- 491 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
ÖLÜMÜNE AŞK- 16
“Berdan ağa ! Buraya gelme sebebimizi hepiniz biliyorsunuz. Hayırlı bir iş için gelmiş bulunuyoruz. Sizden, kızınız Zeliha’ yı oğlumuz Kerim’e Allah’ ın emri, Peygamberin kavliyle istiyoruz. “
Berdan ağa ve yakın akrabaları yan yana oturmuşlar ve bir an önce bu merasimin bitmesini bekler gibi bir halleri vardı. Gözlerinin altındaki halkalar sanki biraz azalmış, yüzündeki üzüntü hali geçmiş gibi görünüyordu. Cevap vermeden önce, şöyle bir etrafındakilere baktı. Onların gözleriyle tasdikinden sonra konuşmaya başladı.
“ Komutanım! Ben kıt kanat geçinmeye çalışan bir köylüyüm. Kızımı, gelenek ve göreneklerimize göre yetiştirmeye çalıştım. Zeliha da bu güne kadar beni hiç mahcup etmemişti. Kerim’ in ailesi istediğinde, çok düşündüm. Kalbim kabul etti ama mantığım kabul etmedi. Daha zengin bir yere gelin giderse, rahat eder diye düşündüm. Sevgi, aşk, meşk karın doyurmuyor komutan. İki çıplak ancak hamama yakışıyor. Eskidenmiş o, “iki gönül bir olunca, samanlık seyran olurmuş “Ben de mantığımı kullanmak istedim. Kızım rahat yaşasın istedim. Böyle olacağını, yani kızımın kaçacağını bilseydim, onu dinler ve ona göre hareket ederdim. O gün, konuştuklarını sonradan çok düşündüm komutan. Yerden, göğe kadar haklıydın. Evlilik işi, alışveriş değil. Ömür boyu aynı yastığa baş koyacaksın. Sevmediğin yemeği bile yiyemezsin. Bunların hiç birini düşünemedim. Yaşlanınca, insan gençliğini unutuyor galiba. Törenin de zamana uyum sağlaması gerekir. Ama bizim gücümüz yetmez ki değiştirmeye. Yalnız, Kerim’ den bir isteğim var. Biz ne kadar da göstermesek de kızlarımız bizim için çok değerlidir. Onların, kılına zarar gelse, bizim ciğerimiz yanar. Veriyorum kızımı ona ama kıymetini iyi bilsin. Çok çalışsın ve rahat ettirsin. Fakirim diye yan gelip yatmasın. Fakirlik, tembellikten kaynaklanır. Allah’ a sadece avuçlarını açarak olmuyor. Duanın yanında, çalışmak ve gayret etmek de gerekiyor. Sadece, dileğim ve şartım bu. İş alanı yaratsın. Hayvancılığa müsait bizim buralar. Bir yerden başlasın. Benim de gönlüm rahat olur o zaman. Yani, kızımı veriyorum. Başka da şansım yok zaten. Allah, yuvasında mesut etsin. “
“Sağ ol Berdan ağa! Allah mutlu etsin. Yarın da düğünlerini yaparız. Gerisi de ikisine kalmış. Mutlu olmak ellerinde. İkisi de gayret gösterecekler. Sevgilerinin ilk gün gibi kalması için. Her şeyi sorun etmeyecekler. Kadın- erkek görevini bilecek. Saygı ön planda olmalı. Saygının bittiği evliliklerde, sevginin olması işe yaramıyor. Günümüz evlilikleri bu tür nedenlerle sona eriyor. Hayırlı olsun diyelim. Çocuklar için elimizden ne gelirse yapalım. Bu da örnek olsun herkese.”
Muhtara dönerek,
“Muhtar! Yarın sabah, hazırlıklara başlayalım el birliğiyle. Ben de karakoldan, komutanımdan izin alarak, yanımda askerlerimle yardıma gelirim. Yemekler hazırlansın. Zaten, sizin o yönünüz çok hoşuma gidiyor. Yardımlaşma çok var buralarda. O yüzden sıkıntı çekmeyeceğiz. Şimdi, biz müsaade isteyelim. Yarın sabah, hep beraber geliriz. “
“Tamam! Komutanım. Sen merak etme. “
Hep beraber, evden çıktıktan sonra Kerim’ in ailesi evlerine gitti. Ahmet astsubay ise dışarıda onu bekleyen aracına bindi ve karakola gitmek için yola çıktılar. Yolda, Ahmet astsubayın dikkatini Halil’ in ruh hali gözünden kaçmadı. Neşeli bir yapıya sahip olduğunu bilen Ahmet astsubay, son günlerde keyifsiz olduğunu fark etmişti. Küçük bir yerde çalışmanın da avantajları bunlardı. Yanındaki erlerinin hepsinin kişiliğini bu sayede çok çabuk çözebiliyordu. Sonra Halil’ e seslendi arka koltuktan.
