- 845 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Fatiha-i Şerife (6)
İhdinessiratelmustakim.
6- Hidayet eyle bizi doğru yola ilet,
Beşinci ayette Allahtan yardım ve inayet dilerken,
Bizim için Allahtan istenecek kadar önemli olan şeylerin, namaz gibi ilahi münacat makamı olan bir platformda basit, geçici ve hayati önem taşımayan dünyevi şeylerden ziyade!
Doğruluk ve faydasının tartışılamayacağı,
Tercihinde zorlandığımız hidayet ve doğru yola yönlendirilmemiz adına yardım dilenmektedir.
O yol ise kendisine nimet verilen, dünya itibarı, ahret saadetine erdirilmiş Nebilerin, Salihlerin, şehitlerin, mutluluğa erdirilenlerin yolu,
Allahın kalplerini nurlandırdığı talihli insanların yoluna irşad edilip iletilmesi talep edilmektedir.
(EL İLMU İNDELLAH - LA YE-LEMUL ĞAYBİ İLLALLAH)
.
YORUMLAR
Ancak hidayete erdirilenler kurtuluşa ererler
"Bize hidayet et; bizi doğru yola ilet" (1/Fâtiha, 5) Bizi Kur'an yoluna, İslam yoluna ilet. Sana yaklaştıracak, bize hürriyetimizi kazandıracak yolu. Sen kimi dilersen onu hidayete erdirirsin. Bizi dosdoğru yolunda iman üzere sabit kıl, cennete gidenlerden eyle. Sırat-ı müstakim, yani doğru yol hakkında Hz. Peygamber (s.a.s.): "Doğru yol Allah'ın kitabıdır, İslâm'dır." buyurmuştur. (Tirmizî, Fezâilü'l-Kur'an 14; Müsned, Ahmed b. Hanbel, IV, 1) Biz, sırat-ı müstakimde olduğumuz için Allah'a hamd ederken; o yolda devamlı kalabilmek için Allah'ın yardımına, hidayetine muhtaç olduğumuzu beyan ediyoruz. Zaten suredeki tüm cümleler istimrarı (devamlılığı) ifade etmektedir. Hamdler sürekli O'na, ibadet ve tâatler de kesintisiz O'nadır. Hidayet, bizi hakka götüren her türlü meziyet, âlet, araç, akl-ı selim, Peygamber ve Kitaptır. Müstakim yolda kalabilmemiz kesintisiz olarak bunlara sahip olmakla mümkündür. Sürekli akl-ı selim sahibi olmak, vahiyle irtibatlı olmak, Peygambere bağlı kalmak; dosdoğru yolu bulmak kadar, o yolda sapmadan kalmak için de önemlidir. Öte yandan, müslüman daha ileriye, en ileriye taliptir. Zarardan kurtulmak için mü'minin iki günü birbirine denk olmamalıdır. İlmî ve amelî yönden de kendini sürekli yenilemeli, hidayet yolunda mesafe katetmeye, dosdoğru yolun en ilerisinde, ön safta yer almaya gayret etmelidir. İşte duamızla biz, hidayetimi-zin artırılmasını da istiyoruz Rabbimizden.
Nimet verdiğin kimselerin yoluna" (1/Fâtiha, 6). Yani peygamberler, sıddıklar, şehidler, salih mü'minlerin yoluna ilet (bkz. 4/Nisa, 69). Onlar ne güzel arkadaştır, ne güzel mü'minlerdir. Zaten en büyük nimet; dindir, hidayettir, Kur'an'dır, risalettir, kullukta sadâkattir, O'nun yolunda salih kullardan olup, fi sebilillah şehid olarak ölebilmek, daha doğrusu ölümsüzleşebilmektir. İşte tüm bunlara erenlerin yolunda olmayı istiyoruz. Tabii ki, onların yolunda olmak için gerekenleri yaparak bu isteğimizdeki samimiyetimizi ortaya koymalıyız.
"Kendilerine gazab edilmiş olanların ve sapmışların yoluna değil."
