa gerçekten kurallarına uymayı kendisi isteyecektir. Kurallar ve yasaklar ne kadar sevilmezse sevilmesin bizleri yaratan Rabbimizin emrine razı gelmemiz de gerekir. Sanırım anlatabilmişimdir. Sonuç olarak kadınların kapanmasına ters bakanlar yanlış düşünüyorlar ve yanlış hareket ediyorlar. Bu günlerde kopan fırtınanın tek sebebi de budur zaten. Özgür bir ülkede yaşıyorsak bırakın herkes istediği gibi davransın, başkasına zarar vermediği sürece. Saygılar.
Tesettür konusunda hürriyet var elbet fakat kişi kendi rızası ile seçmiş olduğu dini inancının gereğini yerine getirmek için yapıyor sa tesettürü; burada İslam dini için Ayete bakıyoruz. Ayette yüz el gibi görünen yerler istisna zaten. Ortadoğu ülkelerinde Ayetin üzerinde bir tesettür yerleşmiş vaziyette. Ayrıca haremlik- selamlığın da abartıldığını görüyoruz. Biraz da kişisel bir konu aslında. Kişisel tercihe müdahale edilmesinin de bir ölçüsü mutlaka olmalı. Toplum içersinde tanınmayı güçleştirecek şekilde tesettür zaten sakıncalı. İnsan yüzünden tanınır. Kadınlar için göğüs ve bacakların örtülmesi toplumda tanınmasında bir mahsur oluşturmuyor. Saçlarından da insanı tanımak mümkün değil. Yüz açık ise yeterli aslında.
Saygılar.
Yazınıza aynen katılıyorum hocam Tesettür kadınlar için fıtridir. Yaratılışı gereği erkeklerden daha latif ve zayıf olan kadınların, vücudunu yabani bakışlardan koruması tesettürle mümkündür.
Yalnız eklemek istediğim şey herşey ölçüsünde olmalı hiç bir zaman aşırıya kaçmadan medeni çerceve içersinde
ne bürüm bürünmeye nede iyice açılıp saçılmaya her ikisinede karşıyım
Allah cümlemizi doğru yoldan ayırmasın
selam ve duam ile
Öncelikle yazıyı okuduğunuz ve yorum yazdığınız için teşekkür ederim.
Sözünü ettiğim zayıflık fiziki güç ve cesarettir. Bu da herkes için aynı derecede değil. Umumi olarak.
Toplumdaki herkesi aynı seviyede eğitmek mümkün olmadığından kadınların kendilerini yabani bakışlardan koruma hakları vardır.
Ateist bir kadın neresini örtmeli? Diye sormuşsunuz. Nasıl istiyorsa öyle. Yani onu da örtünmeye zorlamamalı.
Kadınların topyekûn mutluluğu için örtü serbestliğinden yanayım. Dindar ise örtünemediği zaman mutsuz oluyor. Değilse örtünmeye zorlandığında mutsuz oluyor.
Yazı konusu haricinde yazdıklarınıza da katılırım elbet.
Özel mesaj yazmak istedim ama olmadı. Bilginize. Yazmak isterim.
Teşekkürler,
Saygılarımla.
Bu tür bir yazıya kimse yorum yazmamış... Daha doğrusu yanlış anlaşılmaktan korkmuş, fikir çatışması olasılığından kaçmış... Bir de doğaldır ki, dini konuları konuşmak ve tartışmak istememiş...
Yazınızın başında kadınların yaradılış dolayısıyla daha hoş ve daha zayıf olduğunu yazmışsınız... Feminist değilim ama zayıf olduğumu da düşünmüyorum... Hatta, bir ço ğunu cebimden çıkartırım...
Kadınlar hoş ve erkeklerden zayıf oldukları, yabani! bakışlardan korunmak için örtünmelidir diyorsunuz...
Yabani bakışları önleyecek bir mil gerek gözlere... Yani toplumdaki yabanileri ehlileştirmek yerine, onlar yabaniliklerine devam etsin ama biz örtünelim, öyle mi?
Kişiden kişiye değişecek örtü hoşgörüsünü eklemişsiniz yazınıza... Ateist bir kadın neresini örtmeli? Bunu önerirken örtünmenin dini bir gereklilik değil de kadınları koruyucu niteliği üzerinde mi durdunuz anlamadım...
İnsan, Allah'ın ruhunu üflediği, O'ndan sonraki en değerli varlıktır... Meleklerin bile insana secde etmesi emredilmiştir...
Hal böyleyken insan kendi aklını kullanmalıdır... O güldüğünde Allah da gülümser, o emeğe saygı duyduğunda Allah da yarattığıyla onur duyar... İnsanın susması istenseydi, o şekilde yaratılırdı...
Allah sevgisi, korkutarak değil, sevdirerek yerleştirilir...
Ayetleri tek başına alıp değerlendirmek kadar yanlış bir tutum olamaz... Ayetler özellikle konularına göre tasnif edilmeden, indiriliş sırasına göre düzenlenmeden Kur'an-ı Kerim'de yer almaktadır ki, yorum yapabilmek için hepsi okunsun, parçalar değil, bütünü esas alınsın... İnsanoğlu işin kolayına kaçmış... Kendi okuyup yorumlamaktansa, kendine alim süsü veren biçok yorumcunun ezberine sığınmış..
Biliyorsunuz ki, Allah, insandan daha bağışlayıcıdır... Şimdi bir takım insanlar Allah'ın sözlerini eğip bükerek dayatma yoluyla kabul ettirmeye çalışıyor.. Bununla da yetinmeyip, böyle davranmayanları suçluyor, cehennemliksin diyor....
Allahın bağışlayıcılığı hiçbir insana has değil... O bilir... İç temizliği ve onurunu koruyan herkes Allah'a yakındır...
Yoksa, örtünüp de gözleri felfecr dönüp duranlar, iç temizliğinden yoksun olanlar, onursuz olanlar, ne kadar haysiyetlidir?
Namus tüm ruha yayılmalıdır... Beden bir araçtır.. Ruh kalıcıdır ve ruhunu yaralamadıkça insanoğlu Allah'ın sevgili kuludur...
Diyeceğim şu ki, Allah kurallarını iki cinse ayrı olarak değil, insanlar için koymuştur...
Ona akıl vermiştir; düşünsün, sorgulasın, gelişsin diye...
Ona göz vermiştir, bakış açısını güzelleştirsin diye...
Ona kulak vermiştir, duyduklarından pay çıkarsın diye...
Ona el vermiştir, dokunsun diye...
Ona ruh vermiştir... En önemlisi de budur... Korkuyu değil, sevgiyi bulsun diye...
Allah, ruhundan insanoğluna üflemiştir...