- 531 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
‘’HERKES BİR GÜN GELDİĞİ YERE GERİ DÖNECEK’’
Anne karnında idik, ilk aylarda bizi kimse umursamadı
Annemiz bile karnında daha neyin büyüdüğünü icra edemedi
Daha sonra geliştik yavaşça, tırnaklarımız çizdi karnını annenin
Daha sonra saçlarımız midesini yaktı, hiç rahatsızlık duymadı anne
Artık içinde küçük bir canlının büyüdüğünü anlatmıştı biri ona…
Neyi yapıp neyi yapamayacağını daha iyi anlamıştı, öyle ki kötü alış
Kanlıklarından bile vazgeçiyordu yavaş yavaş, rüyalarında görüyor,
Dokunuyor, ellerini tutuyor, düşünce ağlıyordu.
7 ay çoktan bitmiş 8. aya ayak basmıştı minik canlı ile birlik de.
Artık kalkmaktan yürümekten bile korkar olmuştu, her şeye ağlıyor
Olanlara daha bir duyarlı bakıyor, anne sözcüğünü hep kendisi söylerken birde kendisine söylense nasıl olur diye düşünüyordu.
Artık bebeğin dünyaya gözlerini açma zamanı gelmişti belki de hayatında hem acının hem de mutluluğun bir arada yaşanmasına ilk defa şahit oluyordu minik bebek sayesinde, zor bir doğumun ardından bebeğin sesiyle çınlanmıştı hastane koridorları, anne yine ağlıyordu bu sefer sevinç den, o ana kadar yaşadığı tüm acıları unutmuştu.
Artık onu daha zor görevler bekliyordu hepimizi beklediği gibi,
Bir ördek nasıl ki yavrusunu yüzmeye hazırladığı gibi annede bebeğini topluma, insanların yerli yersiz bazen acımasız davranışlarına hazırlamak zorunda idi.
O bebek de tüm bebekler gibi büyüdü ilk önce ona öğretilen okuması gerektiydi yaşı geldi çattı ve okula gitti ne bileyim belki tembel bir öğrenci oldu ya da çok çalışkan, belki içine kapanıktı öğretmenlerinin onu sarıp sarmalarına izin vermedi belki de aşırı yaramaz bir çocuk olup öğretmenlerinden hep dayak yedi ama annesi ne yaramaz olduğu için onu dışarı atabildi nede ona ağır cezalar verip onun daha da kötü bir çocuk olup topluma karışmasına izin verdi. Keşke bir çocuğun hayatına giren tek varlık annesi olsaydı ama olamazdı öyle değil mi?
Okula gitmesi gerekiyordu bu yüzden öğretmenler girdi hayatına, tek başına ders verilmediği için arkadaşları girdi sırasıyla, sevmesi gerekiyordu baylar bayanlar girdi, yanlış yapması gerekiyordu doğruyu öğrenmesi için onu aldatan sevgililer yalandan aşklar sahte dostlar çıktı karşısına, biraz daha büyüdü sözüm ona (ergen oldu)artık istekleri de beklentileri de daha çoktu hem annesinden hem de toplumdan, her şeyi daha bir merakla soruyordu, vücudunda ki bu değişiklik hem hoşuna gidiyordu hem de büyümek zor geliyordu ardı sıra. Ne bileyim kendini ya yanlış yollarda harap edecek ti ya da bu ergenliği iyi ye kullanıp çok da olmamak şartı ile olgun olacaktı ve biraz daha büyüyecekti. Ne bileyim ya türban takacak her alanda ayrıma maruz kalacaktı ya da sözüm ona özgürlüğü ile her alana burnunu sokacaktı… Nihayetinde eninde sonunda bir yuva kurması gerektiğini anlayıp kendine bir bay ya da bayan seçecekti ve iki yol birleşecekti. Doğduğundan beri bu dikenli yollar belki ilk başlarda iki farklı kalbin aynı anda atmasıyla temizlense de oda anlayacaktı dedelerinin ninelerinin eskiden beri söylediği iki gönül bir olunca samanlığın seyran olamadığını aslında, ama durmak yoktu yürümeye devam geldiği yere geri gidene kadar o bu dikenli yolları temizleyecek ama dikenler asla bitmeyecekti ona düşen tek görev ise bu yolda sadece sabır ve metanet göstermekti her zorluğa ve son bir kez baktı anneye ve sabrın sonu selamet olmamış anlaşılan onun için ki bu kadar isyan etmişti ve dedi ki yıllar önce doğan canlı; anne!
Herkes bir gün geldiği yere geri dönecek ama ben hiç gelmek istemezdim bu sahte dünyaya…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.