- 1498 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Hayat Çizgisi Mantığın Elinde Mi?
İnsan kisiligi ve hayat görüsü itibariyle kendisine bir cizgi cizer. Bakiniz bu konuda bir felsefe koridoru acalim, simdi buradan giriyorum bakalim neler cikacak, tamamen dogaclama ama icinde kah benden felsefe var, kah felsefemden hayat görüsü var, bakalim nasil olacak.
Evet hayat cizgimizi bir hayat felsefesi oturtur ve hayatimizi, önüne cikan her sorunu o cizgiden sapmamak icin veya her firsati o cizgiye denk getirebilecek sekilde degerlendirebiliyorsak degerlendirir, olmuyorsa "olmuyor" der ama cizgiden cikmayiz. Cünkü o cizgi ne dünün ne de bugünün cizgisidir. O cizgi aslinda gecmis ve gelecegin bütün cizgisidir. İnsanin elinde bir kursun kalem vardır ve o cizgiyi her yasadigi gün cizer durur. Ve dogru olan o cizgiyi sürekli düz olarak cizebilmektir. Marifet elbette buradadir. Fakat kalem eldedir ve elde olmayan seyler eli titretir Çizgi zaman zaman düzlükten cikar, bazen kiriklasir bazen yamulur, öbür elimizde ise bir silgi. Bu kirik ve yamuk cizgileri, bizim istegimiz olmadan olusan bu düz cizgiye inat girinti ve cikintilari sevmeyiz, aliriz silgimizi sileriz. Ama biliriz ki, o kirik ve yamuk cizgiler belki dünden belki daha öncesinden beri geliyor. Döneriz gecmise, birkac adim geriye ve silmeye baslariz, eğer silebiliyorsak.Cünkü bazi cizgi kirikliklari silinse de elimizde olmayan o el titremeleri esnasinda ya kalem kagida fazla batmistir, hatta yirtmistir veya silsek bile o fazla bastirmanin izi kagitta hala duruyordur. Fakat biz cizgimizi cizmeye devam ederiz.
Hayatimiz cizgimizdedir, cizgimiz hayatimizdir.Mantigimiz ize elimize hükmeder, cizgiyi düz cizebilmemiz icin. Buraya kadar hersey normal gibi, olmasi gereken gibi. Gakat belki atladigimiz belki hafife aldigimiz bazi etkenler vardir bu cizgiye etki eden. Biz varlik olarak bir insaniz ve biliriz ki insan sadece mantik degildir, hepimiz biliriz bunu. İnsanin tarifi hayatta en zor yapilacak tariftir ve hiçbir tarif tek basina insani tanimlayamadigi gibi, bütün yapilan tarifler bir araya gelse yine insani tanimlayamaz. Çünkü insan hayat sahibidir ve insan biziz. Yasayan, nefes alan, ögrenen, ögreten, gelisen, gelistiren, düsünen, düsündüren, egiten, egitilen, calisan, calistiran vs.Bunları artırabilir ve binlerce milyonlarca yazabiliriz ve bunlar aslinda hep insanin maddi varligi ile ilgili seylerdir.
İnsanda madde ne kadar cok varlik ifade ediyorsa, mana en az o kadar varlik ifade eder. Maddi degerlere manevi, manevi degerlere ise sadece maddi bakmak, hem maddenin hem de maneviyatin deger yargilarina zittir. Cünkü hukuk sorunlarina öncelikle hukuksal acidan, tıbbi sorunlara ise; öncelikle tıbbi açıdan bakmak gerekir. Evet biliriz ki bazı tıbbi sorunlara hukuki açıdan da bakmak gerekebilir. Ama öncelikle o soruna tıbbi bakmak ve tıp etigi ile yaklasmak gerektir. Buradan yola cikarsak maddi sorunlara maddi, manevi sorunlara manevi yaklasmak gerektir ve yine bu kapidan girersek iceriye elimizdeki kalemle hayat cizgimizi düz cizmeye calisirken, maddi ve manevi etkenler cizgimizin yönünü degistirebilir.
