- 18502 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
FAKİRLİK (Yoksulluk)
FAKİRLİK (Yoksulluk)
Fakirlik dendiğinde, yüreğinde acı bir sızlama, buruk bir hüzün duyuyor insan, Bu acıyı fakir olmayan Ülkeler, topluluklar, fertler-insanlar, parası, yurdu ve yuvası olanlar anlamazlar.
Ülkesellikten çıkıp artık küreselleşmiş olan ve dünya’da etki alanını sürekli artıran Fakirlik, günümüzün sosyal bir problemi olarak karşımızda durmaktadır. Bu olgu, bu gün toplumsal ve uluslararası sorunların başında gelen en önemli nedeni teşkil etmekte ve risk gurupları oluşturmakta, bu risk gurupları ise değişik etkenlerle daha da artmaktadır. Bu konu’da Dünya ülkeleri üzerine düşen görevleri yerine getirmezse, Gelecekte Dünya daha ciddi problemlerle karşı karşıya kalacaktır, (örneğin, terörizm, savaş, kitle ölümleri v.b. gibi)..
Dünya’mızın nüfusu hızla çoğalmaktadır. Bu gün dünya nüfusu yaklaşık olarak 6.7 milyar civarındadır. Bu nüfustan; yaklaşık olarak yılda 900 milyon insan yetersiz beslenmekte ve yine her yıl yaklaşık 5.6 milyon civarında çocuk yetersiz beslenme nedeniyle ölmektedir. Ne acı...
Halbuki Dünya,da; 10 milyar nüfusa yetebilecek gıda üretimi sağlanmaktadır.
Peki bu durum’da insanlar açlık, sefalet ve fakirlikten niçin ölmektedirler diye bir soru aklınıza gelebilir: Fakirliğin-Yoksulluğun ortaya çıkması aşağıda bahsettiğimiz alınması gereken tedbirlerle beraber, en önemli faktörlerin başında, gelişmekte olan ülkelerin, kendi içindeki gelir dağılımlarının (adil bölüşümün) arasındaki uçurumun sonucu, ortaya çıkan; zenginin daha zengin olması, Fakirin daha da fakirleşmesidir.
Bu gün hangi ülkeye bakarsanız (gelişmiş ülkeler hariç) bakınız, sokaklarda bir dilim ekmek, bir sığınacak köprü altı, bir giyecek için avuç açıp imkansızlıklar yaşayan ve bu nedenle pisikolojisi bozulmuş insanlarla sık sık karşılaşırsınız.
Git gide çoğalan ve kangrenleşmiş bu problemin dünya ülkeleri olarak ele alınması ve 10 milyar nüfusa yetecek gıda üretiminin harcama fazlasını (çöpe atma yerine) acilen bu yönde (Fakirlik-Yoksullukla ilgili mücadele’de) değerlendirmesi ve tedbir alması gerekmektedir.
Fakirliği-Yolsulluğu ortadan kaldırmanın bir çok yolları bulunmakla beraber, şu tedbirlerin de alınmasında büyük faydalar olacağı kanaatindeyim..
1-) Her ülkede -AÇLIKLA MÜCADELE BAKANLIĞI..kurulmalı ve harcama fazlası gıda (çöpe atılma yerine) üreticiler, kurumlar ve diğer kuruluşlar tarafından bu bakanlığa hibe edilmelidir. Bu bakanlıkta, işlenmemiş ürünleri (hammaddeleri) işleyip, mamul hale getirerek Fakirlikle ilgili, hem kendi ülkesi içindeki, hem de, uluslararası ülkelerdeki fakirlikle mücadele etmelidir. Bu organizasyon geliştirilerek dünyadaki bir bankada da biriktirilebilir. Ayrıca her türlü kurum ve kuruluşlar ile fertlerden (şahıslardan) nakdi yardımlarda kabul edebilir. Böylece Fakirlikle şimdiden mücadele edilerek ilerde hem kendi ülkesindeki, hem de dünya ülkelerindeki yoksulluğu fakirliği önleyerek, bu beladan hem kendi ülkesi hem de dünya ülkeleri kurtulmuş olur. (gıda, giyim, barınma ve diğer yaşam imkanları sağlıyarak tabi ki..)
