EVLİLİK AŞKI ÖLDÜRÜR MÜ ?
Değerli arkadaşlar,öncelikle hepinize merhaba.Söyleşimin konusu EVLİLİK AŞKI ÖLDÜRÜR MÜ ? Bu konuda bir çok yazılar yazılmıştır,bir çok görüş vardır,bir çok farklı fikirler mevcuttur elbette.Sonuçta evlilik aşkı öldürüyorsa bunun nedeni ne olabilir? Bu konuda kendi düşüncelerimi yaşam tecrübelerimden,çevresel izlenimlerimdem yola çıkarak aktarmak istiyorum.
Evlilik kutsal bir müessese her şeyden önce.Büyük umutlarla,heyecenlarla,beklentilerle imzalar atılır ve yaşam yolunda hep beraber bir ömrü paylaşmak üzere yola çıkılır.Hep güzel gideceği düşünülür.Büyük bir aşla başlayıp,sonu hüsranla sonuçlanan evlilikler çok günümüzde.Neden mi ?İnsanlar büyük bir aşkla sevip evlendikleri kişinin sonradan çok değiştiğini söylerler.Oysa ki bazı insanlar evlendikten sonra kendi karakterlerini ortaya çıkarırlar.Önce üzerine titrerler,kaybetme korkusu yaşarlar,evlendikten sonra normal çizgilerine dönerler.Nasıl olsa evlendik,o artık bana ait diyerek,salarlar bayıra,Mevlam kayıra misali.
Sahiplenme duygusu ortaya çıktıktan sonra çok şey değişiyor.İnsanlar benimsiyor.Artık onu kırmayayım,incitmeyeyim,ona jest yapayım,ona güzel sözler söyleyeyim diye düşünmüyor.Artık evlendiği kişiyi sadece arkadaş gibi görmeye başlıyor.Evlenmeden önce söyledikleri o güzel sözleri söylemek onlar için cazibesini yitiriyor.Karşı taraf bunu bekliyor,fakat bunu göremeyince hayal kırıklıkları burda başlıyor.Sıradanlaşıyor evlilik bu durumda,heyecanını kaybediyor.Sabah yemek ye,işe git-akşam eve gel,yemek ye ve uyu.Monotonlaşıyor.Oysa ki evliliğe renk katmak gerek.Hayat mücadelesindeyiz,buna vaktimiz mi var diyenler çok var.Fakat hayat mücadelesinde yenik düşmemek için,sevgi gerek,saygı gerek.Birlik ve beraberlik gerek çiftler arasında.Bunu bir ömür boyu muhafaza etmek için özen göstermek gerek.
Birlikte paylaşımlarınız olmalı,bu paylaşımlar sadece maddi konularda,çocukların büyümesi,eğitimi gibi ailenizi ilgilendiren konular olmamalı.Eşinizle birlikte baş başa yemek yiyebilirsiniz özel bir gününüz olmalı,birlikte kırlara gidebilirsiniz,ortak gitmek istediğiniz yerlere birlikte gidebilirsiniz.Evde kendi kendinize baş başa yemek yiyeceğiniz bir ortam oluşturabilirsiniz.Dışarda yemek gerekmiyor.Özen ve ihtimam göstermelisiniz.Sohbetler edebilirsiniz zaman zaman,günün stresini,çocukların sıkıntılarını taşımadan o sohbete.Bazıları bunu gereksiz görüyor.Evlendik,hayat sıkıntısı,çocukları konuşmaktan kendimize zamanımız yok,of aman zaten akşama kadar canım çıkıyor,ne sohbet edeceğiz diyerek yaşamaya devam ediyorlar.Oysa ki siz farketmeden aranızda uçurumlar oluşuyor,siz bunu göremiyorsunuz.Gün be gün dağ gibi yığılıyor.Bir süre sonra iletişim eksikliği başlıyor.Akşam eşiniz bir tarafta gazete okur,siz bir köşede tv izlersiniz ve bu durum yıllar geçtikçe ne heyecan bırakır ne iletişim.Evliliğiniz monotonlaşır,sonunda çekilmez hale gelebilir.
O kadar çok neden var ki evliliğin aşkı öldürmesine neden olan.İnsanları yalnızlığa sürükleyen.Bunlar arasında hayata bakış açısı çok önemli.Farklı kültürlerden,farklı ailelerden,yetişme tarzından gelen iki ayrı bireyin bir ömür boyu birlikte olmaları için karşılıklı emek,özveri gerekir.Tek taraflı fedakarlık ,emek bir yere götürmez.Hep sizden gidiyorsa,eşiniz hep kendini düşünüyorsa,bencilce davranıyorsa bu nereye kadar sürer.Mutsuzluğa sürükleyeceği kesin.Her şeyden önce,karşılıklı sevgi,saygı çerçevesinde bakmalı olguya.Hep ben kavramı bazı duyguları öldürür.Ölen duyguları geri getrmek olanaksızdır.Evliliğin ilk on senesi çok çok önemlidir.Çünkü sevgi ve saygının pekişeceği,çiftlerin birbirini iyice özümseyeceği yıllardır.O yıllarda aşkı,sevgiyi bir ömür boyu sürdürecek temelleri atmış olursunuz.Bunun tam tersi de olabilir.Geleceğin temellerini sağlamlaştırabilirsiniz de,yıkıma uğratabilirsiniz de.Bu tamamen çiftlerin biribirlerine yaklaşımlarına bağlıdır.Sonradan telafisi olmuyor.Yıkın,yıkın yıllarca bencilce davranın,sonra da düzeltmeye çalışın.Olmaz ,yerine gelmiyor.Gönül derinden kırılırsa olmaz.Yıllarca tek taraflı emek veren bir insan,eşinin hep eksileriyle yıllarını sürdürmeye çalışan bir insan,yıllar sonra eşi değişse bile,bencilliklerini bir tarafa atmak istese bile,(ki bu olanaksız,değişemez,çok zor) dal rüzgarı affetmiştir,fakat kırılmıştır misali ,kırılan dallar geri gelmez.Yitip gider duygular.Evlilik zorunlu olarak devam eder çocuklar vardır veya bir çok faktörden dolayı sürer,veya evlilik son bulur.
