Yazma Basardı !
Üsküdar’dakİ evimizde kiracımızdı Sevinç abla,.birii kız diğeri oğlan iki çocuğunla yaşardı ...
Denizciydi kocası ’gelmezdi aylarca , çok hoştu Sevinç abla,su yeşili gözleri hep aklımda arada
su damlası süzülürdü yanağından, boyalı ellerinle silerdi, ben üzülmesin diye yanından kaçardım...
Tan doğmadan uyanırdı, geçerdi tezgahının başına, yanık türküler tuttururdu yalnızlığına,
o güzel sesi güzel türküleri hala kulaklarımda .Armut ağacının gölgesine kurmuştu tezgahını ,
yazma basardı kiraz ağacından kalıbıyla..
Boyum da yetişmezdi çıkardım taş duvara , oyun oynamazdım hep Sevinç ablayı seyrederdim.
Renk renk yazmalara bakardım , bahar bahar çiçekleri bastıktan sonra ,ipe sererdi
,bırakırdı kurumaya.Bahçemiz sergi salonuna dönerdi adeta..Ben çok mutlu olurdum kare
kare desenlere hayrandım .Mor çiçekli mor menekşe desenine benim derdim benim.Tamam
Oya senin mor menekşeli yazma derdi , hep gülerdi, ağlarken de gülerdi...
Çok güzeldi Sevinç abla , hayrandım ben ona , hep gülen gözleri de vardı...Bahçeye iner
inmez soluğu yanında alırdım, kızmazdı hiç bana ellemezdim boyalarını...
Öyle üzülürdüm ki ;
Sevinç ablaya postacı geldiği zaman , çok ağlardı .Bir gün hıçkıra hıçkıra
ağlıyordu !
Küçüktüm de bir şey yapamazdım ,ifadem yetmezdi ki, Yılmaz amca hep OKYANUSLARDA !
Oya Gedik
Üsküdar