- 431 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
ÖLÜMÜNE AŞK-26
Ahmet Astsubay ile askerlerinin arasında Hamza Emniyet Müdürlüğünden içeri girdiklerinde saat neredeyse ona geliyordu. Ahmet Astsubay gelmeden önce telefonla aramış ve bilgi vermişti. Kapıdaki görevli polis memuruyla konuştuktan sonra onun tarifi üzerine koridorun sonundaki odaya doğru ilerlediler. Kapıyı tıklattıktan sonra içeri girdi Ahmet Astsubay. İçeri girmeden önce de beklemelerini söylemişti yanındakilere. Az bir süre geçtikten sonra kapıyı aralayarak içeriye gelmelerini işaret etti.
Hamza ise tedirgin bir şekilde etrafını seyrediyordu. Dış kapıdan içeriye girdiklerinde nedense çok soğuk gelmişti bu mekân. Hayatında ilk defa gelmişti. O kadar yıl Salim Ağa ile çalışmış fakat kendini tehlikeye sokacak işlere karışmamaya çalışmamıştı. Salim Ağa da zorlamamıştı. Ahmet Astsubay’a teslim ettiği belgeleri de ileride çıkabilecek sorunlara karşı kendine güvence olarak saklama gereği duymuştu. Salim Ağa’ nın çevresindeki insanlara karşı sadakatsizlikleri görmüştü. İnsanlarla işi olduğu zaman çok iyi davranır, yanından ayrıldığı zaman da arkasından ağzına geleni söylerdi. Bir çok defalar bu gibi şeylere şahit olmuştu. Uyuşturucu işine de sonradan başlamıştı. Parayı çok severdi. Başladığını tahmin ettiği sıralarda yabancı insanlar ziyaret etmeye başlamıştı. Osman, önce bir anlam verememiş, sonraları konuşmalara kulak misafiri olduğunda, gelen kişiler ile şifreli konuşmalarından kuşkuları artmaya başlamıştı.
Salim Ağa’ nın bir bahçesi vardı. Orada daha önce sebze yetiştirirdi. Sonradan orayı ekmemelerini istemiş ve orayı adamlarına yasaklamıştı. Hamza bu duruma bir anlam verememişti Ağanın olmadığı bir gün merakına yenik düşerek bahçeye gitti. Bahçenin içi otlar ile dolmuştu. Az ileriye gidince durumu anladı. Otlar ile kenevir ekili alan gizlenmiş ve bakıldığında ekilmemiş, otlarla dolmuş bir bahçe görünümü verilmek istenilmiş olduğunu anladı. Askerliğinden biliyordu. Keneviri o zamanlar göstermişlerdi resimlerle. O zaman anlamıştı Ağa’ nın pis işlere bulaştığını. Sonra da onu yakından takibe başlamıştı. Ona ait evrakları da o fark etmeden ele geçirmiş ve saklamıştı. Ağa da fark etmemiş olacak ki kimseden hesap sormamıştı.
Uyuşturucun ne kadar kötü bir şey olduğunu, esir aldığı insanları ne hale getirdiğini biliyor ve vicdanı sızlıyordu Hamza’ nın. Salim Ağa’ nın servetine servet katıyor, daha da hırslı hale getiriyordu onu. Son zamanlarda da saklamak için özel bir gayret de göstermiyordu. Sadece yakalanmamak için dikkat ediyordu. İstanbul,Ankara,İzmir gibi büyük illere sevkiyatlarda görev alıyordu. Bunun içinde bazen Hamza’ dan da yardım alma gereği duyuyordu. O zaman da Hamza’ ya yüklü miktarda ikramiye niteliğinde paralar veriyordu. Sus payı niyetinde.
Ahmet Astsubay’ ın işaretiyle içeri girdiler. İçeride komiser olduğu her halinden anlaşılan bir adam masasında oturuyordu. Ahmet Astsubay ile Hamza ise ayakta beklemekteydi.