Bu konuda o kadar yazı yazılabilir ki,sayfalar dolusu.Aslında çok önemli bir konu.Belki göz ardı ediliyor,fakat bir çok toplumsal karmaşanın kaynağı aileden başlıyor.Çünkü ailenin içerisinde geleceğe sağlam nesiller yetiştirmek gerek.Ben seni sevdim,sen beni sevdim,hadi gel evlenelim diyerek evlenmek olmamalı.Çok önem vermeli.Aşk her şey değildir.Hem aşk,hem mantık diyorum sizlere sevgili gençler.biribirinizi iyice tanıyın,evlilikten,hayattan neler bekliyorsunuz,ortak yanlarınız nedir,artılarınızı eksilerinizi ,kendinizi iyice tanıyın.Aksi taktirde,bu durumda evlilik aşkı öldürür.Bunun dışında evlilik aşkı öldürmez,sevgi ve saygı çerçevesinde bir ömür boyu sürer.Evliliği sadece karı koca olarak yaşamayın,aynı zamanda evliliği sevgili olarak yaşayın.Eşiniz bazen arkadaşınız,bazen eşiniz,bazen sevgiliniz olmalı.Bir ömrü birlikte,zevkle paylaşmak için.
Hepinize bir ömür boyu mutluluklar dilerim.Selam ve sevgilerimle.
SEVGİLİ GENÇLER ÖZELLİKLE SİZLERE........
HAZAN
25/06/2009
YORUMLAR
Merhaba,
yazınızı bana asistanım okuttu. Hoşuma gitti. Ama bir çok konuda olduğu gibi bu konuda da akademik bilgiler gerekiyor. Yazanların, eleştirenlerin hislerini anlıyorum ama hiç bir şey dışarıdan görüldüğü gibi bir bakışta anlaşılamaz. Her evliliğin ya da "aşkın" kendine göre fetişleri, fenomenleri, iy ve kötü yönleri var. İnsan denen varlığın hormonal ve biyolojik yapısını da bilmek gerek. Sonra da psikolojik yapısıyla ilgili ona yaklaşıp değerlendirmesini yapmak gerek. Bendeniz Karıcığım Sevgilim Olur musun kitabını neden yazdım. Bana en çok sorulan soru bu. Diğer yazdığım 6 kitap bu kadar sorgulanmadı. Çünkü insanların en büyük sorunu iletişimsizlik, farkındalıkların geliştirilememesi, hoş görü, ötekileştirmekten vazgeçememe, ego baskınlığı...vb bunlar çoğaltılabilir. Evlilikleri tartışırken bütün bu kategorileri hesaba katarak tartışmak gerek. Öyle kadın vardır kocasına ilahi adalet gözüyle bakar sahip çıkar, öyle kadın vardır " şeytan azapta gerek" misali eşine hayatı zehir eder. Öyle erkek vardır kadınına eros gözüyle bakar, öyle erkek de vardır ki kadına eşya gözüyle bakar. Zaten sorunda buaradan çıkıyor. evliliklerde kadın kocasını sürekli misafir gibi erkekte karısını sürekli amiri gibi görse sorun kalmayacak. Bende 5 yıl süren kitabımda ki 365 sayfa bunları anlattım Türkiyede Kitapsanın bulunduğu her yerde var. Kimin kime ne gözle baktığından. Kadın kocasını misafiri gibi, kocada karısını amiri gibi görmelidir. Konu çok geniş yer dar. Kusura kalmayın. Sağlıklı kalın.
Dursun Bey tarafından 11/8/2010 12:20:00 PM zamanında düzenlenmiştir.
Dursun Bey tarafından 11/8/2010 12:21:02 PM zamanında düzenlenmiştir.
Dursun Bey tarafından 11/8/2010 12:23:30 PM zamanında düzenlenmiştir.
