- 433 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Az Konuşan ama çok dinleyen oğlum (Oğluma Mektuplar)
ÇOK DİNLEYEN AMA AZ KONUŞAN OĞLUM
Sevgili oğlum,
Çok insan der ki, “ Hayat zor” . Ben buna inanmayan insanlardanım.İnsan , hayata neden geldiğimizin felsefesini iyi anlamış olsaydı , hayatımızı kolaylaştıran çok şeyin olduğunu, buna inatla aklımızı ve bunun sonucu da bedenimizi doğru kullanmadığımız için hayatımızı zorlaştıranın gene kendimiz olduğunu birazcık düşünce kabiliyetini geliştirmiş insan hemen anlar.
Canım oğlum,
Vücudumuzdaki her organ , bir görev üstlenmekte ve bu organlarımızı doğru kullandığımız zaman bize hayatı çok kolay hale getirmektedir. Çok insan neden iki kulağımızın olduğunu , buna nazaran tek ağzımızın olduğunu anlayamaz değil mi ? Bunu bu mektubumda sana anlatmaya çalışacağım .
Canım oğlum,
Kırk yıllık hayat tecrübelerimle gördüm ki, hayatta en çok ağzımızı görevi dışında kullanmaktayız. Çünkü nerede ise en kolay kullandığımız organımız, nefsin , şeytanın kullanmaya en kullanışlı organı bu ağız. Çok felaketlerin , çok cinayetlerin , çok rezaletlerin kaynağı aynı zamanda bu ağız. Aynı zamanda çok da güzel işlere sebep olan , karşımızdakine sevgimizi de , nefretimizi de belirttiğimiz organımız bu. Bu organı güzel kullandığımız zaman hayatımız rahat , kullanmadığımız zaman hayatımız zor olmakta .
Canım oğlum,
Dikkat edersen , yalnız kaldığımız zaman bu ağız denen organımızı kullanmayız ve çok zaman yalnız kaldığımız zaman mutlu oluruz. Bu ağız denen organımızı güzel kullandığımız zaman da bizi seven insanların ortamında sevgi dolu kelimeler kullanacağımız , mantıklı konuşacağımız ve karşımızdakini de güzel etkileyeceğimiz için bu organımız yalnız kalmak istemez çoğu zaman.
Canım oğlum,
Kulaklarımızın iki tane olmasının hikmeti de şuradan meydana gelmekte . Güzel ve dikkatli dinlememiz. Bu kulaklar , karşımızdakini iyi dinlememiz ve onu sevmemiz anlamamız için değil mi ama ?
Canım oğlum,
Bazıları da bu iki kulak olmayı , başkasının söylediklerini bir kulağımızdan girip , işimize gelmeyenler öteki kulağımızdan çıksın gitsin diye anlamışlardır. Yani dinlemeyi sevmezler. Dinliyor gibi yapmalarına rağmen , dinlemezler. Aslında bunlar dinlemeyi sevmezler ama konuşmayı çok severler. Akıllı insan ise her şey dinler , güzel olanları beyindeki süzgeçten geçirerek aklına yerleştirir, boş olan konuşmaları ise öteki kulağından sıkıp atar. Bir devlet adamı der ki “ Beynim sünger gibi olsaydı , arada sırada sıkarak gereksiz olan bilgileri kafamdan atardım” İşte iki kulağı olanda bunu bir sünger gibi yapar.
Canım oğlum,
Aslında sende bilmektesin ki , duymak aslında kulakla sadece fiziken mümkün olmakta , asıl duymak beyinde olur. Gerçek manada duyduklarını özümseyen , benimseyen insan duyduklarına büyük önem verir. Hele bu güzel konuşmaları anlatan bilge kişi ise o zaman daha dikkatle dinlemek lazım olur .
Canım oğlum,
Bunlara rağmen sana güzel konuşan , bilgi veren konuşmaları dikkatle dinlemeni tavsiye etmekteyim. Dikkatli dinleyen insan hata az yapar hayatta .
Canım oğlum,
Sen zaten , okuluna gitmekte , öğretmeninin verdiği dersi hem iki kulağınla , hem beyninle dinlemekte , öğretmeninin sana sorduğu sorulara dikkatle ve doğruca cevap vermektesin. Sonra kafana yerleştirmekte , anlamadığın konuları da öğretmenine sorarak öğrenmektesin. Bu öğrenmeler senin evde ders çalışmana gerek kalmadığını göstermekte. Sonra Bilim ve Sanat merkezinde haftada iki gün destek eğitimi almaktasın. Öğretmenlerinle yüz yüze aldığın eğitim,öğrendiklerini pekiştirmeni sağlamakta. Böylece sağlam öğrenme sitiline kavuşmakta , duydukların sana fayda sağlamakta .
