- 707 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Eğitilebilir Olmak Cesaret İster...
Okuduğum bir kitabın içinde beni en çok etkileyen cümlelerin altını çizerim. Yine bir kitaptan bir cümlenin altını çizmişim: “Eğitilebilir olun!...”
Eğitilebilir olmak hazır olmayı gerektiriyor. Kolay mıdır, eğitilebilir olmak... Hayır hiç de değil. Önce bunu istemek gerekiyor. Eğitilmeyi istemek, cesaret gerektirir! Çünkü bunu yürekten istediğinizde daha öğrenecek çok şey olduğunu baştan kabul etmişsiniz demektir. Eğer her şeyi bildiğinizi düşünüyorsanız ne acı ... Öğrenecek bir şey kalmamışsa yani, ne kadar üzüntü verici bir durum değil mi?
Bir kitap okuyan kişi “Herşeyi biliyorum” sanırmış,
iki kitap okuyan kişi ise “Bilmediğim şeyler var” dermiş,
üç kitap okuyan kişi ise “Hiçbir şey bilmiyormuşum!” dermiş.
Siz hangi grupta yer alıyorsunuz..?
“Danışmanlık istenmelidir. YARDIMA İHTİYACINIZ VARSA İSTEYİN. YOKSA KANITLAYIN!”
Unutmayın; eğitilebilir olmaya söz verdiğinizde, her tarafta danışmanlar görürsünüz.
Konuştuğunuz herkesin size bir katkıda bulunabileceğini bilmek güzel olmaz mıydı? O halde herkesin katkısından yararlanmayı bilmeliyiz.
Peki tam da şimdi öğretmenlerimizden bahsetmenin sırası değil mi? Bize emek veren, bizi yetiştiren, okutan öğretmenlerimize teşekkür etmenin zamanı değil mi?
Kendini geliştiren ve yaptığı işi büyük bir aşkla yapan, isimsiz kahramanlardan söz ettiğimi anlamışsınızdır. Bu kişinin sadece o ünvanı taşıdığı için değil, o ünvanı hakettiği için eli öpülmelidir. Eli öpülesi öğretmenlerin daha da çoğalması için çaba göstermek gerektiğini düşünüyorum. “Haydi Kızlar Okula” kampanyası sırasında Diyarbakır’da İl Kolaylaştırıcısı – Danışmanı sıfatıyla görev yaptığımda Öğretmenevi’nin bir salonunda toplantıya katılan ilçe müftülerinden biri “Neden öğretmenler durmadan okey oynuyorlar, neden onlar katılmıyorlar bu toplantılara?” dedikleri zaman diyecek bir şey bulamamıştım.
Öğretmenlerimizin de kendilerini geliştirmeleri gerektiğini, mazeretlerin arkasına sığınmamaları gerektirdiğini, bir eğitimcinin en büyük görevinin öğrenici olmaktan geçtiğini, öğretme eylemini sanata dönüştürmenin farklı yollarının bulunması gerektiğini, bunun için de öğretmenlerimize görevler düştüğünü düşünürüm.
Ne demiştik eğitilebilir olmak çaba ister, emek ister.. Bu uğraşımız sırasında bize rehberlik eden herkese minnettarız. Öğrenme sürecinde ortaya çıkan sorunlar geldi aklıma şimdi. Çözümleri bulmak ta bizim işimiz...
Bir sorun ortaya çıktığında hemen en olumsuzunu düşünmek doğru mudur? Aslında karşılaştığımız her zorluk bize bir şeyler öğretir. Sorunları çöze çöze kendimizi daha iyi tanırız. Hemen olumsuz şeyler düşüneceğimize “EVET SORUN VAR AMA BEN BUNU ÇÖZEBİLİRİM” desek, diyebilsek nasıl olur? Olumlu tutum geliştirdiğimiz sürece sorunlara yaklaşımımız değişecek ve sorunları çözme hızımız daha da gelişecektir. Kötümser kurbağa olup da süt bakracının dibine çökeceğimize; iyimser kurbağa olup çözüm bulmaya çalışsak ve yaşamda kalsak daha iyi olmaz mı?
Haydi ! Ayağa kalkalım. Sorunlardan daha büyük olduğumuzu kendimize ve çevremize gösterelim. Her çözdüğümüz problemde kendimize olan güvenimiz daha da artacak ve kendimizi daha da çok seveceğiz. Haydi ! üzerimize gelen topları tutalım ve kaleye atalım. Haydi! Sorunların altında kaygıyla endişeyle kalacağımıza ayağa kalkalım. Kendimize başarısızlığın verdiği asık çehre yerine başarıdan sonraki gülümsenin daha bir yakıştığını söyleyelim. “Mesele düşüp düşmediğinizde değil, bir daha ayağa kalkıp kalkamadığınızdadır.” Haydi! ayağa kalkalım.
Sözü uzattım galiba... Kendi öğretmenlerim başta olmak üzere tüm öğretmenlere saygılarımı sunuyorum.
Ali ULUSOY
Eğitilebilir Olmak Cesaret İster... Yazısına Yorum Yap
"Eğitilebilir Olmak Cesaret İster... " başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.