evlilik erkeklerin hakimiyetinde sürerse süper ama ortak karaler sunulursa bu kez pürüs çok çıkıyor
tabi bunları kendim adına yazıyorum 14 yaşımda zorla evlendirildim babam tarafından evlilk demiyelim evlilge vede mutlu insanlara haksızlık olur ama şunu biliyor severek evlenirsen benim vikrim herşeyi deyilde
ufak konularda fedaker olmak lazım diye düşünüyorum
yazınızı okudum kendimi bulmasamda gördügümüz kadarıyla insanlar
uzun süre fülört ediyorlar güzel geçiyor
tam evlendiler bir yıl sonra yavaş yavaş çatırdıyor
neyse yazacak çok şey var
HAZAL HANIM GÜZEL BİR KONUYA EL ATMIŞSIN TŞK EDERİM
BİRTANEM HAZANCIM MÜTHİŞ BİR YAZIYDI TEBRİKLER.HER KELİMESİNE KATILIYORUM CANIM.TABİKİ EVLİLİĞİN TEMELİ SAĞLAMSA EĞER NEDEN EVLİLİK AŞKI ÖLDÜRSÜN ? MALESEF GÜNÜMÜZDE YANLIŞ EVLİLİKLER ÇOK VE BOŞANMALARDA ÇOK.BUNUN SEBEBİDE YA HER İKİ TARAFINDA VEYA SADECE BİRİNİN DÜRÜST OLMAMASI.HALBUKİ HER İKİ TARAFDA EVLENMEDEN ÖNCE TAM ANLAMIYLA DÜRÜST VE SAMİMİ OLSALAR O ZAMAN TEMELİ SAĞLAM BİR YUVA KURULUR VE UFAK TEFEK DEPREMLER,FIRTINALAR BU SAĞLAM EVLİLİĞİ YIKAMAZ.AMA TEMELİ SAĞLAM DEĞİLSE EN KÜÇÜK BİR DEPREMLE VEYA FIRTINAYLA YA TAMAMEN YIKILIR YADA BÜYÜK BİR YARA ALIR.CANIM SANA GÖNÜL BAHÇEMDEN BİR KUCAK DOLUSU CENNET KOKULU KIRMIZI GÜLLERİ SEVGİMİDE İLAVE EDEREK GÖNDERİYORUM.SEVGİYLE KAL HOŞÇAKAL.GÜLHAN KESKİN.
Evlilik insan bünyesine uymayan bir kurum.Sevgi ve aşk devam ettiği sürece;insanların imza atarak bunu onaylatması gerekmez.Sürebildiği yere kadar belki de bir ömür boyu birlikte yaşamak mümküm.
Günümüzde ailelerin beton kafeslere sığınarak mutlu yaşamaları evliliklerini devam ettirmeleri mümkün gözükmüyor.
Birer yasal işkencehaneye dönüşen evlilikler bazen istemediğimiz olaylarla sonuçlanıyor.
Çoğu evlilikler ticari birer ortaklık gibi yürüyor.
İhanetler,ikiyüzlülükler,yalanlar ve iftiralarla dolu evliliklerden mutlu çocuklar da çıkmadığı için mutsuz bir toplum yarattık.
Kutsallığı bile evlilikleri kurtaramıyor artık..Aşkta...
Saygılarımla...
Evlenmeye karar verip gün almak için memurlukta onay bekleme süresi 10 dakika.Evlendikten sonra 180 derece değişen,ahlaksızlaşan,canileşen asabi hiç birşeyden memnun olmamaya başlayan,kibirli bir adama tahammül etme süresi 16 ay.Boşanmak için mahkemeye başvurduktan sonra ilk dava için bekleme süresi 4 ay.karşı tarafın İftiralarla,hakaretlerle dolu iğrenç saygısız sözlerini mahkeme sürecinde dinleyerek sonlanmasını beklemek 27 ay................. Her şey bitip Falezlerin tepesinden Deniz'i izleyerek huzura kadeh kaldırmanın zevki..... paha biçilemez.......
sonuna kadar okudum gerek yorumları gerekse çok önemli bir konuya değindiğin yazını sevgili arkadaşım...ama maalesef kimse evliliğin öldürdüğü knısında değil gibi görünüyo...
herkes ne yapılmalı ki evlilik aşkı öldürmesin...düşüncesini açıklaya çalışmış...
sadece toplum olarak yok şunu yapmalıyız yok bunu denemeliyiz diyee çabalamışız....nafile..
maalesef gerçek olan aşkın evlilikte bittiğiiii...
sadece çabalıyoruz evliliği sürdürmek adına.
ya çocuktur bizi bağlayan yada toplum baskısıdır...diye düşünüyorum nacizane.....
istisnalar kaideyi bozmaz diyerek sözümü noktalamak istiyorum...saygılar,sevgiler...
bencede çok önemli bir konu evlikik çok dikkatli bir karar kendinden emin olmak lazım saygı dosluk bile aşk olmadan bir evliligi götürebilir paylaşım çok çok önemli
bir evlilikte aşk sevgi kadar önemli aynı dili konuşabilmek karşışıklı güven uzun mutlu bir yolculuk çiftler için
aksi aşkta olsa hüsran sevgide olsa
çok önemli bir konu kutluyorum arkadaşım
yüregine saglık
sevgi saygılarımla
cnm son paragrafta noktayı koymuşsun yani...her konuda sana katılıyorum..tek başına aşk asla yeterli değildir..çünkü kalıcı bir duygu olmadığına inanıyorum...senin de dediğin gibi sevgi ve saygı çerçevesinde evlilikler daha uzun ömürlü olur...evlilik konusu o kadar öneml ki iyi bir nesil yetiştirmemiz için !çok daha hassas davranılmalı eş seçiminde...yoksa ömür boyu huzursuzluk,arada kalan çocuklar...
daha ne olsun en güzel yılların böylece mutsuz tükenip gider yada iyi bir seçimle dünya cennetine döner...
cnm bu güzel ve bilgilendirici yayazından dolayı yürekten tebrik ediyorum seni..
sevgiler,selamlar..
sevgili hazan çok güzel bir yazı yazmışsın ve evlilikte insanları mutsuzluğa sürükleyen sebepleri bir bir sıralamışsın.
