- 528 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
varoşlarda bir akşam üstü
her gün aynı sokakta eve gidiyorum sokağa girişte kadınlar genç kızlar çocuklar toplanmış sohbet eşliğinde ceviz kırıyorlar biraz daha ilerlediğimde 10 yaşlarında bir çocuk _darı darı kaynamış süt darı diye bağırıyor ayağında plastik ayakkabı elinde şeffaf yağ kabına konmuş iki üç tane darı satmak için insanların gözünün içine bakıyor yorgun hali yüz hatlarında gerginleşmiş hızlı adımlarla ilerliyor ben yoluma devam ederken yaşlı bir kadının ceviz çuvalını sürüklediğini gördüm genç bir kız koşarak yanına gelip yardım etti biraz ilerisinde ise orta yaşlı bir kadın bir çuval cevizi sırtlamış gidiyordu aynı sokakta bir grup ceviz kıran kadınlar ona bakıp _bu gün baya hızlısın ikinci çuvalın değimli oda onlara dönerek _çeneleşmeyin işinize bakın sizde iki çuval kırın sabahın ilk ışıklarıyla başlıyordu varoşlarda ceviz kırma çok az bir miktar para karşılığı kırılan cevizler beylerin sofrasına zahmetsiz iniyordu bazen baklavada bazen çerez olarak bin bir türlü tadını bilmediğimiz adı bize yabancı yiyeceklerde şekilleniyor ucuz emek kabukları ise kurutulup kışın yakmak için seriliyordu güneşe çocuklar kabukların içinde belki küçük bir parça ceviz kalmış umuduyla kabukları tek,tek yokluyorlardı sanki defne arıyorlardı ama onların küçük bir parça ceviz için yaptıkların görmez beyler onların sofrasına fazlasıyla gelir hem de en iyisinden artanı çöpe dökülür küçük bir çocuk elinde su şişede yapılmış ucuz meyve suyu tuzundan meyve suyunu eline bir bardak alarak satmaya çalıyor beş altı yaşındaki özene bezene yöresel kıyafetler giydirilmiş şekilde _meyve şuyu meyve şuyu diye bağırıyordu etrafındaki oyun oynayan çocuklara bakarak iç çekerek ilerli yordu elimi cebime atım evet bende hiç para kalmamış bende çocukken simit satardım ayakkabı boyardım bir keresinde kahvede bir adama terlikleri uzattım dışarıda ayakkabıyı sildim boyayı sürecekken beyaz boya için süngerim olmadığının farkına vardım sebze kasasından yapma sandığımdan siyah süngeri çıkarıp beyaz boyayı ayakkabıya sürdüm güzel bir desen olmuştu ayakkabının sahibi kesin beğenir diye düşündüm çünkü farklı olmuştu sabahtan beri güneşin altında dolaşmaktan başım dönüyordu gün boyunca ilk işim bırakamazdım yaptığım sanat eserine hayranlıkla bakarak adama götürdüm adam dona kaldı ayakkabı yere bıraktım adam ayakkabıları giyer giymez beni kovalamaya başladı ben terliği sandığı kaptığım gibi fırladım o günde eve boş gidiyordum bu insanlar sanattan anlamıyordu ama anlayacaklar yola devam ediyorum beş yaşlarında bir çocuk pet şişeden yapılma tekerlekleri şişenin kapaklarından yapılma iplik bağlamış hın hın diyerek beşinde sürüklüyordu alım gücü olmayan zeki varoşlar yokluktan var edenler onlar gelecek güzel günlerin mimarları olacak
YORUMLAR
Evet o minik eller ve ayaklar geleceğin mimarları olacaklar kimi çocukluğundaki yolsulluğun anıları ile daha güzele,daha güzele diyerek tırmanacak basamakları.Kimi de öfkeli olacak geçmişinin hıncını alırcasına berduş bir hayat sürecek.Diliyelimki hepsi daha ileri.daha ileri diyenlerden olsunlar.
Güzel bir tema kaleminizi kutluyorum.