Canım oğlum,
Bunun yanında hafta sonu dershaneye devam etmektesin. Burada da okuldaki gibi öğretmenini dikkatle dinleyerek , onları gerçek manada severek , anlamadıklarını sorarak öğrenmeni pekiştirmektesin. Öğretmenlerin de dikkatli dinlediğin ve saygılı olduğun için seni gerçek manada sevmekte ve bu sevgi senin öğrendiklerini daha sıkı öğrenmene ve güzellikleri daha erken fark etmene sebep olmaktadır.Bu güzel dinlemeler ve kafana yerleştirmelerin ilerde hayatta da güzel dinleyici olacağını , sosyal insan olacağını ve başarılı olacağını göstermekte. Dinlemesini küçük yaşta öğretmenini dinleyerek başlayan insan yarın iş yaşamında da çevresini dinleyerek devam ettirecek bence. Küçük yaşta dinlemeye önem veren insan büyüdüğü zamanda dinlemeye önem verecektir büyük oranda.
Canım oğlum,
Duymak önemli olduğu kadar , her duyduğuna inanmak da insana zarar verir. Dedikodu yapan ve insanları başka insanlardan uzak tutmaya çalışan , bilgi vermek yerine fitne fesat yapan insanları da ayırarak kimi dinleyeceğini kimi dinlemeyeceğini de akıl nimeti ile sen belirleyecek ve tedbirini ona göre alacaksın. Bazen rastlamaktayız ki, Üniversiteye kadar gelmiş insanlar , başkalarını gene başkalarının sözleri ile değerlendirmekteler. Yani kendi akıllarını kullanmak akıllarına gelmez. Başkalarını gene başkalarının konuşmaları ile tanıyan insanlar hayat boyu sıkıntılardan kurtulmazlar bence.
Canım oğlum,
Bir de şu var ki, insanlar “çoğunluk ne derse o doğrudur” yanlış görüşündeler. Halbuki, cahil çoğunluğun olduğu toplumlarda insanlar çoğunluğa uyarsa o zaman yanlışlık yapmış olmazlar mı ? Sen ki okumayı seven ve gelişmiş insan olmak isteyen bir insan olarak çoğunluğa değil sağduyuna ve aklına uymaya çalış olmaz mı canım oğlum.
Canım oğlum,
Bizler toplum olarak ne çekiyorsak hep “başkaları ne der” diyerek başkalarının görüşlerine çok önem vererek kendi düşüncelerimizi geri plana atmamızdan çekmekteyiz. Halbuki gerçek manada kendisine değer vermeyen ve kendisine değer vermeyen insanlara da fazla değer veren insan doğruyu bulamaz. Bizler başkalarına , bizlere değer verdiği oranda değer verirsek o zaman insanlar da bizlere değer vermeye başlayacaklardır.
Canım oğlum,
Hayatta her zaman onu bunu şişiren, fazla methiyelerde bulunan insanlardan nefret derecesine uzak kalmışımdır. Başkalarını meth etmekle insan bir şey kazanmaz. İnsanlar bazı şeylere , takdire layık olabilirler ama fazla methiyelerde bulunmak , onların kendilerini önemsemesine ve daha fazla yanlış yapmalarına sebep olabilir ki, bu da onlara iyilikte bulunduğumuz sanısı ile onlara kötülükte bulunmamız sonucunu doğurur.
Canım oğlum,
Sende insanlarla konu, kaynaş ama az ama öz, doğru mantıklı konuşan insanlarla beraber olmaya bak. Her zaman dalga geçen ve insanlara değer vermeyen insanlardan da uzak kalmak senin felsefen olursa o zaman hayatta rahat edersin. Ben de bu felsefeyi yaşadığımdan insanlar çok zaman bizlere değer vermek zorunda kalmışlardır.
Canım oğlum,
Babalar oğullarına , yaşadıklarını anlatmalı bence. Eğer eli kalem tutan , yazmayı seven bir baba varsa ortada, boşa konuşmak yerine söyleyeceklerini yazılı olarak bırakırsa, bundan sadece oğlu faydalanmayacak , belki de sonradan okuyacak onlarca,binlerce insan faydalanacaktır. Binlerce insan faydalanmasa bile okuyarak sadece sen faydalansan , ülkemizin ve toplumumuzun gelişmesi için bile bu yeterli olmaktadır.
Seni muhabbet ile kucaklamaktayım sevgili oğlum
Baban
TURAN YALÇIN-TOKAT