ben bunlara bir de kendi tesbitimi eklemek isterim.değişim arkadaşım.kadınlar artık çok değişti.olumsuz anlamda değil bu değişim olumlu anlamda daha bilinçli daha kültürlü ve hayatı bir ortaklık olarak görüyor.
erkekte evlilikte sorumluluk almalı sadece eve para getirmekle vazifesi bitmemeli.artık çoğu kadında çalışıyor.bu arada laf açılmışken biz çalışan kadınlar iki kez daha yıpranıyoruz.çünkü erkekler bu değişime ayak uyduramadı.kadın gelişirken erkek hala annesi modeli olan kadını düşledi , hatta abartı saymazsan babası gibi yaşamaya devam etti.halbuki çağ değişti toplumsal ihtiyaçlar farklılaştı hele büyükşehirlerde kadının sorumluluğu özellikle çocuklar düşünüldüğünde daha da arttı.ama erkek aynı noktada kalmaya devam etti.yediğin önünde yemediğin arkanda zihniyeti ile baktı.
elini taşın altına sokmadı inan bana çevrem çok geniştir.ve genelde yüzde 80 hatta 90 diyebilirim babamatikler var.kadının yada çocuğun ihtiyaç ve beklentilerini maddiyattan ibaret sanan ve bunu karşılamanın gönül rahatlığı ile yaşayan erkekler(!)
bunların çoğuda akademik eğitim düzeyinde eğitim almış kişiler eğitimin bu konuda etkisi sıfır ..tamamen bu babalık yada eş modeli babaerkil ailelerde öğrenilmiş ve malesef bir adım öteye gidememiş bu insanlar.
kadınlar mutsuz.kadın mutsuzsa çocuklarda mutsuz zincir erkekle devam ediyor.o da mutsuz.bu defa başlıyor erkek internette yada dışarıda arayışa ..ben mutsuzum....
karım bana hiç bir şey vermiyor alıyorum satıyorum yok...
kendince bahanelere ...inan bu konuda kadınlar en az derecede suçlu ...erkek baba olamıyor artık ,koca olamıyor.
metresine olmadık jestler yapıp, kazanımları (!) için hoş tutuyor.eşine gelince söylemiyor söyleyemiyor."bir seni seviyorum " demek zor geliyor.kadın utana sıkıla soruyor "beni seviyor musun" sevmezsem yanında işim ne bitti ne hoş cevap.
aslında bir kızılderili atasözü vardır derki;çocuğunu seven ve mıtlu görmek isteyen bir erkek önce ,çocuğunun annesini çok sevmeli ve mutlu etmeli.
malesef katliam yapılıyor günümüzde aileler yürüyor görünüyor aslında yürümüyor.maddiyat yada çocuklar adına bir işletme olarak devam ediyor..öylesine
çok mu yazdım ama benim bakış açım bu genelde gördüğüm...beyler eşleriniz annenizin çağının kadını değil artık ,kendinin farkında ve hakkının görülüp taktir edilmesini ,yükünün paylaşılmasını istiyor.o zaman göreceksiniz ki karınız eşiniz dostunuz arkadaşınız herşeyiniz olacaktır.yeter ki paylaşın sen ne anlarsın demeyin ......ama her şeyi paylaşın onun olanı da sizin olanıda paylaşın sevgilerimle hazan
Merhaba.Yorumunuz için çok teşekkür ederim.Bu konuda araştırma yapan ve eserlerini okuduğum uzmanlar,yazarlar olaya bakış açımı çok etkilemiştir.Aşk ve hoşlanmayı ayırdetmek gerek elbette.Evlilik kararı almak çok zor aslında.Fakat insanlarımız bu kadar hassasiyet göstermiyorlar,tanıştık,aşık olduk,hadi gel evlenelim misali alalacele evleniyorlar.Aşk evlilikleri böyle oluyoriGörücü usulü evlilklerde de bence amaç,çocuğumuz evlensin,yemeği pişsin,hizmeti görülsün,en düzeni olsun diye düşünülüyor.Kız tarafı ise kızımızın başında bir koca olsun,evinde barkında olsun düşüncesi hakim.Fakat bunlar anlaşacaklar mı,aşk oluşacak mı,birbirlerini sevecekler mi,ortak noktaları var mı vs....Bunları hiç düşünmezler.Sonuçta evlilik kararı çok kolay veriliyor toplumumuzda.Çok çok öenmli bir müessese evlilik.Sizin ifadelerinize tümüyle katılıyorum.Aşk kendi haline bırakılacak bir duygu değildir.Karşılıklı emek ister,tıpkı bir bebek gibi onun gözünün içine bakıp bakmak,emek vermek,büyütmek gerek.Teşekkür ederim anlam dolu ve çok yararlı bilgilerdi.Saygı ve selamlarımla.Esen kalın.
