ADAM OLMAK
Adam olmak; insan olmanın, insanlığının şuuruna erebilmenin göstergesidir. Adam olmaya erişmiş kişi, yaratılışındaki insan olmanın da, kul olmanın da sırrına ermiş kişi demektir.
Adam olmak öyle o kadar kolay bir şey değildir. Herkes adam olamaz. Adam olmak demek, yaratılışındaki gayeye ermek demektir. Kendini bilmek demektir.
Eskilerden beri Anadolu’da anlatıla gelen şöyle bir tevatür vardır. Yaşlı bir babanın asi, yaramaz bir çocuğu varmış. Babası oğlunun gidişatına bakarak; “ oğlum sen bu gidişle adam olamazsın” der ve zaman zaman bunu oğluna tekrarlarmış. Oğlu bir gün evi terk ederek uzak memleketlere gitmiş. Oralarda okumuş, tahsil görmüş ve bir vilayete vali olmuş. Valilik makamında otururken, babasının kendisine sıkça söylediği “oğlum sen adam olamazsın” sözü aklına gelmiş.
Hemen emrindeki iki muhafızı babasının bulunduğu köye göndererek, o köyden filanca kimseyi derhal buraya alın getirin diye emir vermiş. Tabi muhafızlar emir kulu. Ne yapsınlar verilen emri yerine getirmekle mükellef kılınmışlar. Gitmişler o köydeki tarif edilen ihtiyarı almış getirmişler. Valinin makamına sokmuşlar. İhtiyar adam korku ile beklerken, vali ilk önce; beni tanıdın mı ihtiyar demiş ? İhtiyar baba şöyle bir valinin yüzüne dikkatlice baktıktan sonra, “tanıdım tabi, tanımam mı hiç”demiş.
Daha sonra vali; Yaa! İşte böyle baba demiş. Hani bir zaman sen bana devamlı “oğlum sen adam olamazsın”derdin, bak ben şimdi koskoca bir vali oldum demiş.
Bunun üzerine ihtiyar baba acı acı gülümseyerek, “oğlum ben sana vali olamazsın demedim, adam olamazsın dedim. Sen yine adam olamamışsın. Eğer sen gerçekten adam olsaydın şu ihtiyar babanı ayağına iki jandarmayla getirtmez, kalkar sen bu yaşlı babanın ayağına gelirdin, demiş.
İhtiyar babanın o çok manalı sözüne eklenecek hiçbir şey yok. Ne kadar güzel bir ders vermiş oğluna. Adam olmayı ne kadar güzel anlatmış!
Demek ki sadece okumakla, bir mevki, makam kapmakla adam olunmuyor. İnsanlar bir şekilde dünyalık olarak belki her şeyi elde edebilirler. Lakin, adam olabilmek öyle o kadar kolay değildir.
Eğer mevki ve makam sahipleri, mal ve mülk sahipleri, halka karşı vicdan ve merhamet duygularını yitirdilerse ve insanlara idarecilikleriyle zulmediyorlarsa; babanın oğluna söylediği gibi, yine adam olamamışlar demektir.
İhtiyar babayı ayağına getirtmek nasıl bir zulümse, halka eza cefa vermek de bir zulümdür. Büyük vebaldir. Kul hakkıdır.
Yunus’un diliyle; adam olmak, kendini bilmekten geçer. Anadolu erenlerinden o büyük Derviş Yunus ne güzel söylemiş. Bu güzel mısraları bir kez daha hatırlayalım;
İlim, ilim bilmektir.
İlim kendin bilmektir.
Sen kendini bilmezsin.
Ya nice okumaktır.
Bu gönülden gelen kelama, başka eklenecek bir şey var mı ?
24.11.2006
Şevket BİNGÖL
ESKİŞEHİR
ADAM OLMAK Yazısına Yorum Yap
"ADAM OLMAK" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
Bu anlamlı güzel yazınıza bir ekleme de ben yapayım.
Kim demiş tam olarak bilemiyorum.Ama güzel demiş.
''Nice adamlar gördüm üstünde elbisesi yok,nice elbiseler gördüm içinde adam yok.''
Evet adam olmak kendini bilmekten geçiyor.Keşke başımıza geçenler her şeyi bileceklerine kendilerini bilen adamlar olsalar.
Kutluyorum yazınızı.
SAYGILARIMLA.