- 702 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
BİR YANI EKSİK ÇOCUKLAR !
Çocuklar! Benim kıyamadığım ve kıramadığım en değerli varlıklar. Özellikle yeni yürümeye çalışan çocuklara bayılıyorum. Onlara, tıpkı denizi seyreder gibi hayranlıkla bakarım. Bazen tanımadığım halde kucağıma alıp, bağrıma basarak kokusunu içime çekmek isterim. Sonra aklım başıma gelir ve içimden “ Deli misin sen? Ya annesi kızarsa “ diye kendime kızarım. Çoğunlukla da iç sesimi dinlemem. Önce, bebeğin veya çocuğun yanına giderim. Annesi varsa sevmek için müsaade isterim. Kıyamıyorum onlara aslında. Ama o kadar tatlılar ki. Ne yapayım alamıyorum kendimi.
Onlar bizim geleceğimiz. Onların en çok sevgiye ihtiyaçları var. Annelerinin ve babalarının kucaklarında gördüğünüzde hiç dikkat ettiniz mi yüzlerindeki mutluluk ifadesini?
Bu mutluluğu bütün çocukların yaşamaya hakkı var. Günümüzde artan boşanmalar sonucunda en çok zararı çocuklar görüyor. İki farklı insan bir araya geliyor ve sonucunda evlilik kararı alıyor. Ya da evlilik dışı ilişkiler. Bunun sonucunda doğanın kanunları gereği hayata tertemiz ve saf halinde bir canlı geliyor. Hiçbir şeyden habersiz. Hayata gözlerini açıyor ve merhaba diyor. Daha doğduğunda ağlamaya başlıyor. Sanki hayatın zorlu mücadelesine ilk tepkisini veriyor o ağlamasıyla.
Bazı çocuklar bu konuda şanslı, kimileri şanssız. İki büyük, zamanın birinde birbirlerine tahammül edemeyecek hale geliyor. Hayatı hem kendilerine, hem de kendi parçaları olan çocuklarına da zehir ediyorlar. Evde huzur kalmıyor ve çocuklar bu huzursuzluktan çok etkileniyor. Bazı aileler, bu huzursuzluk içinde uzun yıllar sürdürüyor evliliği. Kimi de her şeyi göze alarak boşanma kararı alıyor. Her iki türlü davranış şeklinde yine aynı sonuç ortaya çıkıyor. Huzursuzluk, çocukların psikolojisinde tamiratı mümkün olmayacak yaralar açıyor. Güvensizlik duyuyor insanlara. Yüzü gülmüyor ve bu huzursuzluğunu ileri yaşlarda da ortaya çıkarıyor.
Eğer durgun ve mutsuz, yüzü gülmeyen bir çocuk görüyorsanız, onun yüzünden yaşadığı sıkıntıları ve huzursuzluğu anlamanız güç olmayacaktır. Onlar, hayatın aynasıdır. Onlara ne verirseniz, onlar da size aynısını verir. O yüzden de toplumun temel taşıdır aile. Aile içinde şekillenir kişilikleri. Sonradan değişime uğrasa da çok fazla fark yaratmayacaktır. Hepiniz bilirsiniz bir atasözü vardır. “ Meyve dibine düşer “ denilir. Çok doğru bir sözdür. Çocuk anne ve babayı model seçer kendine. Onun hareketlerini örnek alır.
Anne ve babası ayrılan bir çocuğun ruh hali çok farklıdır. Ruhunda fırtınalar eser. İfade de edemez çoğu kez duygularını. Her şeyden nefret ettiği zamanlar olur. Hırçınlığıyla veya vurdumduymaz tavrıyla tepki verir. Bir karmaşa içindedir duyguları. Öfkesini bazen dışına vurur, bazen de içine atar. Ayrılan ailelerin yaptığı en büyük yanlış, boşanmalarına sebep olan nedenler kendilerinden kaynaklandığı halde, çocuklarını arada bırakmalarıdır. Boşanan anne ve babadır. Ama her nedense fatura yine çocuğa kesilir.
Çocuk hem anneyi, hem de babayı sever. Ama bir tanesinin yanında kalmak zorundadır. Aslında onun istediği ikisinin yanında olmasıdır. Ama olmamıştır, olamamıştır. Her iki tarafta o kızgınlıkla, birbirleri hakkında çocuklarına karşı doldururlar. Çocuk bunalır bütün bunlardan. Haykıramaz. Haykırsa da sesini duyuramaz. Sonuçta bir taraf galip gelir. Öbür taraf ise yargısız infazla yargılanır. Uzaklaştırılan büyüğünden, hayatının sonuna kadar veya aklı başına gelinceye kadar fikri değişmez, değişse de eskisi gibi olmayacaktır.