Çok geçerli tesbitler...Ama bu iki tarafın bunun altına imza atmasıyla gerçekleşirki,ben bunun çok ama çok zor olduğunu düşünenlerdenim...Çok ama çok zor bu uyumu yakalamak bu nedenledirki;
Bece evilik aşkı öldürür...yazmış olduğunuz yazıda şu paragrafı alıyorum :
O kadar çok neden var ki evliliğin aşkı öldürmesine neden olan.İnsanları yalnızlığa sürükleyen.Bunlar arasında hayata bakış açısı çok önemli.Farklı kültürlerden,farklı ailelerden,yetişme tarzından gelen iki ayrı bireyin bir ömür boyu birlikte olmaları için karşılıklı emek,özveri gerekir.Tek taraflı fedakarlık ,emek bir yere götürmez.Hep sizden gidiyorsa,eşiniz hep kendini düşünüyorsa,bencilce davranıyorsa bu nereye kadar sürer.Mutsuzluğa sürükleyeceği kesin.Her şeyden önce,karşılıklı sevgi,saygı çerçevesinde bakmalı olguya.Hep ben kavramı bazı duyguları öldürür.Ölen duyguları geri getrmek olanaksızdır.Evliliğin ilk on senesi çok çok önemlidir.Çünkü sevgi ve saygının pekişeceği,çiftlerin birbirini iyice özümseyeceği yıllardır.O yıllarda aşkı,sevgiyi bir ömür boyu sürdürecek temelleri atmış olursunuz.Bunun tam tersi de olabilir.Geleceğin temellerini sağlamlaştırabilirsiniz de,yıkıma uğratabilirsiniz de.Bu tamamen çiftlerin biribirlerine yaklaşımlarına bağlıdır.Sonradan telafisi olmuyor.Yıkın,yıkın yıllarca bencilce davranın,sonra da düzeltmeye çalışın.Olmaz ,yerine gelmiyor.Gönül derinden kırılırsa olmaz.Yıllarca tek taraflı emek veren bir insan,eşinin hep eksileriyle yıllarını sürdürmeye çalışan bir insan,yıllar sonra eşi değişse bile,bencilliklerini bir tarafa atmak istese bile,(ki bu olanaksız,değişemez,çok zor) dal rüzgarı affetmiştir,fakat kırılmıştır misali ,kırılan dallar geri gelmez.Yitip gider duygular.Evlilik zorunlu olarak devam eder çocuklar vardır veya bir çok faktörden dolayı sürer,veya evlilik son bulur.
Ya zorunlu dvm ya son bulma....Her ikisindede yıpranan kadın olur.
Birdaha bir hayat sunulsa tekrar evlenirmiydim?Şu anki tecrübelerimle gelsem dünyaya bunun cevabı kesinlikle hayır...
Yaşım çok değil belki,ama çok şey yaşadım gördüm.İşletme sahibiyim.Çok insan tanıdım çok evlilik hikayesi dinledim.Müşterilerim sırf bana dertleşmek için bile ziyaretime geldi çok.Ölmeyen aşk evlilikle çok nadir gördüm...Kendi derdimi unuttum şükrettim çoğu kez halime beterin beteri var diye...
O kadar çok kırık dökük hayat varki yaşanan dört duvar arasında...
Size ayrıca teşekkür ediyorum,şiirlerimi okumuş olmak için okumadığınız ve şiirlerimden beni çözdüğünüz için...
Ben bu yazınızı üstüme alıyorum....Saolun...
Sevgilerim yürekten....
Evlilik aşkı öldürmez diyenlerdenim aşkı öldürürse bir tek biz öldürürüz aşk elle tutulmayan bir varlıktır varlık içinde yokluktur düşünmeden karar verilmez günü birlik yaşamak olmaz en azından bu bana ters bir durum kıymet bilmek emek harcamak evliliğin temelidir karşılıklı olmalıdır vefa fedakarlık yoksa aşk doğmadan ölür herşey bizim elimizde bazen hayat önümüze iyi şeyler sunmuyor ama bu evlilikte ve aşkta değişir sevdiğin insan seni sevmiyorsa başlamadan bitirmek gerekir yoksa hüzün dinmez sevgi saygı sadakat içersinde olmalıdır evlilik güünümüzde bunu bulmak biraz zor ama imkansız değil kalpten sevmek gerekir seni seviyorum kelimesi ne kadar basit söylensede yaşamak bu kadar basit olamaz karşında ki insanın umudunu hayallerini yıkmadan dağıtmadan birşeyleri paylaşmak gerek aşkta gurur olmaz bir gün kaybedersen bedelini ağır ödersin elimizde ki değerleri yitirmeden yaşamalıyız evet evlilik aşkı öldürmez aşkı yaşatan bizler olduğumuz gibi öldürende biz oluruz ateşin etrafında dolaşmakla içinden geçmek farklıdır yanarsan anlarsın ama izlerini silemezsin geç olmadan insan sevdiğine söylemeli çok güzel bir duygudur sevmek sevdiğini yürekte taşımak ve yaşatmak allah herkesin kalbine göre versin ne istersen iste önce hayırlısını iste EVLİLİK AŞKI ÖLDÜRMEDEN..
Merhaba can güzel ve anlamlı dizelere imza atmışsınız...
Evet evlilik hakikaten ciddi bir müessese onun için evlenmeye karar veren çiftler evlenmeden önce bir birlerini çok iyi tanımalı, ve ciddiye almalı evliliği anlamsız egolarıyla köreltmemeli herkes üstüne düşeni laikatıyla yapmalı bunlardan en önemli unsur da saygı, saygı sevgiden doğar , Gerekirse ödün verme pahasını da olsa eşler bir birlerine ılımlı yaklaşmalı,bunlara dikkat edildiği sürece yürümeyecek diye bişi yokttur diye düşünüyorum...
Tebrikler can beğeniyle okudum yüreğine, emeğine sağlık sevgilerimle...
