- 678 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BAŞALGIÇ VE KARMAŞIK BİR SON
1
Çan sesleri kulaklarımda yankılanıyordu. Ne acı bir gürültü, belki de kalbimde beni rahatsız eden tüm sesler böyledir.Çanlar, nasıl tüm gökyüzünün derin yaralarını etrafa dağıtıyorsa, acı ve hüsranda tüm savaşların hepsini bir araya çağırıyordu…Savaşlar, bitmek tükenmek bilmeyen savaşlar…Tüm bilinen bilinmeyen kavramları altüst eden savaşalar…..Elimi attığım her kayanın altından, her toprak parçasının nefesinden sessizce yayılıyordu dünyamıza.Tüm bunlar sadece çan seslerinde mi birleşmişti.Evet…Geriye kalan diğer sesler de acı ve hüsranda kalplerimizde birleşmişti. İşte yine o çan sesleri kulaklarımda sanki sonsuzluğa demir atmış yaralı bir ses gibi defalarca yankılanıyordu. Sonra onun sesi gökten inen harikulade melodiler kadar tatlı ve sıcaktı. İçimdeki mahvolmuşluklarla kavga eden,o ses sanki beni bulutlarla sarıp sarmalıyordu. Biranda çekip alıyordu tüm o acıların boğuştuğu sonsuz karanlıktan.Yüzümdeki sevgi dokunuşları ile yırtıp atıyordu yüreğimdeki tüm okunmuş kötü öyküleri.Açık mavi bir gökyüzü açıyor sonra birden saçlarımda güneş parlıyor.Sarı,sonbaharı öpercesine hafiften kırılıyordu dudaklarına.Kelimeler ucundan takılı kalıyordu kurumuş dallarında.Bilmem nedendir sonra acıya inat mutluluk naraları atıyorum,gözlerime usulca dokunan ilkbahar yağmurlarına…
ZAMAN ilerledi…….
Mevsimler mevsimleri kovaladı.Çok ilkbaharlar sürgüne gitti buralardan.Yenileri geldi…….
ZAMAN ilerledi….
Yeni sürgünleri bekliyorum.Bu sürgünler böyle sevgileri getirirse sonsuza dek beklerim…….
2
Şimdi kalbim cennet bahçesinde ötüşen kuşlar kadar sevgi ve yaşam dolu.Tutsaklık sorun olmaktan çıkmış aşk saklandığı kuytulardan,köşelerden çıkmıp başucuma yastık oluvermişti.Sevginin inanılmaz saflığı tüm renklerini gözlerimin önüne serivermişti.Geriye sadece bunları tek tek taçlandırmak kalmıştı.Evet taçlandırabilirim.Neden olmasın.Keşfettiğim yeni topraklara altından,zümrütten,yakuttan,elmastan ve incilerden tapınaklar yapabilirdim.Sevginin de görkemli sonsuzluğu olmalıydı………..
3
Nefes almak bu kadar zor olamaz.Yani olmamalıydı.Ama çevrede bu kadar sarhoş insan varken….İşte nefes almak bu kadar zor.Belki bende nefes almak istemiyorumdur.Belki de çabam saatlerce nefesimi tutup gökyüzünün mavi dalgalarının arasında boğulmak istememdir.Yada…..Yada sadece olmamalıydım…..
Evren o sonsuz ve ruhsuz evren….Karanlığı seven o evren beni ayaklarımdan tutup çekse …koyu mavi çiçeklerinin arasına ekse.Sonra sıkıca tutsa sonsuza dek kök salsam evrenin mavi çiçeklerinin arasına.Birde o çiçeklerin arasında nefesimi tutsam.
Ama nefesimi sonsuza dek tumamam ki.Sesler eline bastonunu alıp yaşlı bir ihtiyar çığlığı gibi kulaklarımda büyüdükce büyür……Ölürmüyüm ki……….
4
Yada şimdi kalbim duruverse.Yavaşça elimi bir yıldız tutsa.Beni altın tüylü kuşun kanatlarında masallara uçursa.,masallarda süzülüp sonra bir bulutun üstüne düşsem.Uzaklarda bulutların arasına gizli kalmış bir şato görsem….Koşsam koşsam hemde durmadan koşsam.Hiç yorulmadan,of çekmeden.Şatoya varsam hani şu masallardaki yere…Hani hep ulaşılmak istenilen gizemli yere…Yada gözümü açtığımda alisin harikalar diyarında bulsam kendimi…Bir büyüsem bir küçülsem,bir büyüsem bir küçülsem….Sonsuzlukta ritim tutsam.LA sol ,laaaa ……Yavaş yavaş tüm var olmamışlıkları yüreciğimde toplasam..Var olmamışlık beni dünyasında saklar mı?…………
5
Tüm hikayelerin başı ve sonu seninle bitsin.Çağ atlarken bile yıllar senin hiç solmayan yüzünle çağ atlasa………
6
Koşuyorum..koşuyorum....Karanlığın içinde ayak seslerim yankılanıyor.Yankılandıkca yağmurlar deliriyor gözlerimde.Ay etrafımı bir ses gibi örtüyor geceye takıntılı bir şekilde.Bitmek bilmeyen asfalt sonunda bitiş,bitiş durmam gereken yeri ayaklarıma söylüyordu.Sonunda kaçmak istememe rağmen duruyorum.Gözlerim korkulu,yüreğim titrek korkuya yenik bir şekilde yığılıp kalıyorum.Yer bir deprem misali avuçlarımın arasına yıkılıyor.Yorgunluk kara kış gibi üstüme çöktü işte.Artık olduğum yerde bir yığın halindeyim.Evet her şeyden vazgeçmiş,artık ne olacaksa olsun ve bitsin diyen bir yığın....