Hasret ve öfke arasında sıkışır kalır duyguları. Olması gereken ise, aile birliğini bozmadan huzur içinde sürdürmektir birlikteliği. Olmuyorsa da, çocuğa tıpkı bir yetişkin gibi uygun bir dille durumu anlatmaktır. Onun ihtiyaç duyduğu anlarda, yanında olmak ve ona destek vermek. Gözlemlerime göre de zaten bu tür davranan ayrılmış ailelerin çocukları çok daha çabuk kabulleniyorlar durumu. Biz onlar için yaşıyor ve nefes alıyoruz. Onların eline bir diken batsa, biz daha fazla acı çekiyoruz. Çocuk bizim çocuğumuz olduğuna göre bunları da yapmamız görevimiz.
Allah hiçbir çocuğu dört gözden ayrı bırakmasın temennilerimle.
YORUMLAR
Çocuklar..
En masum halimiz!
Çocuktur, nasılsa unutur !
Unutmuyor efendim. Unutulmuyor, ne yaralanan yüreğin tamiri, ne de o günlerin telafisi olmuyor!..
Boşanma, ölüm , taciz ve şiddet ve diğer sebepler..
Bizim ülkemizde sosyolog ve psikologlar devlet kanalından aile içi denetimlerde bulunmuyor.
Hüzün bakışlarına dayanamadığımız o masum çocuklarımızı nasıl görmek istersek öyle yetiştirmeliyiz. Sevgiyle merhametle ..
Temennilerine katılmamak ne mümkün..
Kalemin daim olsun canım.
Sevgimle..
"Boşanmalarla ilgili kısıma gelincede,malesef artık çiftler çocuk konusunda aceleci,uyum konusunda tahammülsüzler.Doyumsuz ve hazırcı oldular.Ben 5 yıl masam olmadığı için yerde sofra hazırladım.İlk masamı hâla saklarım:))Şimdi robotuna kadar anne-babalar hazırlıyor gençlere.Bu defa erken bitiyor herşey..Kavganın,saygısızlığın ve şiddetin olduğu ortamda yetiştirmektense, bazen ayrılmak hayra oluyor...Daha tahammüllü,hedefleri olan,bilinçli evliliklere inşallah yol alır çocuklarımız.saygılarımla.."
"Evet çocuklar...benimde kıyamayıp ne yaşta olursa olsunlar,ellerini koklayıp öptüklerim.Bu yazıyı ve yorumları okuyan insanlardan bir isteğim var.Lütfen çocuklara bizim yada başkasının duyarlı olalım,özelikle anne ve babaysak-etrafımızdaki çocukları gözlemleyelim,hareketlerinde bir anormallik varsa yardımcı olmaya çalışalım.Örneğin,okşamak için elinizi başına doğru uzattığızda,siniyor,kapanıyorsa şiddeti ,sevmek için yanına gittiğinizde sokulmuyor,titriyor,başını öne eğiyorsa,tacizi istismarı yaşıyor olabilir.Size yardım isteyen gözlerle bakacaktır,dediğim gibi helede çocuk sahibi insanlarsanız bunu muhakkak anlarsınız.Şimdi bana--sen uzman mısında böyle yazıyorsun?--Diyeceksiniz.Hayır ama inanın bunları sezebilecek kadar çocukluğumda yaşadım:(((Her çocuk ayrı bir dünyadır,birbirlerine asla benzemezler.Onlar hep masumdurlar,büyükler şefkatli,hoşgörülü ve duyarlı olduğu sürece de öyle kalırlar.Hâtalı anlatmışsam özür dilerim,ama bu konuda çok çok hassasım.Saygılarımla.Sevgili yazarım yüreğine sağlık."
Temennilerinize katılıyorum
Fakat maalesef olayların çivisi çıktı
Artık toplumumuzda seri katiller türemeye başladı
Amerikan filmlerinde 10 yıl önce seyrettiklerimiz artık yaşanır oldu
Aile çökünce her şey çöküyor
Siyasetçilerin ahirette yatacak yerleri yok bu kadar kul hakkıyla