KIYMETLİ HOCAM,YAZINIZ BİR ÇOK İNSAN İÇİN FAYDALI OLUR OKUNURSA.ÖZELLİKLE GENÇLERE DEMİŞSİNİZ FAKAT HER YAŞA FAYDALI OLACAK DİYE DÜŞÜNÜYORUM.HERKEZ BU KONUDA BİLGİ SAHİBİ OLSA,EVLİLİKLER BU HALE GELMEZ.SİZİN GİBİ BİLGİ SAHİBİ,AYDIN İNSANLARIN BİLGİLERİNDEN FAYDALANMAK BİZE GURUR VERİYOR.SÖYLEDİKLERİNİZ DOĞRU.BİR ÇOK TOPLUMSAL KARMAŞANIN TEMELİ AİLE DEMİŞSİNİZ.DOĞRU SÖYLÜYORSUNUZ.HUZURSUZ BİR AİLEDE YETİŞEN ÇOCUKLARDAN NE BEKLENİR.ONLARDA HUZURSUZ OLACAK.KIYMETLİ HOCAM,BU YAZINIZI DA TEBRİK EDERİZ.SAYGI İLE EĞİLİRİZ.
Bu konuda o kadar yazı yazılabilir ki,sayfalar dolusu.Aslında çok önemli bir konu.Belki göz ardı ediliyor,fakat bir çok toplumsal karmaşanın kaynağı aileden başlıyor.Çünkü ailenin içerisinde geleceğe sağlam nesiller yetiştirmek gerek.Ben seni sevdim,sen beni sevdim,hadi gel evlenelim diyerek evlenmek olmamalı.Çok önem vermeli.Aşk her şey değildir.Hem aşk,hem mantık diyorum sizlere sevgili gençler.biribirinizi iyice tanıyın,evlilikten,hayattan neler bekliyorsunuz,ortak yanlarınız nedir,artılarınızı eksilerinizi ,kendinizi iyice tanıyın.Aksi taktirde,bu durumda evlilik aşkı öldürür.Bunun dışında evlilik aşkı öldürmez,sevgi ve saygı çerçevesinde bir ömür boyu sürer.Evliliği sadece karı koca olarak yaşamayın,aynı zamanda evliliği sevgili olarak yaşayın.Eşiniz bazen arkadaşınız,bazen eşiniz,bazen sevgiliniz olmalı.Bir ömrü birlikte,zevkle paylaşmak için.
size katılmamak mümkün mü.?Evlilikte önce tanışmak lazım..
İlk tanıştığında karşındaki kişinin hep iyi yönlerini görüyorsun..Beraber yaşamadığın için anlayamıyorsun..Hele kısa dönem de evlilik olursa sonu pek hayırlı olmuyor..Evlendikten sonra beraber yaşadıkça bilmediğin yönlerini görüyorsun..kavgalar başlıyor..Saygı-sevgi bitiyor..Dediğiniz gibi ilgi-alaka çok önemli..Hele erkekler hep ilgi istiyor hiç karşı tarafın ilgiye ihtiyacı var mı diye düşünmüyor bile..Kıskançlık da belli başlı evliliği yıpratan bir konu..Saymakla bitmiyor sevgili hazan..İyi bir konuya değinmişsin..Yüreğine sağlık..sevgilerimle..
Bu konuda o kadar yazı yazılabilir ki,sayfalar dolusu.Aslında çok önemli bir konu.Belki göz ardı ediliyor,fakat bir çok toplumsal karmaşanın kaynağı aileden başlıyor.Çünkü ailenin içerisinde geleceğe sağlam nesiller yetiştirmek gerek.Ben seni sevdim,sen beni sevdim,hadi gel evlenelim diyerek evlenmek olmamalı.Çok önem vermeli.Aşk her şey değildir.Hem aşk,hem mantık diyorum sizlere sevgili gençler.biribirinizi iyice tanıyın,evlilikten,hayattan neler bekliyorsunuz,ortak yanlarınız nedir,artılarınızı eksilerinizi ,kendinizi iyice tanıyın.Aksi taktirde,bu durumda evlilik aşkı öldürür.Bunun dışında evlilik aşkı öldürmez,sevgi ve saygı çerçevesinde bir ömür boyu sürer.Evliliği sadece karı koca olarak yaşamayın,aynı zamanda evliliği sevgili olarak yaşayın.Eşiniz bazen arkadaşınız,bazen eşiniz,bazen sevgiliniz olmalı.Bir ömrü birlikte,zevkle paylaşmak için.
YÜREGINE SAGLIK....COK DOGRU YAZDIKLARIN KUTLARIM EFENDIM...COK YARARLI ANLAMLI ....TSKLER DOST ...SAYGILAR...SEVGILER...SLM;LAR...
Sevgili Hazan bu yazın için sana önce teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Çok faydalı ve güzel bir yazıydı. Ablanız olarak ve 22 senelik evli bir bayan olarak evlilik müesssesi kadın açısınan büyük sorumluluk gerektiren ve saygıile sevginin harmanlaşmış, her iki tarafında aynı ölçüde tutulması gereken bir ekme teknesine benzetiyorum ben. Bir taraf tutmadığı takdirde yere düşen ve anında içindeki hamurun yere düşebileceği ve yerlere dökülebileceği bir tekne. Kutlarım efendim. Sevgi ve saygılarımla
(Ahmet Acar beyefendinin yorumuna da tamamen hemfikirim.)
Hülyam tarafından 6/27/2009 8:12:31 AM zamanında düzenlenmiştir.
