Stanno Tutti Bene
Aşağıdaki siteden müziği açıp okuyunuz.
www.dailymotion.com/video/x7vet0_neset-ertas-hata-benim_music
İtalyanca her şey yolunda demek stanno tutti bene
Bir filmden kalma tatlı bir anıdır bende
Güzel bir tebessümünün bıraktığı iz gibidir
Toto Cotugnodan sonra İtalyanca öğreten olmamıştı benliğime
Derinden gelen sesler vardır ya
Sokak satıcıları gibi
Çağrışım yaptıran şeyler işte bilirsiniz
Bu tamlama benim için öyle bir tetikleme yapar ki bazen
Uzaklarda bilmediğim bir evde rüyalardaymışım hissi verir bana
Bazı geceler ise bir çağlayanın altında yıkanırken buluyorum kendimi. Nerde olduğunu bilmediğim bir dağ köyünde, nasıl olduğunu bilmediğim bir yolculuk sonunda elimde ağaç lifi sertçe temizlerken vücudumu acı duymadığıma şaşırıyorum. Bir hayal olduğunu suya düşen saçlarından anlıyorum. Kıvrılıyor içim saklanıyorum. Bir ağacın ardında yakalıyorsun beni, kaçma diyorsun bense utanıyorum. Çıplaklığım değil zor olan, orada bile çeper zorlayan ‘sen’ fikri bocalatıyor beni. Oysa o kadar içkiyi neden içtiğim belli. Sığıntı bir safran yarılıyor ağzını, bir ağıt yakıyor içten mi içten. ‘hata benim günah benim suç benim’ diyor Neşet üstat taklidi yaparak-hayalde bile taklit edilemeyen bir yorumcu tuhaf değil mi- beğenmiyorum. İçimden dört boş vagon geçiyor.
Tülleri bayrak, yeşili ıslak
Dört vagon geçti içimden
Dört kocaman boş vagon
Hangi köydensin diyor yaşlı amca, dumanı tüten demli bir çay uzatıyor.
Bilmem diyorum bu sadece rüya.
Yoksa değil mi?
Bir şalvar uzatıyor giy hele diyor, sanırım daha uygun olacak. Birden o civarlı gibi oluveriyorum kıyafeti giyince. Frenk gömleği bir yelekle gayet hoş durmuş. Belimde bir kuşak, şalvar, dizlik altında da bir çarık. Sanırsın ki yıllardır oradaymışım. Sarma uzatıyor yakar mısın diye soruyor. Ben almayınca kendi yakıyor bir tane.
Adım Şah diyor bana öyle derler buralarda. Nereler ki burası demeye çekiniyorum. Senin adın Mirsad olsa gerek diyor, geleceğini haber almıştık. Yok diyorum benim adım Şahin, Murat Şahin Korkmaz. Gözleri akıyor elimdeki bardağa önce, sonra tüm vücudu çay oluyor ve Şah kayboluyor. Yarından sonra ne var diyor bir çocuk.
Kazağını tutmuştu üç martı
Sarı saçlı küçük çocuğun
Babasından bir şey istiyordu sabahtan beri
Sonra diyordu babası
Yarından sonra
Yarından sonra ne var diyordu çocuk
Babası susuyordu ve
Zor sorular için çok vakitsiz bir zaman diyordu
Bakır imbikler ellerinde kadınlar doluştu geceme, zılgıt gibi titreterek dillerini, dudaklarını etrafımda döndüler. Afrika yerlileri gibi dansları bitmek bilmiyordu. O kadar döndüler ki ben dolandım kendi içimin ateşlerine.
O kadar hızlıydı ki her şey
Ben dolandım
Kendi içimin ateşlerine
O kadar sıcaktı ki elleri
Su olmak istedim
Oldum da zaten
Ağustos 2009
Nadir Keleş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.