Uzaktaki ses giderek daha da yaklaşıyordu.Giderek yaklaşan artık sesizlik değil sesti.O yaklaşan dayanılmaz ses ölümün sesiydi.İnanamıyorum artık çığlık olmuştu.Kuytu bir köşe bulmalıydım.Görmüyorum… Karanlık gözlerimle körebe oynuyor.Her taraf zifiri karanlık.Gözlerimi kapatım bir an için ağlasam ve tekrar gözlerimi açsam tüm bu karanlık ve o kulaklarımda yankılanan ürkütücü sesler yok olur muydu?Yok olmasını ne kadar çok isterdim…Nefes alamıyorum.Allahım daha çok yaklaşıyor.Masallarımdaki o altın tüylü kuş gelip beni kurtarı verse. Bu seslerden kurtulabilir miydim?....Bilmiyorum.Herşey kafamdaki binlerce ses bir şeyler diyordu.Ne olur sussalar.Bir anda tüm seslerim sustu.Yolunda gitmeyen bir şeyler vardı.Geldi mi?O artık arkamda mı?......
Şimdi o sesin nefesi ensemde soluk alıp veriyordu.Çok sakindi.Neden bu kadar sakindi.Allahım onun kalbinin atışlarını duymuyorum.Yoksa kalpsiz miydi?Sanki zamanı,çığlıkları ve kalp atışlarını durdurmuş gibi.Benim kalbim ise yerinden çıkacakmış kadar sancılı ve şiddetli bir şekilde atıyor.Belki benim kalp atışlarımın sesini de o duymuyordur.Tek canlı olan nefesiydi.Ben ise nefesimi tutmuş bunların hepsinin bir rüya olduğuna inandırmaya çalışıyorum kendimi.Çevremdeki donmuş dünya işte tekrar canlanmıştı.Ensemde soluk alıp veren ses tırnaklarını sırtıma geçirmişti.Acı oldukça hızlı bir şekilde bendemi ve aklımı sarıyordu.Giderek şiddetlenen tek bir acı vardı.Oda sırtımdan tüm bedenime yayılan iğneli sancılar ve anlamadığım bir sıcaklık.İlk defa karşılaştığım bir sıcaklık.Bedenim sırtımdaki sesin uzaklaşmasıyla rahatlıyor. Şimdi tek hissettiğim vücudumdaki ağırlığın hafiflemesi.Bir anda bedenimi saran ve yine geldiği gibi giden sancılardan artık eser yoktu.Artık tek hissettiğim hiçbir şey hissetmem.Evet artık hiçbir şey hissetmiyorum.Artık tüm boşlular benim olmuştu.Ta ki acı gerçeği anlayana kadar.Bu acı gerçeği kabullenmem çok zor olacak ama kabul etmekte bir o kadar kolay olacak…………
7
Şimdi cansız bedenim çamurda sürünüyordu…….Zavallı bedenimi çamurda sürüklenirken görmek ne acı.Beni gerçek olana bir adım daha yaklaştırıyordu.Bunu her bir hücremde ve zihnimde hissediyordum.damarlarımda akan kanda da hissedebiliyordum.Ürpertici bir karanlıkta hızlı ama sancılı bir şekilde kayboluyordum.Hissetmek ve karanlığa çekilerek bu kadar çabuk yok olmak.Sessizce haykıramadan,konuşamadan hareket etmeden yaşamak gibi bir şeydi tüm bunlar....Bu defa fena köşeye kıstırılmıştım.Kaçış yolum yoktu.Her kaçış yolu sanki soğuk bir vadiye çıkıyordu....
Soğuk.....Hemde çok soğuk.Bilemiyorum bu soğukta nerden çıktı.Biraz önce tenim alev alev yanıyorken şimdi ise etrafımda sadece soğu hissediyorum.Acaba sessizlikten sonra ki korkunun bıraktığı yaraların bir etkisimiydi.Ben acısızlığında bu kadar soğuk olacağını bilmezdim.Ölüm sanki kollarıyla beni kucaklamak için tüm öfkesini karanlığa kusuyordu.Aydınlık,karanlık,boşluk ve şimdi ise ölüm.Yoksa bu karanlık ve soğuk o ölümün kollarından vücuduma akan soğuk mu?
Aklımda beni bırakmak üzere.Çıldırmamak elde değil.Kalp atışlarım yavaşlıyormu artıyormu anlamıyorum.Herşey çevremde bir duruyor ve bir dönüyor.Geçmişim ve geleceğim bir bulanıklaşıyor bir baygınlık nöbetleri geçiyor.Her şeye dur nereye gidiyorsunuz diyesim geliyor.Ama etraf zaten bomboş giden gitmiş.....Herşey tekrar çoğalmaya başlıyor.....
8
Gözlerim kendini bilmez bir şekilde dünyanın tüm hüzünlerini açar açmaz üzerinde topladı.Her yer bulanıktı.duvara asılı olan saat gece 11’i gösteriyordu.Bedenimin üstündeki ağırlık beni mahvediyordu.Parmaklarımı kıpırdatamıyordum.Derinden gelen bir ses:
-Uyandın mı?........dedi
Bu ses zalimceydi.Karanlıkta zincire vurulan hüzün gibiydi…Duvarın diğer tarafından yankılanan ..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.