Değerli arkadaşlar,öncelikle hepinize merhaba.Söyleşimin konusu EVLİLİK AŞKI ÖLDÜRÜR MÜ ? Bu konuda bir çok yazılar yazılmıştır,bir çok görüş vardır,bir çok farklı fikirler mevcuttur elbette.Sonuçta evlilik aşkı öldürüyorsa bunun nedeni ne olabilir? Bu konuda kendi düşüncelerimi yaşam tecrübelerimden,çevresel izlenimlerimdem yola çıkarak aktarmak istiyorum.
Evlilik kutsal bir müessese her şeyden önce.Büyük umutlarla,heyecenlarla,beklentilerle imzalar atılır ve yaşam yolunda hep beraber bir ömrü paylaşmak üzere yola çıkılır.Hep güzel gideceği düşünülür.Büyük bir aşla başlayıp,sonu hüsranla sonuçlanan evlilikler çok günümüzde.Neden mi ?İnsanlar büyük bir aşkla sevip evlendikleri kişinin sonradan çok değiştiğini söylerler.Oysa ki bazı insanlar evlendikten sonra kendi karakterlerini ortaya çıkarırlar.Önce üzerine titrerler,kaybetme korkusu yaşarlar,evlendikten sonra normal çizgilerine dönerler.Nasıl olsa evlendik,o artık bana ait diyerek,salarlar bayıra,Mevlam kayıra misali.
Sahiplenme duygusu ortaya çıktıktan sonra çok şey değişiyor.İnsanlar benimsiyor.Artık onu kırmayayım,incitmeyeyim,ona jest yapayım,ona güzel sözler söyleyeyim diye düşünmüyor.Artık evlendiği kişiyi sadece arkadaş gibi görmeye başlıyor.Evlenmeden önce söyledikleri o güzel sözleri söylemek onlar için cazibesini yitiriyor.Karşı taraf bunu bekliyor,fakat bunu göremeyince hayal kırıklıkları burda başlıyor.Sıradanlaşıyor evlilik bu durumda,heyecanını kaybediyor.Sabah yemek ye,işe git-akşam eve gel,yemek ye ve uyu.Monotonlaşıyor.Oysa ki evliliğe renk katmak gerek.Hayat mücadelesindeyiz,buna vaktimiz mi var diyenler çok var.Fakat hayat mücadelesinde yenik düşmemek için,sevgi gerek,saygı gerek.Birlik ve beraberlik gerek çiftler arasında.Bunu bir ömür boyu muhafaza etmek için özen göstermek gerek.
Birlikte paylaşımlarınız olmalı,bu paylaşımlar sadece maddi konularda,çocukların büyümesi,eğitimi gibi ailenizi ilgilendiren konular olmamalı.Eşinizle birlikte baş başa yemek yiyebilirsiniz özel bir gününüz olmalı,birlikte kırlara gidebilirsiniz,ortak gitmek istediğiniz yerlere birlikte gidebilirsiniz.Evde kendi kendinize baş başa yemek yiyeceğiniz bir ortam oluşturabilirsiniz.Dışarda yemek gerekmiyor.Özen ve ihtimam göstermelisiniz.Sohbetler edebilirsiniz zaman zaman,günün stresini,çocukların sıkıntılarını taşımadan o sohbete.Bazıları bunu gereksiz görüyor.Evlendik,hayat sıkıntısı,çocukları konuşmaktan kendimize zamanımız yok,of aman zaten akşama kadar canım çıkıyor,ne sohbet edeceğiz diyerek yaşamaya devam ediyorlar.Oysa ki siz farketmeden aranızda uçurumlar oluşuyor,siz bunu göremiyorsunuz.Gün be gün dağ gibi yığılıyor.Bir süre sonra iletişim eksikliği başlıyor.Akşam eşiniz bir tarafta gazete okur,siz bir köşede tv izlersiniz ve bu durum yıllar geçtikçe ne heyecan bırakır ne iletişim.Evliliğiniz monotonlaşır,sonunda çekilmez hale gelebilir.
O kadar çok neden var ki evliliğin aşkı öldürmesine neden olan.İnsanları yalnızlığa sürükleyen.Bunlar arasında hayata bakış açısı çok önemli.Farklı kültürlerden,farklı ailelerden,yetişme tarzından gelen iki ayrı bireyin bir ömür boyu birlikte olmaları için karşılıklı emek,özveri gerekir.Tek taraflı fedakarlık ,emek bir yere götürmez.Hep sizden gidiyorsa,eşiniz hep kendini düşünüyorsa,bencilce davranıyorsa bu nereye kadar sürer.Mutsuzluğa sürükleyeceği kesin.Her şeyden önce,karşılıklı sevgi,saygı çerçevesinde bakmalı olguya.Hep ben kavramı bazı duyguları öldürür.Ölen duyguları geri getrmek olanaksızdır.Evliliğin ilk on senesi çok çok önemlidir.Çünkü sevgi ve saygının pekişeceği,çiftlerin birbirini iyice özümseyeceği yıllardır.O yıllarda aşkı,sevgiyi bir ömür boyu sürdürecek temelleri atmış olursunuz.Bunun tam tersi de olabilir.Geleceğin temellerini sağlamlaştırabilirsiniz de,yıkıma uğratabilirsiniz de.Bu tamamen çiftlerin biribirlerine yaklaşımlarına bağlıdır.Sonradan telafisi olmuyor.Yıkın,yıkın yıllarca bencilce davranın,sonra da düzeltmeye çalışın.Olmaz ,yerine gelmiyor.Gönül derinden kırılırsa olmaz.Yıllarca tek taraflı emek veren bir insan,eşinin hep eksileriyle yıllarını sürdürmeye çalışan bir insan,yıllar sonra eşi değişse bile,bencilliklerini bir tarafa atmak istese bile,(ki bu olanaksız,değişemez,çok zor) dal rüzgarı affetmiştir,fakat kırılmıştır misali ,kırılan dallar geri gelmez.Yitip gider duygular.Evlilik zorunlu olarak devam eder çocuklar vardır veya bir çok faktörden dolayı sürer,veya evlilik son bulur.