Ancak degisen bu yönün belki de bizim cizgimizin gercek yönü olup olmadigini nereden yargilayabiliriz ve neyin dogru olduguna nasil bakarak ulasabiliriz. Eger sadece maddi acidan bakarak yaklasirsak o yönü yanlis yön olarak degerlendirip, cizgiyi eski rotasina ceviririz ve yanlis cizilen o kismi silmeye calisiriz yada manevi acidan yaklasirsak belki o cizgiden sapmis gibi gördügümüz yön aslinda belki de bizim cizgimizin olmasi gereken yönüdür diye düsünürüz. O zaman bizi bir sorun bekler geriye döndügümüzde gördügümüz bütün cizgi suan ki cizgimize göre yamuktur.
Peki ne yapacagiz? Ya dönüp hepsini silecegiz ki, bu ne kadar geriye gidiyorsa bize o kadar zaman kaybettirir ve önümüzde ki cizgimizin de dogru cizilememesine ve istenmeyen el titremelerine sebep olabilir. Ya da gecmisteki cizgiyle ugrasmayip en azindan bundan sonrasini düzgün cizmeye calisacagiz. O zaman toparlarsak cizgiyi düz cizebilmek icin kullandigimiz deger yargimizin elinde sadece maddi degil manevi deger yargilari da olmali, yani dolayisiyla mantik dedigimiz olgu bizim cizgimize ve dolayisiyla hayatimiza yön verecekse, bu mantigimizin maddi ve manevi deger yargilarindan örülü cok dogru tartilara sahip bir degerlendirme ve muhakeme kabiliyeti olmalidir. Zira yanlis bir mantikla yanlis bir sonuc üretirsek cizgimiz düz olmaktan cikacaktir.
Evet simdi karisik bir noktaya geldik ve bu arada biz cizgimizi cizerken, bizim cizgimizin üzerinden bir saga bir sola gecen baska renklerde cizilen cizgiler gördügümüz gibi bazen de bizim cizgimizle paralel yada bizim cizgimizle ters yönlere giden cizgilere de rastliyoruz. Her ne kadar bir anlik dikkatimizi cekse de cok fazla ilgilenmiyoruz. Cünkü biz kendi cizgimizle ilgilenmeliyiz. Cünkü bu cizgi bizim hayatimiz ve o cizgimizi mantigimiz ile yönlendiriyoruz. Eger ki bizim gibi bir cok kisi hayat cizgisini mantiginin elinde olan bir kalem ile ciziyorsa; o zaman ister istemez aklimiza söyle bir soru gelmez mi? Bizim cizgimiz tek dogru mudur ya da tek düz cizgi bizimkisi midir? Eger böyle düsünürsek, o zaman yanimizdan gecip giden, yada ters yönlere giden veya bizim cizgimizin üzerinden bir saga bir sola gecip giden ama yine düz olan bu cizgiler, tamamen yanlis midir?
Aslinda düz gibi görünmelerine ragmen, bizim düz cizgimiz ile ayni yönlere gitmiyorsa dolayisiyla benzerlik tasimiyorsa sunu düsünmek gerekmez mi? Acaba o cizgiler benim cizgimden daha dogru bir yön ciziyor olabilir mi? Evet ardın ardına gelen sorular, sorular.
Geldigimiz nokta şudur. İnsan hayatini yönlendirmek icin gecmisinden gelecege giden bir cizgi cizer, o cizgide kalmaya calisir. Ama bilmelidir ki, o cizgi sadece mantik ile yönetilemez. Çünkü mantik maddi ve manevi olarak ayrilir ve insan ister istemez bu iki mantigin süzgecinde bir birlesim yapabiliyorsa dogru mantik yürütebilir. Velev ki bu mantigi yürütebildi, yine de mantik degerleri ile yargilanamiyacak ve degerlendirilemiyecek, insanin bir baska boyutu ortaya cikar ki, mantik orada iflas eder.
