Bu sıcakta seçimi kim sardı başımıza?
Siz siz olun, 22 Temmuz günü sonuçlar açıklandığında, sakın adayların yakınında bulunmayın!...
Son 72 yılın mı, 78 yılın mı en sıcak günlerini yaşıyormuşuz.
Kasımda, aralıkta, martta seçim yapmaya alışmış bu millete temmuz ayında seçim yaptırmak kadar büyük zulüm olmaz.
Daha haziran ayında birçok yerde 51-52 derece sıcaklıklar var.
Fakat her ne kadar temmuz ayında seçim vatandaşa zulüm olsa da; bu kararı alanlar, kendileri açısından müthiş akıllı bir iş yaptılar. Malûmunuz, aşırı sıcaklarda vatandaşın feleği şaşıyor. Cinnet geçirmese bile, algılama güçlüğü, dikkat dağınıklığı ve hatta bunaltıdan kaynaklı umursamazlık baş gösteriyor. Velhasıl, böylesine sıcaklarda hiçbir insanın sağlıklı karar vermesi mümkün değil… Bu kararı alanlar da, “Bu vatandaş, normal şartlarda bize oy vermez. Sıcaktan iyice bunalsınlar, ne yaptıklarını bilmesinler, bassınlar bize oyu” diye, 22 Temmuzda karar kılmışlar.
Her ne kadar son günlerde canımızdan bezdiren sıcaklar olduysa da, meteoroloji, seyir hidrografi ve oşinografi dairesinden sızan bilgiler ışığında size bir iyi, bir de kötü haberim var. İyi haber; bunaltıcı sıcaklar gidiyor… Kötü haber, öldürücü sıcaklar geliyor.
Bu aşırı sıcaklar en çok vatandaşın karar verme yetisini köreltiyor, kötü yollara teşvik ediyor ama; daha da vahimi seçim sonuçları açıklandığında adaylar tarafından icra edilebilir. Aklınıza gelmedik her türlü cinnet çeşidini resmi olmayan kesin sonuçların duyurulmasıyla birlikte yaşamak büyük olası.
Adamcağız aday olmuş. 2 ay köy köy, kasaba kasaba, belde belde gezmiş bunaltıcı sıcaklarda. Olur olmaz adamların kahrını çekmiş. İş isteyene eyvallah demiş, aş isteyene emrin olur demiş. Yıllardır biriktirdiği paraları şu televizyon senin, bu gazete benim diye saçmış. Konvoya katılanlara benzin, acıktım diyene dürüm dağıtmış… Yeri gelmiş 3-4 saat uykuyla kalkmış, en ücra yerlere gezmeye gitmiş. Güneş beynine vurunca tansiyonu yükselmiş, şekeri çıkmış.. Her gittiği yerde ikram edilen çöreği, böreği, ayranı, çayı, ayıp olmasın, aman seçmeni küstürmeyelim diye tıkınmış; kolesterol fırlamış… Velhasıl vatan uğruna kendini feda edip, sesini çıkarmamış…
Bir de üstüne üstlük, 22 Temmuz akşamı, açılan sandık sayısı, oyların partilere göre dağılımı diye anonslar başladığında; oy vereceğim diye söz verenlerin, çoluğuna çocuğuna yemin edenlerin ve hatta Kuran’a el basanların yarısı kadar bile oy alamayınca aday ne yapsın?
O cinnet geçirmeyecek de, öğretmenevinin klimalı salonunda okey oynayan emekli öğretmen mi geçirecek.
Benim tavsiyem, 22 Temmuz akşamı, hiçbir adayın yakınında ve hatta 3-5 kilometre çevresinde bulunmayın. Adam, çıldırmış gibi bıçakla, nacakla, satırla, döner bıçağıyla, ateşli silahlarla, yani Allah ne verdiyse önüne gelene saldırabilir. Hele bir de boşta bulunur da böyle olacağı biliydi filan gibi laflar edersiniz. Ortalık Bağdat’a döner kesinlikle… Eee tabi biz de bu aşırı sıcaklardan dolayı zaten su basman seviyesinde bir bunalım içindeyiz. Haliyle her türlü meydan muharebesiyle ve sınır ötesi harekatla karşılaşmamız kuvvetle muhtemel.
Bu yaştan sonra bunaltıcı sıcakta propaganda dönemiyle, öldürücü sıcakta seçim sandığıyla da karşılaştık çok şükür. Bu atmosferde sağlıklı karar verip oy kullanan seçmeni de, bunca eziyeti çekip 2 ay köy köy dolaşan adayı da alnından öpmek gerek; önemli olan yarışmak.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.