Ahmet Astsubay’ a
“Buyurun komutanım. Oturun lütfen! “
Dedikten sonra , telefonla birisini aradı ve telefonu kapattı. O sırada kapı çalındı ve içeriye bir polis memuru girdi.
“ Buyurun komiserim.”
“İfade alınacak Hüseyin Bey. Onun için çağırmıştım . Gerekeni yapın lütfen.”
“Baş üstüne komiserim.”
Dedikten sonra, ayakta bekleyen Hamza’yı alarak odadan dışarı çıktı. Hamza heyecanlanmış ve ifadesinde ne diyeceğini düşünmeye başlamıştı.
Kısaca bu konuda bilgiler verdi komisere Ahmet Astsubay. Komiser Metin ile bir süre sonra koyu bir sohbete daldılar. Uzun zaman olmuştu Ahmet Astsubay görev yerinden çıkmayalı. İş bile olsa kendisine iyi geldiğini düşündü sohbet sırasında. Bir süre sonra kapıdan içeriye ifade için gelen Polis Memuru Hüseyin girdi.
“Komiserim! Emrettiğiniz gibi ifadeyi aldık.”
“Tamam, Hüseyin Bey. Şimdi gerekli evrakları düzenleyin ve Adliyeye sevk edelim. “
“Peki efendim. Hemen düzenliyorum.”
Polis memuru çıktıktan sonra, Ahmet Astsubay’ a ,
“Komutanım! İsterseniz siz dönün görev yerinize. Biz teslim aldık. Gerekeni yapacağız.”
“Peki, komiserim. Yalnız bana verdiği ifadelerde uyuşturucu kaçakçılığı ile ilgili bilgiler vardı. Onları değerlendirmemiz gerekiyor. Onun için de Narkotik şubesinin de devreye girmesi gerekiyor sanırım. Bu işi yapan bir köyün Ağası. Sizden ricam, bu konuyu dikkatle değerlendirmeniz. Ben de bu konuda sizinle irtibat halinde olacağım. Gelişmeler hakkında bilgi verirseniz sevinirim komiserim.”
“ Tabii ki komutanım. Ben şimdi bu konuyla ilgileneceğim bizzat. Ne gerekiyorsa yapacağımdan emin olabilirsiniz. Narkotik şubesine bilgi verip gerekli tahkikatlar yapılacak ve suçluları yakında suçüstü yapacaklardır. “
“Tekrar teşekkür ederim. Kolay gelsin. Yalnız bir ricam olacak sizden. Hamza Bey’ i gitmeden görebilir miyi.?“
“Tabii ki komutanım. Buyurun, beraber gidelim.”
Hamza’ nın yanına gittiklerinde, teslim aldıkları zanlıların bulunduğu demir parmaklıkların arkasında onu oturduğu yerde düşünürken buldu Ahmet Astsubay. Ayak seslerini duyup başını kaldırdığında Ahmet Astsubayı görünce yüzünde küçük bir gülümseme belirdi Hamza’ nın. Ahmet Astsubay karşısına gelince durdu. Hamza ayağa kalkarak karşısına geldi.
“Hamza Bey, ben dönüyorum. Gitmeden önce seni görmek istedim. Burada gerekeni yapacaklar. Hakkında hayırlısı olsun. Sana zaten burada Barodan avukat verirler. O da savunmanı yapar. Ne biliyorsan hepsini söyle. Hayırlısıyla cezanı çeker çıkarsın. Sonra da vatanına, milletine ve ailene hayırlı bir insan olarak devam edersin yaşamına. Allah kurtarsın. Allah ısmarladık.”
