- 1302 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
yüreğimin dipnotları...
Ağlıyordu kadın koca bir hikayenin eşiğinde. Gün gözlerinde söndü sanki hiç doğmayacakmış gibi. O kadar karanlıktı ki gözlerinin içi, ne düşündüğü, ne demek istediği belli değildi. Alamadığı nefes boğuyordu onu. Ritmi bozuk kalbine inen darbeler daha bir hızını artırmıştı sıklaşan nefesinin.
“İntihar” dedi kadın. “Bu bir intihar. Hadi gözün aydın. Vicdanınla ve herkesin gıpta ile baktığı sevdanla baş başasın.”
Aklının bir tarafına “gitmek” ilişmişti bir kere. Yoktu çaresi. İçinde sakladığı hüznün üzerine örterek gerçekleri gitmeliydi. Biliyordu açacağını daha sonra. Ama sırası değildi . şimdi dik durma zamanıydı. Hiçbir şeyin hükmünün olmadığını öğrenmişti aslında. Tek önemli şey kendisiydi. Lakin şu an o kadar canı yanıyordu ki bu değeri düşünecek halde değildi. Bunun için çok zamanı olacaktı nasılsa. Uzun cümleler kuramıyor, vuslatın acı zehrini kusamıyordu.
Her şey içinde kalmıştı sanki. Oysa o kadar çok birikmişti ki diyecekleri. “bir başlasam” diyordu.”hiç susmayacağım” ama bilemiyordu nereden başlayacağını. Hücrelerinde dans ediyordu ölüm.
Mor saçaklı bir gecenin içinden geçiyordu kadın. Gece düştü gözlerine. O mağrur halinden hiç eser kalmamıştı. Sıkılgan bir edayla çöktü koltuğa. Koltuk bile yabancıydı sanki. Şöyle bir gözlerini yumdu ölüme yumar gibi. Oysa hiç düşünmek istemiyordu. Hiçbir şeyi hatırlamamaktı tek gayreti. Gündeki tüm direnci bitmiş, bütün uzuvları onu terk etmiş gibiydi.
Oysa gururu ve öfkesi ile nasıl bir çırpıda elinin tersi ile itivermişti her şeyi. O bile şaşırıyordu düşündükçe. Bir sigara daha yaktı. Yalnızlığın hükmünü sürüyordu evde. “biraz kitap okusam” dedi. Her şey gibi yarım kalan bir kitabı vardı elinde bir türlü bitiremediği. Yazmak istemiyordu çünkü.
.” Dramatize etmek yersiz” diye geçirdi aklından. “O kadar vaktim yok..”
yine de boğazında hiç çözülmeyecekmiş gibi duran bir düğüm vardı. Sabahtan beri hiçbir şey yemediğini hatırladı. Oysa ne kadar severdi yemeği. Tam bir oburdu. Hani kimi insanlar yaşamak için yerler kimileri de yemek için yaşarlar ya..ikinci şık tam kendine göreydi. Yine de acıkmadığını hissetti. Şuursuzca ayağa kalktı ve dolabın kapağını açtı.. buz gibi bir bira aldı kendine. Sanki içinin yangınını bastıracaktı. Oysa söz vermişti bir iki sevdiğine bu konuda.
“söz veriyorum.ilaç aldığımda kullanmayacağım.” Sözünü tutamamıştı işte. Biliyordu ki arkası gelecekti.
“Bu gece iyi bitmeyecek” diye geçirdi içinden. Gözleri şişmiş,dilinde nerden geldiğini anlayamadığı bir şarkı nakaratı evin içinde dolaştı durdu bir süre. Vakit hayli geçti. Ama durum onu gösteriyordu. Sabaha vuracaktı bu gece zaman. Ve tanıklık edecek gibi görünüyordu kadın bu buluşmaya. Pc yi açtı. Bir iki karalama çalıştı. Sonra sildi nedense.
“yok yok.hiç olmadı. Benim işim ne bu kadar arabeskle” ve öfke ile kapattı pc yi.
Böyle düşünürken çok canının yandığını biliyordu. Daha önce de tatmıştı böyle büyük acılar ama ,
“bu onlara benzemiyor” diye geçirdi içinden.ve birden bir öfke ile kalktı yerinden. Sanki aklındakileri silmek ister gibi bir kafa hareketi yaptı şuursuzca.
“ne kadar çok şey geçiriyorsun bu gece içinden. Alışmalısın. Bundan sonra hep böyle .” diye düşündü çatılmış kaşlarıyla kendine kızar gibi.