2-) Dünya ülkeleri, Fakir ve gelişmekte olan ülkelere ucuz faizli ve uzun vadeli (Kalkınma) kredisi vererek ve borç ertelemeleri yaparak o ülkedeki gelişmeyi bir nebze de olsa destekleyebilir ve fakirliğin azalmasına katkıda bulunabilir..
3-) Dünya Ülkeleri, Fakir ülkelere turizm seyahatini teşvik ederek katkıda bulunabilirler..
4-) Dünya ülkelerinin kendi bütçe imkânlarınca Fakir ülkelere ayni ve nakdi hibe yardımlar yapılarak o ülkelerin tarımsal ve sanayi sektörleri desteklenebilir ve böylece işsizliklerinin giderilmesine birazcıkta olsa yardımcı olabilirler.
5-) Fakir ülkelerdeki, fakir fertlerin fakirliklerini azaltmak için Uluslararası yardım kurum ve kuruluşlarının desteklerini teşvik edici önlemler alınabilir, böylece o ülkelerin enerji tüketimlerine, konut sektörüne, adil gelir dağılımlarına, fakir insanların iş bulma (istihdam) ve beceri kazanma imkânlarına katkıda bulunabilirler.
6-) Dünya ülkeleri ve yardım kuruluşları fakir ülkelere (o ülkenin coğrafi durumuna göre) (nakdi destekli) proje hazırlayarak fakir insanlarının istihdamını sağlayıp beceri kazanmalarına yardımcı olabilir ve böylece adil bölüşümü destekleyebilirler.
7-) Yine Dünya ülkeleri, beceri kazandırılmış bu fakirlerin ürünlerinin diğer ülkelere ihracatı durumlarında vergi muafiyeti sağlayarak böylece Fakir ülkelere ve onların Fakirlerine maddi katkı sağlayabilirler. Bu durum İthalat’ta da olabilir.
8-) Dünya ülkeleri, Fakirlere göçmenlik hakkı tanıyarak istihdam edilmelerine yardımcı olabilirler.
9-) Gelişmiş ülkeler, Küresel ısınmanın da getirdiği kuraklıkla mücadele için, gelişmekte olan ülkelere, nakdi ve teknik yardım yapabilirler.
10-) Gelişmekte olan Ülkeler de nüfus artış hızlarını azaltmak için gerekli tedbirleri alabilirler.
İşte yukarıdaki tedbirler gibi önlemler alınırsa işsizlik, gelir dağılımı, hastalıklar, ölümler, ve hatta savaşlar ortadan kalkabilir ve bu durumda -GELECEĞE UMUTLA BAKAN İNSANLAR YARATILARAK FAKİRLİĞİN ÖNÜNE GEÇİLMİŞ BİR TOPLUMLA HAYDİ EL ELE DİYEBİLİRİZ.
Thomas John WATSON diyor ki (Karnı tok olan için, bir dilim ekmek hiçbir şey ifade etmez, ama aç olan için çok şey ifade eder)
Bizlerde: kurumlar, yardım kuruluşları, fertler, şahıslar-kişiler olarak ayni ve nakdi yardımlarımız için haydin FAKİRLERE yardım diyoruz
Bu yazımı babam Şair Fazlı YILMAZ’ın Fakirlik üzerine yazmış bulunduğu aşağıdaki şiiriyle bitiriyorum.
(........Fakirliğin Şarkısı.........)
BENDEN MESUT VAR MI
Küçük yaşta dostlar kaldım arada
Bir hasırla bir virane yuva’da
Bir kaşıkla tencere yok tava’da
Benden mesut bulunur mu dünya’da.
Durup duruken’de çürüdü hasır
Üstünden geçti de birkaç yıl asır
Ondan sonra oldum kısmete esir
Benden mesut var mı ola dünya’da.
Temele su gitti duvar yıkıldı
Mal sahibi kira ister dikildi
Duydum bu sözleri aklım çekildi
Benden mesut var mı ola dünya’da.
1963-Hamzalı Köyü - Fazlı YILMAZ
*************************
AĞLAYACAĞIZ SANA
Yıl… Ay… Gün
2009 ocak 21 Çarşamba
Bir banka
Dizilmişiz sıra sıra
Sabırsızlıkla…
Varsa tabi,
ATM ‘sinden çekilecek para.