“Sağ ol komutanım. İnşallah! Tabii ki ifademde hepsini anlattım. Cezamı çekeyim. Dediğiniz gibi olacak. Allah razı olsun senden. “
Hamza ile görüştükten sonra komiserin kapısı önünde onu bekleyen erlerini de alarak araca doğru yürüdü. Araca bindikten sonra hemen hareket ettiler. İçini bir huzur kaplamıştı. Adalete teslim etmişti bir kişiyi daha. Hayata, cezasını çektikten sonra beyaz bir sayfa ile başlama olanağı tanımıştı. Kötü bir insan olmadığını düşünmüştü Hamza’ nın. Sadece çaresizlikten ve birazcık değer verilmesi için bu hale gelmiş olmalıydı. Ne kötü olmayı başarabilmişti, ne de iyi olmayı. İki çizgi arasında sıkışıp kalmıştı sanki. Vicdanı ise iyi yöne doğru itmiş ve teslim olmuştu. Ayrılırken gözlerinde, hüznü gördü Ahmet Astsubay. Pişmanlık ve geçmişe dönme isteğiyle doluydu sanki o bakışlar. Adeta Ahmet Astsubay’ a yalvarıyordu. “ Beni bırakma burada. Beni de götür sevdiklerimin yanına” Der gibiydi.
Komiser Metin, ifadeleri inceledikten sonra hemen narkotik şubesinde görevli arkadaşı Kemal Komiser’ in odasına gitti. Kısaca onu bilgilendirdi. Ve okuması için ifade tutanaklarını ona verdi. O otururken dikkatlice ifadeleri okuyan Kemal Komiser, telefon ile birkaç görüşme yaptıktan sonra,
“Bu konuda gerekenleri yapacağım Metin Komiserim. “
“Teşekkür ederim. Kolay gelsin sana “
Diyerek dışarı çıktı ve odasına geçti. Kemal Komiserin okuyup ona geri verdiği ifadeleri dikkatlice tekrar okudu. Sonra telefon ederek Hüseyin polisi odasına çağırdı. Yanına gelen Hüseyin Polis’ e
“Hüseyin Bey, bu gece gözlem altında tutacağız Hamza Bey’ i.Yarın da Adliyeye sevk edelim. “
“Emredersiniz Komiserim.”
Uykusu gelmiş fakat yorgunluğu ve yaşadığı strese rağmen hücredeki yatağa yatıp uyuyamıyordu Hamza. Demir parmaklıklar sanki üzerine geliyor ve onu sıkıştıracakmış gibi his uyandırıyordu. Oturduğu yerde gözkapaklarının ağırlaştığını hissediyor, kapının dışından gelen ayak sesleriyle birden bire kendine geliveriyordu. Bir anda gözünün önüne çocukları ve karısı Hacer geldi. İçinden “ şimdi ne yapıyorlar acaba ? Beni merak etmişlerdir. Üstelik çok fazla tanımadığım bir kişinin evindeler. Eve dönseler, Salim Ağa’ nın hışmına uğrayacaklar. Dönmeseler, ne kadar sığınacaklar orada. Of of Hamza. Sen ne zaman adam olacaksın. Senin yaptıklarının cezasını kendin çekmiyorsun. Bedelini ailene de ödetiyorsun. “ Kendisiyle kavga ederken, uykunun huzurlu kollarına salıverdi bedenini.
Osman’ ın evinde ise yabancı bir kadın ve üç çocuğun gelmesiyle, rutin yaşamları birden bire değişmişti. İlk günlerde Hacer’ e çok fazla yaklaşmamıştı evin kadınları. Sonra kendilerini O’ un yerine koyunca biraz daha anlayışlı olmuşlardı. Osman ise bu durumun bu şekilde devam etmeyeceğini düşünüyor ve kafasında çareler aramaktaydı. Bu durumu Kudret Ağa ile konuşmaya karar verdi.
Kudret Ağa’ nın evine geldi ve onunla görüşmek için yanına gitti. Kudret Ağa, Osmanı görünce ayağa kalktı ve güler yüzle karşıladı.
DEVAM EDECEK !