- 461 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Yaşama, Sevgiye Ramak Kala...
Hayat, zalim hemde çok…
Hava bu kadar sıcakken insan nasıl donar… Elleri buz keser, yüreği kanar… Kim kime anlatır sevdayı, kim anlar sevginin yüceliğini… Gelen yerini belirlediği gibi giden yolunu belirler öyle çeker gider… Sessizleşir ilk önceleri, sevginin yüreğe aktığı zamanlardaki gibi. Issızlaşır, kimsesizliğini kendi gözyaşlarına boğar ve sahte gülüşükler saçar etrafa. İnsanlardan saklar kendini, sevginin yüreğindeki kanaması gibi, sessiz sedasız döker gözünden yaşları…
Hayatı tutmaya çalıştıkça, gidenin ardından akıttığı gözyaşlarını kalemi ile silmeye çalışır. Yapabildiği tek şey budur çünki. Sessizliklere gömer kendini ve ardına bakmaya bile cesaret edemeden bavulunu kapıda bırakarak gider. Çeketi asılıdır gidenin, çıktığı kapıdaki yürekte…
Gidişinin ardındaki koku ömür boyu siner sevginin yüreğine… Tek yanında götüremediğidir kokusu, Ve yaşamındaki kalemi…
Sevgilerin gerçekliği olduğunda, insan yüreği kanar, kanarda akan kanda çizer adını sevdalısının….
Akan yaşların, yazılan adın anlamının bitimine ramak kala, yüreği isyan eder yaralı yüreğin, kalemine sarılır ve çekip giderken belirlediğin yol benim ölümümdür… Notu düşer son sayfaya…
Yaralı Yürek - İzmiR
11.07.2009 – 00:30