Şimdi, bu mantigin iflas tarafina girmeden birkac örnek vermek istiyorum. Kulagimizda cinlayan ve zaman zaman aşina olduğumuz bazi sözleri yazmak istiyorum; ’Ne kadar vicdansiz bir adamsin’,’sen de hiç insaf yok mu? ’, ’hiç mi beni düsünmedin’, ’seni ne kadar cok düsünüyorum, görmüyor musun? ’,’ bunlari ben sadece senin icin yaptim, baska neden? ’, ’ne kadar zalimsin’, ’benim de bir canım var, biraz aci bana’, ’namussuzluk almis gitmis’,’ben hayatimda böyle düsüncesizlik görmedim’, ’bütün bunlar hep para icin miydi? ’, ’peki benim hayallerim ne olacak? ’, ’sen benim hayatimi yiktin’, ’biraz adaletli olsan, diyorum’, ’beni neden aldattin?’’ ve bunlar gibi binlerce milyonlarca cümle yazilabilir. Dikkat edersek görürüz ki, cogu ifade ikili iliskilere yöneliktir ve hicbirinde mantik sökmez, peki neden? Çünkü bir tarafin yaptigi kendine göre mantikli iken, diger tarafa göre mantiksizdir, ya da tam aksi öbür tarafin mantiksiz buldugu diger taraf icin son derece mantiklidir. O zaman bakiniz, artik biliyoruz ki, mantik öyle durumlar gelir ki ve bunlar azimsanamayacak kadar cogunluktadir hayatimizda. Mantik tam anlamiyla iflas eder. Çünkü, mantigi gelistiren biz oldugumuza göre bizim mantigimiz, bizden gayri herkes tarafindan reddedilebilir veya kabul görebilir. Ve biz bu ikisi arasinda gider-gelir ve hicbir zaman bilemediğimiz birşey vardır acaba mantigimiz en dogrusu mudur? ve o en dogru olup olmadigini bilemedigimiz mantigimizin eliyle cizilen hayat cizgimiz her zaman düz müdür? Belki yarina kadar düzdür. Fakat yarin bir sebep mantigimizi dolayisiyla elimizi titretir ve cizgimiz baska yöne döner. Geriye dönüp silemiyecegimiz kadar yamuk (ama düz görünen) bir cizgi vardir geride. İste size problemin en büyügü; mantik tek basina hayat cizgisini düz cizmemize yeter mi? yada baska bir soru, bir cizginin dogru cizilmesi icin bir mantik mi? yoksa birden fazla mantik mi? daha düzgün bir cizgi ortaya koyar. Bana sorarsaniz mantik ne kadar cok etkilenirse o kadar düz bir cizgi ortaya koyar. ülkelerin anayasalari, kanunlari, genel idare ve vergi mevzuatlari eger benim mantigima kalsaydi. Almanya suan batmisti belki. Ama binlerce ’BEN’ yada ’SIZ’ olursa ve bunlarin mantigi da dogru olursa bu ülke ve ülkeler belki ayakta kalabilir ve düz bir cizgi cizebilir.
Öyleyse, eger ille de mantik diyorsak, yanimiza en az birini alalim, iki kisiden bir mantik yapalim. O kisinin mantigi ile bizimkisi mümkün oldugunca birbirine zit olsun. Hiç önemli degil. Çünkü eskiden kalma bir söz var aklimda ’Tesadüm-ü efkardan hakikat tecelli eder’.Yani; fikirlerin carpismasindan dogrular ortaya cikar. Bu konuda bircok kisi belki benimle ayni görüsü paylasmayabilir ve bu da cok güzeldir, bundan da cok mutlu olurum. Çünkü böyle zitliklar aslinda insanlarin dostluguna ve dolayısıyla gelecek günlere yönelik degisik kapilar acar. Belki ben karsimdaki insandan, belki O benden etkilenir. Çizgilerimizin yönlerinin düzgün olup olmadigini kontrol ederiz ya da gün gelir cizgilerimiz paralel giderler. Ama o paralellige kadar isterim ki sizin cizginiz benimkinin üzerinden, benimkisi sizinkinin üzerinden bir saga bir sola gecelim. Böylece birbirimizin cizgilerinin kesistikleri yerleri görme firsatimiz olur ve belki kesisme noktalarini daha sonra paralel cizgilere dönüstürürüz. KİMBİLİR....
Sevgi ve Saygilarimla
Metin ESER
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.