ESPRİ DÜNYASI; NE ALIRSAN AL, GÜLME BEDAVA
“İntihar etmek tehlikeli ve yasaktır” Kayaların üzerine kömür parçası ile yazılmış. Belli ki intihar için en çok uğranılan mekân. İntihara kalkışan kişi bu yazıyı okuduktan sonra şöyle der: “görürsem söylerim.” Ya da soru cevap şeklinde:
İntihar edecek olan şahıs: “Neden yasak?”
Yazan şahıs: “İntiharda ölüm riski var tıpkı yüzme gibi, sigara içme gibi...”
İntihar edecek olan şahıs: “Ama unuttuğunuz bir şey var Türk milleti yasak olan her şeyi yapar.”
Yazan şahıs: “Orasını hiç düşünmedim, inadına intiharlar artarsa ben de intihar ederim.”
İntihar edecek olan şahıs: “Yakışır abime! Ama Allah gecinden versin.”
Yazan şahıs: “Allah size de uzun ömürler versin.”
Başka millete benzemeyiz işte… Alâmetifarikamız var. Netice itibari ile Allah’ın vermiş olduğu canı, ne bir kul kendi kendine ne de başka bir kulun kasten almaya hakkı yoktur.
İntihar tehlikelidir ve cidden yasaktır.
“Türban üstü peruk yapılır.” Türban yasağı kuaförlere farklı çözümler ve iş imkânı da getirmiş oldu böylece… Pilav üstü döner gibi oldu ama ne yapasın millet çözüm peşinde… Sen yasaklarsan, engellersen insanımızda çözüm bulur. Beğen ya da beğenme durum bu! Her probleme çözüm bulunur. Ya da çözümün bir parçası değilsen eğer o zaman problemin bir parçası olursun. Bu ilan kocaman bir bez parçasına yazılmış ve bir caddeyi karşıdan karşıya kucaklamış bir vaziyette duruyor idi.
Türban üstü peruk, gözyaşlarım oluk oluk.
“Takma diş sahibinden temiz 2.el” Bu kadar işte! Olay bu! Kaporta cila o biçim, daha 40 binde yemek çiğneme olarak tabi ki… Fırçası yanında, macunu hususidir, ayrıca bardağı da hediye… Doldur bardağa suyu, çıkart ağzından takma dişi, koy içine… Bembeyaz bir görünüme sahiptir. Etkileyicidir. Kelepir fiyatına ama mal kelepir değil. İhtiyaçtan ihtiyacı olana satılıktır. Acil olarak onu taşıyan ağzın içinden alınması lazımdır. Herhangi bir dişçiye götürüp kontrolünü yapabilir, isterseniz bir hafta kullanıp kararınızı verebilirsiniz. Kokmaz düşmez bir takma diş, alan yapmıştır güzel iş!
Tak-ma diş, bu da bizden size tak diş!
“Hamileci” Böyle bir tabela gözünüze ilişirse ne yaparsınız? Bu hamile mi bırakıyor, hamile mi yapıyor, hamile diye ayrı bir şey mi var? Yemek çeşidi mi acaba? Ya da hamile olanlara elbise mi dikiyor? Anlayan beri gelsin. Memleket insanının aklına gelmiş ve aklına eseni tabelaya kazımış dikmiş ortaya. Gel de çık işin içinden! Sütçü gibi bir şey herhalde, sebzeci gibi, hurdacı gibi… Hamileci geldi hanımmmm, hamileci geldi bak gidiyor çabuk… Elinizi çabuk tutun! Hamileci geldi, hamileci… Gel vatandaş gel! Ne olduğunu biz de bilmiyoruz, bir bilen varsa gelsin.
“Hamilemiselami” kaç tane isim var, bulun?
“Hiç bizimkini yediniz mi?” Abooovvvvvvvvvv! Böyle bir yazı düşünün bir dükkânın camında... Altında da “Kebap Salonu” Ne yana çekseniz lastik cümle… Bu cümle, o cümle olur. Bunu okuduktan sonra söyleyeceğiniz bir TERBİYESİZ lafı Kebap Salonu’nu okumadan önce alimallah oturur yerine hani! Size ait olan ne? Neyi kastetmiştiniz affedersiniz? Valla biz yanlış anladık, ya da erken anladık! Kebap Salonu’nu görmemiştik. Önyargılı davrandık, aslında sizinkini yemeği çok istiyoruz gibi yalaka cümleler revaçta olmaz mı?
Peki, siz zıkkımın kökünü yediniz mi hiç? Yanlış anlamayın lütfen ben nebatatçıyım. Bitkisel ilaçlar hazırlıyorum. Her derde devadır o bakımdan!
Bir halt yedik ki size de yeter bize de!
“İnsan olan otobüs durağında park etmez.” Hayvan olan park edebilir yani! Burada bu anlam çıkıyor maalesef. Zaten insan kendi kendini niye park etsin ki otobüs durağına! Aklım onu almıyor? Bu insanlar arabacılık mı oynuyor acaba? Sayın otobüs durağı, kusura kalma! Park ettik ama sizi fark edemedik gibi bir aforizma tutar mı acaba?
Parkı fark etmeyen parka farklı park edemez! Hızlı okuyun!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.