Kadın ve gece. Gece ve kördüğüm. Öfkesini saklamaya çalışarak tanrı ile konuşuyordu. “yarattıysan eğer en mağrur kul olarak neden beni seçtin? Sana yalvaramıyorum bile. O kadar öfke birikti ki içimde. Sana en sadık dostum olarak anlatıyorum.başkalarıyla uğraştığın zamanlarda gözden mi kaçırdın bana ait olanları? Neden her şey bu kadar üst üste?”
Tanrının bile şaşkındı bakışları . Ve kıskanıyordu kadını içten içe. Ölecek kadar sevmek ve severken gitmek. Tek celsede bırakılan aşklar.
Ve son hamle yüreğinden geceye.
“hep aynıysa aşkın kimyası neden hala çözemedi bu ahmak insanlar…”
Şu anda fonda Sezen aksu’dan “vazgeçtim” var. Ortalık sanki biraz duruldu. Kimbilir, belki de kadın yoruldu...
sevgi kaya.........2009 haziran
YORUMLAR
Buzullar gibi çarpmıştı,iliklere kadar işleyen dondurucu soluğu .
doğmuyorsa sessizlik gölgeleri
çığırtkanlar avazlarını yırtıyordu
beslediği hücrelerde anımsıyordu
hayalle düşlere kefen sardı
hamlelerin doğuruşları
yeniden irkil yeniden diyordu
vicdan sevdalarıyla müebbet likler diliyorum
''intiharlıklara''
รєשﻮเ кคאค
ღ°•.♥.•°ღღღ°•.♥.•°ღღღ°•.♥.•°ღღ Her zaman sana özel olucak
zeNn tarafından 7/20/2009 6:14:28 PM zamanında düzenlenmiştir.
Kadın ve gece. Gece ve kördüğüm
Öfkeliydi, yalnızdı, çarkında gergin ruhu sızlıyordu. Zordu an / suskundu zaman. O an ilahi bir ses sardı gökleri. İsyan korktu / ruh doğdu. Acı sesi duyan bir kapı açıldı gösterişe gerek dahi duyulmayan. Başka doğdu güneş. Ilık rüzgâr sardı tenini. Aşka âşıkların son durağıydı açılan kapı.
Gerçek Aşk…
“”
Peki, neden teslim olamıyoruz. Neden hala yalan aşkların peşinden koşuyoruz. Neden canımızı acıtana sarılıyoruz. Çünkü acıdıkça öğreniyoruz acının tadını. Aşk tamda sol yanımızda. Ve onun tek bir sahibi var. Diliyorum ki; yaşadığımız her ne varsa bizlere dayanma gücü versin Rabbim. Ne kadar kirlenmiş olursak olalım son nefese kadar fırsat sunan Rabbim.
Umuttan umudu yalnızca bu kapı için kesmemek lazım.Yüreğin dipnotları benzeri hangimiz yaşamıyoruz ki,yaşamadık ki….hep şu sözlere inandık.;dışarı çık hava al , yeni birini bul unutursun,hadi gel kafaları dağıtalım vs vs.
Sonuç? Aynı
Ve işin ilginç tarafı bildiğimiz halde Yaradan’ın gücünü, gerçeğini. Israrla yalanlara sığındık, zor geldi kim bilir.
Gerçek aşka giden yolda;
Kadın ve gece.
Gece ve acı içinde ruh.
Beden ve kördüğüm… Bu düğümü açma gücü versin Rabbim bizlere.
Ölmeden önce ölmeyi başarabilme gücü versin.
Asla vazgeçme / vazgeçmeyelim...
Hissettiren anlatımı kutlarım.
Saygı ve sevgimle...
"Aklının bir tarafına “gitmek” ilişmişti bir kere."
...
"Her şey içinde kalmıştı sanki. Oysa o kadar çok birikmişti ki diyecekleri. “bir başlasam” diyordu.”hiç susmayacağım” ama bilemiyordu nereden başlayacağını."
konu ve anlatım çok nefis... soluksuz okudum...
düşüncelerim ve duygularım arasında çokça gidip-geldim...
"ölecek kadar sevmek ve gitmek."
yani sanırım severken de giderken de sebeplerimiz var ya da sebepleri var... bir yandan böylesine severken gidilmez diye düşünüyoruz, bir yandan da tam tersi böylesine sevmek gitmeye yol açıyor...
belki de hiç bir gidiş gönülden değil,
belki de hiç bir seviş ölümüne değil...
aslında hiç bir aşkın kimyası birbirine uymuyor...
hepsi farklı yaşanıyor...
belki de bundandır çözülemeyişi...
ne desem boş di mi..?
hiç birine aldanmıyor gönlün...
bu acıyı doyum noktasına gelene kadar yaşayacağız,
sonrasın da mı ..?
şaşıracağız... nasıl bunları yapabildim/düşünebildim/yazabildim diye yeni bir aşk"a belki de yelken açarken üstelik... :)
sevgimle Sevgi..:)