“Halil! Neyin var senin.? Canın bir şeye mi sıkıldı. Seni çok üzgün ve dalgın görüyorum son günlerde. Ailenle ilgili kötü bir şey yok değil mi ? “
Halil, komutanının bu sözleriyle birden irkildi ve Mustafa’ ya baktı. Mustafa’ nin çok güvenilir olduğunu bildiği halde, o bakışları fırlatmıştı ona. Mustafa’ nin ona şaşkın bir halde bakmasıyla, onun bu soruyla ilgisi olmadığına karar vererek, kafasında vereceği cevapları düşündü ve,
“ Yok, komutanım Allah’a şükür. Yeni telefonla konuştuk. İyi olduklarını söylediler.”
“ O zaman, başka bir sebebi var öyleyse! “
“……..”
Ahmet astsubay, son sorusunun cevabını alamayınca, başka bir sorun olduğunu anladı ve üzerine gitmedi. Karakola gelmişlerdi. Hemen Halil, aracın kapısını açarak, komutanın çıkmasını bekledi. Hızla, odasına giren komutanın ardından koğuşlarına gittiler.
İçeri girdiklerinde, kendi kendine sorular soruyordu Halil. Askerliğinin bitmesine iki ay kalmıştı. Duygularını tahlil ettiğinde, çok fazla tanımamasına rağmen, Gülistan ile yaşamının sonuna kadar aynı havayı solumanın ve onun gözlerine bakmanın çok mutlu edeceğini hissediyor ve inanıyordu. Bu analizin ardından, tüm bu düşüncelerini Mustafa ile paylaşmaya karar verdi. Mustafa ‘ ya seslendi. Yanına oturan arkadaşına,
“Mustafa! Bu akşam ki bakışım için özür dilerim. Söylemeyeceğini bildiğim halde, bir an acaba diye düşündüm. Çok şanslıyız. Böyle bir komutanın emrinde olduğumuz için. Benim durumumu bile fark etti hemen. O soruyu sorunca, içimden Gülistan’ a olan aşkımı anlatmak geldi. Ama yapamam ki. Ben askerlik vazifemi yapıyorum burada. Öyle bir şey söyleseydim. Aklına başka şeyler gelecekti. Beni başkaları ile kıyaslayabilirdi. Az önce bunları düşündüm. İki ay kaldı askerliğimin bitmesine. Bu akşam, annemi arayacağım. Bütün bunları anlatacağım. Mektubundan Gülistan’ in zor durumda olduğunu çok iyi hissettim. Eğer dediği şekilde ise avuçlarımdan uçup gidecek sevdiğim kız. Rüyalarımda da olmayacak. Ailem gelsin ve istesin. Askerliğim bittikten sonra da memlekete yerleşirim. Mutlu mesut yaşar ve birlikte yaşlanırız nasip olursa eğer. “
“En doğrusu bu Halil. İnşallah, her şey yoluna girecek. Allah yardımcınız olsun. Yarın düğünde biz de olacağız. O arada bir imkân olsa da, bir iki kelime olsun konuşabilseniz. Tüm bu düşüncelerini anlatabilsen keşke. Ama buralar çok küçük ve her şey kadınların namusuna zarar veriyor. O yüzden de konuşmanız bile ona zarar vermeye yeter. “
“Maalesef kardeşim öyle. Bir de benim asker oluşum çok büyük etken. Benim niyetim ne kadar iyi olursa olsun, orduya zarar verir. Ben bir mektup yazarak halledeyim en mantıklısı bu. “
“Evet! Çok haklısın kardeşim. Sen ailenle konuş önce. Onların rızasını al. Daha olmaz ise ailen Ahmet astsubay ile konuşur. Ahmet astsubayın Gülistan’ in babası ile ilişkileri çok iyi. Kıracağını sanmıyorum ben. “
Aralarındaki konuşmadan sonra Halil, ailesini aramak için dışarı çıktı. Uzunca bir süre sonra yatakhaneye geldi. Gülistan’ a tüm bunları anlatan uzunca bir mektup yazdı. Sonra da yattı. İçi rahatlamıştı birazcık. Annesi, oğluna sevdiği kim olursa olsun bağrına basacağını ve gereken ne varsa yapacaklarını söylemişti.
Sabahın erken saatlerinde, kapının vurulmasıyla Gülistan, merak ve endişeyle yatağından doğruldu. Üstünü giyerek, ağabeylerinin yattığı odaya gitti. Ağabeyleri sere serpe yatmış ve uyuyorlar ve sesi duymuyorlardı. Abdullah ağabeyinin yanına giderek, onu dürterek uyandırmaya çalıştı. Abdullah, dürtmenin etkisiyle gözlerini açtığında, karşısında Gülistan’ ı görünce merakla yerinden, hızla kalktı.