Bu konuda o kadar yazı yazılabilir ki,sayfalar dolusu.Aslında çok önemli bir konu.Belki göz ardı ediliyor,fakat bir çok toplumsal karmaşanın kaynağı aileden başlıyor.Çünkü ailenin içerisinde geleceğe sağlam nesiller yetiştirmek gerek.Ben seni sevdim,sen beni sevdim,hadi gel evlenelim diyerek evlenmek olmamalı.Çok önem vermeli.Aşk her şey değildir.Hem aşk,hem mantık diyorum sizlere sevgili gençler.biribirinizi iyice tanıyın,evlilikten,hayattan neler bekliyorsunuz,ortak yanlarınız nedir,artılarınızı eksilerinizi ,kendinizi iyice tanıyın.Aksi taktirde,bu durumda evlilik aşkı öldürür.Bunun dışında evlilik aşkı öldürmez,sevgi ve saygı çerçevesinde bir ömür boyu sürer.Evliliği sadece karı koca olarak yaşamayın,aynı zamanda evliliği sevgili olarak yaşayın.Eşiniz bazen arkadaşınız,bazen eşiniz,bazen sevgiliniz olmalı.Bir ömrü birlikte,zevkle paylaşmak için.
Hepinize bir ömür boyu mutluluklar dilerim.Selam ve sevgilerimle.
SEVGİLİ GENÇLER ÖZELLİKLE SİZLERE........
GEREK KONUM GEREKSE GÜNCELLİĞİ NEDENİYLE ÇOK MÜKEMMEL BİR ÖYKÜ BİR YAZI OKUDUM ÇOK HAZ ALDIM KEYFLE OKUDUM EVLİLİĞİN AŞKI ÖLDÜRECEĞİNE İNANMIYORUM TABİKİ SEVGİ YAPMACIK DEĞİLSE KARŞILIKLI SEVGİYE DAYANIYORSA YEŞERİP TOMURCUK AÇAR RENGA RENK SEVGİ SAÇAR TEK KELİMEYLE MÜKEMMEL TEBRİK EDERİM SEVGİ VE SAYGILARIMLA.
Her şeyden önce,evliliğin ilk on yılı çok önemli diye düşünüyorum.Bir çok görüş var,ilk beş yılı derler bazı düşünceler.Fakat ben ilk on yıl diye altını çizerek söylüyorum.Sevgi paylaştıkça güzeldir.Eğer o özel duyguyu eşinize yürekten hissediyorsanız ve söylemiyorsanız,bu boşluk yaratır yüreğinde.O sıcaklığı ona vermeli.Davranışarımdan anlasın,hiç bir şeyini eksik etmiyorum,kötü bir alışkanlığım yok,iş dışında hep evde onun yanında oluyorum,ona değer veriyorum diyebilirsiniz.Bunlar çok güzel,fakat özellikle bayanlar eşlerinin kendi ağzından duymak isterler sevildiklerini.Bu sihirli bir kelimedir,herkese söylenmez.Özel bulduğunuz,sevdiğiniz,bir ömrü birlikte paylaşmak için nikah masasına gittiğiniz eşinize söyllemezseniz kime söyleyeceksiniz ?Bu sözüm sadece erkeklere değil,bayanlar için de geçerli.Fakat siz söylüyorsunuz ,onda tepki yoksa,bu kez siz eksik kalırsınız.Evlilik özen ister.Kendi halinde yetişen,olduğu yerde büyüyen çiçekler bile su ister.Sevgi ,çok yıprandıysa biter,çok darbe aldıysa yürek biter.Fakat bu bitmeler hemen olmaz,ilerleyen yıllar içersinde.Severek gidenler var mı,var evet.Fakat onlar da zorunlu gidişlerdir sanırım.Ümidini kaybetmiş,artık eşim düzelecek gibi değil,hep çile mi çekeceğim diyip,sevdiği halde kendini gitmek zorunda hisseden insanlar da var.En güzeli duyguları yıpratmamak,karşılıklı çaba göstermek ve sevgiyi yaşatmak.
Evet çok güzel anlatmışsınız,evlilik ve aşk üzerine vede tamamen katılıyorum.Ne yazık ki genelde biz erkekler bunu daha çok yapıyoruz yazınızda geçen konuların dışında her ne kadar çok sevsekte ona bunu hissettiremiyoruz,bazen 'seni seviyorum'demek zor geliyor,oysaki hiç bir şeye değişilmeyen çok yüce bir sevgiyledir bağlılığımız ama bunu o bilmiyo....Sonrasında hiç yere ayrılıklar,feryatlar,figanlar.En deriniden yaşadım bunları,çokta iyi biliyorum ve hala acısını çakiyorum,için için yanıyorum.Ama merak ediyorum sevgiler bitermi acaba hemen,unutabilirmi yürek o yüreği?Sevseydi gitmezdi sözü ne kadar oğru acaba,ben unutamadım acaba o???
TEŞEKKÜR EDERİM.