Ön sıramda,
Güzel yüzlü Liseli kız
Yanında neşeli bir baba.
Arkamda ellerinde kart
İnsanlar bekliyor sabırsızlıkla…
Üzgün bir ses duyuldu
İncedeeen,,,,
Bir anda.
Para yok baba..?
Buz gibi bir sessizlik…
Verildi bir ara
Bir süre bankada.
Sonra dedi baba
Olan kaç para..?
Liseli güzel kız
Titrek hafif bir sesle
3 lira…….
Banka gişesinden çekelim
Dedi baba.
Gül yanaklı güzel kız
Yanakları aal al
Şöyle bir baktı bizlere
İçinden diyordu belki
Kolay gelsin sizlere.
Babanın aydınlık neşeli yüzü
Olmuştu kapkara.
Utandılar, sıkıldılar.
Ellerinde kirli mendil
Yüzlerinde terlemeler…
Baba,
Kızına karşı
Ezik,
Babalıktan istifa etmiş
Mahcuptu.
Kim bilir
Evlerinde
Ekmekleri bile yoktu…
Gül yüzlü Liseli kız
Üzülmeyesin
Suç
Baban da değil.
Güzeldir senin baban
İşte benim KAHROLDUĞUM an…
Helal olsun sana banka.
İnsanları;
İşsiz, üretimsiz, yoksul,
Kuruşsuz bıraktın ya.
Aç, bıraktığın için
Biz de siyaset yaptık sana.
Bizim bakacak halimiz mi var
Ne savaş, ne insanlığa….
Banka;
Helal olsun sana
İnsanları
İşsiz üretimsiz aç bıraktın ya
Biz de siyaset yaptık sana.
Ver emrini
Haydi bizi de tutuklatsana
Canımız kurban
Vatan için
Hapislerde yatana.
AĞLAYACAĞIZ SANA
Banka;
Haydi ver emrini
Bizleri de tutuklatsana.
Bizde siyaset yaptık sana…
Erdal YILMAZ -21.01.09- Kayseri
YORUMLAR
Sayın (kader_48can), sayın (sevdammm) Öncelikle güzel yorumlarınız için teşekkürlerimi sunuyorum, sağolun...
(...Karnı tok olan için, bir dilim ekmek hiçbir şey ifade etmez, ama aç olan için çok şey ifade eder..)
Günümüzün dünyasında, zengin ülkeler ne yazık ki bir ülkeye giderken oranın sosyal sorunlarına da eğilmek yerine, oraları nasıl sömürüp insanlarını da nasıl kölem haline döndürebilirim diye amaçlarla gitmektedirler...
Benim bahsetmek istediğim gelişmemiş gelişmekte olan ülkelere, yapılacak karşılıksız maddi, manevi, teknik, aççıdan yardımdır. yoksa IMF ve Dünya bankalarının yaptıkları dışında oluşturulacak bir Koordinasyondur...
Saygılarımla
yazınızı severek okudum fikir ve düşüncelerinize katılıyorum. yalnız şunuda belirtmek isterim bizde gelişmiş ülke denilince abd ve yardakçıları anlaşılıyor kendimizi acizlik psikolojisine kaptırmışız. ve bu borç verme yada bir bankada biriktirme alın size IMF biz bunu anlıyoruz. ve ülkemizde birçok yardım kuruluşu var zaman zaman faaliyetlerini izliyor yada toplantılarına katılıyorum. şunuda belirtmeliyim ki en önce bizim vatandaşımız bir felaketle karşılaşmadan yardım etmiyor. filistine o kadar yardımı savaş zamanı gönderdik sınırdan içeri sokana kadar canımız çıktı. halbuki iş bu noktaya gelmeden el konulmalıydı ve bunu dünyada gelişmiş ülke dediklerimiz yaptı. bize kalsa can feda... ha şunuda belirteyim halen oraya yada afrika ülkelerine yardımlar gidiyor ama felaketin yaşandığı an kadar yoğun değil. iyiki yazıp hatırımızda tuttunuz bu hususu... AEO