“ Ne oldu Gülistan! “
“Ağabey! Kapı tıklıyor.”
Üzerine, hemen bir şeyler geçirerek kapıya yöneldi. Kapıyı açtığında, karşısında Hasan’ı gördü.
“ Günaydın ! Abdullah”
“Günaydın ! Hasan ”
“Rahatsız ettim sabahın köründe ama Berdan ağanın kızı ile Fettah ağanın oğlunun düğünü var bugün. Onun hazırlıkları yapılacak. Bütün köylü davetli düğüne. Ama kadınların yardımı gerekiyor. Geliversinler sizinkiler de.”
“Tamam! Gelirler. “
Dedikten sonra, içeride kapının kenarından merakla bakan kardeşinin bakışlarıyla karşılaştı. Açıklama gereği duydu.
“Berdan ağanın kızı ile Fettah ağanın oğlunun düğünü varmış, düğün bugünmüş. Yardım için gelmiş. Muhtar adam dolaştırıyor duyurmak için. Sizi de gişdecekmişsiniz. “
“ Bugün mü.? Tamam ağabey gideriz anamla yardıma. “
Kahvaltıyı hazırlamak için mutfağa geçti. Zeliha ile Kerim’in aralarında geçenleri biliyordu. Kaç defa ağlamıştı Zeliha ona. Aynı yaşta oldukları için arada bir araya geldiklerinde, içinde biriken hasreti Gülistan’ a anlatırdı. Sonlarının olmadığına karar verir ve gözlerinden bir kaç damla göz yaşı akıverirdi. O zamanlar, bunları anlatırken Gülistan’ a çok saçma gelir ve Zeliha’nın boşu boşuna ağladığını düşünürdü. Şimdi anlayabiliyordu başına gelince. Zeliha’nın kaçtığını duyduğunda ise aklı başından gitmiş ve arkadaşının hayatından ümidi kesmişti. Aldığı bu sevinçli haber ile son günlerdeki ümitsizliği, umuta dönmesi için belki de bir işaretti.
DEVAM EDECEK !
Nermin KAÇAR BOLU
YORUMLAR
“Rahatsız ettim sabahın köründe ama Berdan ağanın kızı ile Fettah ağanın oğlunun düğünü var bugün. Onun hazırlıkları yapılacak. Bütün köylü davetli düğüne. Ama kadınların yardımı gerekiyor. Geliversinler sizinkiler de.”
“Tamam! Gelirler. “
Dedikten sonra, içeride kapının kenarından merakla bakan kardeşinin bakışlarıyla karşılaştı. Açıklama gereği duydu.
“Berdan ağanın kızı ile Fettah ağanın oğlunun düğünü varmış, düğün bugünmüş. Yardım için gelmiş. Muhtar adam dolaştırıyor duyurmak için. Sizi de gişdecekmişsiniz. “
“ Bugün mü.? Tamam ağabey gideriz anamla yardıma. “
Kahvaltıyı hazırlamak için mutfağa geçti. Zeliha ile Kerim’in aralarında geçenleri biliyordu. Kaç defa ağlamıştı Zeliha ona. Aynı yaşta oldukları için arada bir araya geldiklerinde, içinde biriken hasreti Gülistan’ a anlatırdı. Sonlarının olmadığına karar verir ve gözlerinden bir kaç damla göz yaşı akıverirdi. O zamanlar, bunları anlatırken Gülistan’ a çok saçma gelir ve Meliha’nın boşu boşuna ağladığını düşünürdü. Şimdi anlayabiliyordu başına gelince. Zeliha’nın kaçtığını duyduğunda ise aklı başından gitmiş ve arkadaşının hayatından ümidi kesmişti. Aldığı bu sevinçli haber ile son günlerdeki ümitsizliği, umuta dönmesi için belki de bir işaretti.
bunu
kitap haline getirecek misiniz
?
kardeş,gecenin bu saatinde yazı yazmak için kalktığımda ilk senin yazını okudum.
Olayları parçalara ayırıp işlemen ve tekrar toplaman kusursuz.Olayıni çerisinde bu kız kaçırma olayını da anlatman harika.
Şu Gülistan ve Halil'in aşklarını merak etmeye başladım.Bakalım ne olacak?..
Ahmet astsubay'ın bekarlığına da bir çare düşünsen iyi olacak doğrusu...
İşler gittikçe yoluna girecek gibi...
Sana kolay gelsin..saygılar...
ayhansarıkaya tarafından 8/2/2009 4:10:37 AM zamanında düzenlenmiştir.