- 556 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Zamanın kölesi...(2. bölüm)
zamansız sevdaların başıdır ayrılık.
anlamsız vuslatlarda bulursun kendini.
ansız ve mutlaksız bir doğru vardır inandığın.
senin gibi benim gibi...
2.bölüm
dumanlı kentin zifiri karanlığını bozan narin bir güneş denizin üstünden doğru yavaşca süzülüyordu.kentte sesler yükselmeye başlamış geceden kalan boş sokaklar doluyordu.bir bebek ağlaması duyuluyordu karşıdaki evden.aynı ben gibi ağlıyordu.ağlaması yankılanıyordu evde,sokakta,kulağımda...onun sesiyle irkildim yatağımdan,kalktım.
elimi yüzümü yıkamaya lavaboya gittim.saçlarım kıvırcık olmuştu.giydiğim gecelik daha küçük gelmeye başlamıştı artık.sanki azda olsa büyümüştüm galiba...
balkona cıktığımda gemilerin sesleriyle olabildiğine güzel hava vardı zonguldak’ta...işçiler servislere,gemilerse kıyılara yaklaşıyordu.herkes güne başlamıştı artık.
işte 6 yaşına kadar böyle gidiyordu her günüm.sadece bebek ağlıyışı kesilmişti sonraları.gemi sesleri,güneş,işçiler aynıydı.mahallenin bitirim kıvırcık toprakı olmayı başarmıştım sanırım.kabullenilmeyi ilk ozaman tattım.mahallede bir bakkal vardı."laz bakkal" derdik ona.sakız alırdık sürekli.uzun bir koridor gibi yolumuz vardı evin önünden geçen.sabahları çöp arabaları yolun iki yanındaki çöp yığınlarını almaya gelirdi.
hava nemli,sürekli yağış,sürekli kömür tozu yağardı üzerimize.kararırdık dışarda oynarken.laz vardı hep çevremizde şivemde onalrınkine kaymaya başlamıştı yavaştan."da" yı kullanır olmuştum daha 6 yaşımda...pancarlarını ,hamsili pilavlarını az yemedim...hepsi nerdedir kim bilir...uzak diyarlerın iki ayrı kentinden biriydi zonguldak.işçi emek kentiydi...denizi yeni sevdalara gebe olan bir çağrışım yaratıyodu insanlarına...zonguldakta yaşamak başkaydı....
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.