Bu sûreye "Fatiha" adının verilmesinin hikmetleri:
1. Mushaf onunla başladığı, Kur'ân okumaya, ilim öğrenmeye ve namaza onunla girildiği için; çünkü Fatiha "açan" demektir.
2. Her söze hamdele ile başlandığı için,
3. İlk nazil olan sûre olduğu için,
4. Allah Teâlâ'nın Levh-i Mahfûz'da yazdığı ilk söz olduğu için,
5. Dünyâda ulvî gayelerin, âhırette cennet kapılarının anahtarı olduğu için,
6. Kitâb-ı ilâhî'nin gizli hazîneleri onunla ortaya çıktığı için; çünkü Fatiha, ilâhî hitabın inceliklerini ihtiva eden hazînelerin anahtarıdır. Kur'ân'ın bütün incelikleri ehline onunla münkeşif olur. Fâtiha'nın mânâlarını bilene müteşâbih âyetlerin kilitli kapılan açılır. Fâtiha'nın aydınlığında müteşâbihlerin nûrlanndan derleme imkânı hâsıl olur.
Fâtiha'ya Ümmü'l-Kur'ân da denilmiştir. Ümm, bir şeyin aslı, temeli ve anası demektir. Kur'ân'ın ana hedefi şu dört şeydir:
a) Ulûhiyyet
Nübüvvet
c) Âhıret
d) Kaza ve Kaderin Allah'dan olduğunu isbât.
Fâtiha'daki "Hamd âlemlerin Rabbına aittir" âyeti, ulûhiyyetin ikrârıdır. "Din gününün sahibidir" sözü, âhırete delâlet eder. "Ancak Sana kulluk eder ve ancak Senden yardım dileriz" âyeti, kader konusunda Cebriyye ve Kaderiyye gibi sapık fırkaların görüşünü nefy ederek her şeyin Allah'ın takdiriyle olduğunu isbât eder.
*
Fâtiha'ya "Seb'u'l-Mesânî" de denilmiştir. Bunun sebebleri ise şöyle sıralanabilir:
1. Fatiha yedi âyettir. Bu âyetlerin her biri Kur'ân'ın yedide biri yerine kaimdir. Bu yüzden Fâtiha'yı okuyan kimse, Kur'ân'ın tamamını okumuş gibi ecir ve sevap kazanır.
2. Fatiha Sûresi'nin yedi âyetini okumak üzere ağzını açan kimseye, cehennemin yedi kapısı kapanır.
Bu iki sebeb, Fâtiha'ya seb' (yedi) denilmesinin sebebidir.
Mesânî denilmesinin sebebleri ise:
a. Her namazda en az iki kere okunması,
b. Her rekâtta kendisine fiilen veya hükmen bir başka sûrenin eşlik
etmesi
c. Mekke'de ve Medine'de olmak üzere iki defa nazil olması.
r Bu sûreye ayrıca "Salât, Şifâ, Safiye, Esâsü'l-Kur'ân, Kâfiye, Vâfiye, Hamd, Sual, Şükür ve Duâ" gibi isimler de verilmiştir. Çünkü bu sûrede, bu adlan almayı gerektirecek bütün özellikler vardır.
Fatiha'nın bir adı da "Sûretü'l-Kenz"dır. Nitekim bir kudsî hadiste Allah Teâlâ hazretleri: "Fatiha Benim Arş hazînelerimden bir hazînedir. "10 buyurmuştur.
10. Münâvî, IV, 420.
--------------------------------------------------------------------------------
ALLAH RAZI OLSUN GÜZELDİ ALLAH BİZLERİ KURAN YOLUNDAN HAK YOLDAN AYIRMASIN ..
ALLAHIM SEN BİZLERİ KORU KENDİNDEN BAŞKASINA MUHTAÇ ETME ..ŞÜPHESİZKİ SENİN HİDAYETE ERDİRDİKLERİN KURTULMUŞLARDIR..BİZİ DOĞRU YOLA İLET RABBİM ..SELAM VE DUA İLE..