- 527 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Şahitsiz vakitler!
Sessizliğimle derinliğe doğru uzanıyorum
Korkularımın sağanağında umutları yoklayarak soluyorum
Kalbimin sayfalarını okuyarak, ruhumun lekelerinden korkuyorum
Bir an hasretin sancısı çıkıyor karşıma
Her ne kadar sevgiden anlamadan egomla barışık olsam da
Vicdanım nefsime acıyarak baksa da, o vakit uyanıyorum sabaha
Kalbimde filizlenmiş sevdanın hazzı olsa
Aşk fakirliğim cihanın sedasından duyularak halimi utandırsa
Vuslat edep indinde, edebiyat için yapılan fütuhat olarak anılırsa
Hüzünlü yutkunmalarım eşlik ediyor bana
Kitabı celilin hakikatlerinden sadır olan nasihatler karşımda
Lakin hicranım acizliğimle kalbime bir şeyler anlatmaya çalışsa da
O sevgilinin güzelliği zarifliğiyle kuşatınca
Yârin süruru ruhumda filizlenerek hakikatle irfanlaşmayınca
İnsan kimliğime şuur, aklım ve vicdanıma aşkın sancısını salmayınca
Göz pınarlarım sağanağını hüzünle boşalınca
Halimi soran, meramımla dostluk kurmaya çalışan olmayınca
Sukutumun çığlıkları sol yanımdan sancılarla takatsizliğimi artırınca
El açıyorum fakirliğimin acizlik hüviyetinde
Ademiyetim nesiller boyu genlerimle yüzleşerek kükrese de
Umutlarım gülün güzelliğinde ki berekette ve rahmetin yegânesinde
Her ne kadar nefsim vicdanıma hükmetse
Kalbim inşirah için vakti saati an için derleyerek kanat etse
Ruhum, ölüm dirliğinde asude haberleri halime hikâye etmesi öğütse
Ey sevgili böyle işte yalnızlığımın nefesiyle
Sen her ne kadar sessizliğinde tefekkür halini benimsesen de
Hasretim dinmiyor ne hikmetse, sevgi aşk için tezahür eden değerse
Vicdan safiyetinde ve gönlüm edep dileyince
Sesim çıkmıyor dil acılar içinde meramını hıfzetmek isteyince
Hissiyat sığlığında acizliğime hükmederek sefilliği halime teslim edince
Mustafa CİLASUN