- 1869 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
ÇOCUKLAR BÜYÜKLER VE TELEVİZYON
İstisnasız hepimizin evinde 1-2 tane televizyon vardır. Televizyon hem görsel hem işitsel mesaj veren iletişim aracı olması nedeniyle hayatımızda çok yer eder. Hatta gereğinden fazla zaman ayırırız ona. Hoşça vakit geçireceğimiz bir araç olması yanında eğitici ve öğretici yanı da vardır.
Ya bütün aile akşamları karşısına oturup televizyon izleriz yada gelen misafirle beraber sanki onlar televizyon seyretmeye gelmiş gibi oturup beraber izleriz. Böylece yapılması gereken sohbetler yapılamaz. İletişim gittikçe zayıflar. Bu durum sürekli hale gelirse kopmaların da olacağı muhakkaktır. Aile fertleri arasında, arkadaşlar arasında uzaklaşmalar başlar.
Bu durumun tek sorumlusu tabi ki televizyon değil. Fakat asıl konumuz; televizyonun çocuklar üzerindeki etkilerini belirtip, çocuklarımızı onun zararlı etkilerinden biraz olsun uzak tutmaya çalışmamız gerekmektedir.
Mesleğimiz gereği bebeklerin- çocukların kontrollerini ve anne eğitimlerini evlerde yapıyoruz. Çoğu evlerde çocuklar televizyonun hemen önünde duruyor, arada belki 1 metre bile mesafe yoktur. (gözlerde bozukluk ve radyasyon açısından tehlikeli)
Çoğu anneler televizyonun başından çocuklarını kaldıramadıklarını, bağımlılık derecesinde seyretttiklerini söylüyorlar. (Eğer bağımlılık varsa sanırım tedavi bakımından profesyonel yardım almak gerekir)
Çocukların izlediği çoğu programların eğiticilikten çok uzak hatta çoğunlukla kavga- dövüş ve savaş sahneleri içeren filmler, programlar ve çizgi filmler olduğunu görüyoruz.
Çocuklar yaşları gereği televizyonda gösterilen programların gerçek mi hayal ürünü mü olduğunu bilemezler. Vurdulu- kırdılı ve savaş filmlerinin çocuk ruhunda çok büyük istenmeyen etkileri olacaktır. Yine geçtiğimiz yıllarda bir öğrenci kendini çizgi film karakterinin yerine koyup pencereden atladığını gazetelerden okumuştuk.
Çocuk yaratılışı gereği öğreneceklerini genellikle taklit yolu ile öğrenmektedir. Bu bakımdan programlar titizlikle hazırlanmalı film seçimi çocukların gelişimine katkıda bulunacak şekilde yapılmalıdır.
“Aileler özellikle 3-6 yaş çocuklarına yalnız olarak televizyonu izletmemelidirler. En meraklı oldukları dönem olan bu yaşlarda çocuklar kendilerine verilen mesajı tam anlayamayacaklarından bazen çelişkilere düşerek iç dünyalarında fırtınalar yaşayabilecektirler. Zihninde beliren sorulara kendileri cevap bulacak yaşta değildirler çünkü. İzlenen programla ilgili konuşmak açıklama yapmak açısından yanında bir büyüğünün olması gereklidir.
“Çocuğun yatma saati ve izleyeceği programlar da önceden konuşarak belirlenmelidir. Bu arada çocuğa niçin erken yatması gerektiği (Sağlıklı büyüyebilmesi, erken kalkabilmesi gibi) anlatılmalıdır. Çocuk yatmadan önce kendisine masal, hikaye okunur veya anlatılırsa kendiliğinden televizyondan uzaklaşması da sağlanmış olacaktır.” (Çocuğun eğitim-G.Tür-Aile Araştırma Kurumu Yayını)
İzleyecekleri filmlerin konusu ve işlenişi yönünden kolaylıkla anlayabilecekleri şekilde olmasına dikkat edilmelidir.
Çocuk veya bebek uzun süre ve aralıksız olarak televizyon önünde oturtulmamalıdır.
Televizyondan uzak rahatça seyredebileceği bir yer seçilmeli, böylece gözlerinin, kas ve kemik yapısının bozulması da önlenmiş olacaktır.
Program ve filmlerdeki kahramanların olumlu özelliklerinin ağırlıkta olmasına dikkat edilmeli, çocukların taklit yolu ile öğrendikleri göz önünde bulundurularak uygun örneklemelerin ve mesajların verilmesi sağlanmalıdır.
Bebekliğinde çok televizyon izleyen çocukların konuşmaya geç başlaması da dikkat çekici bir sonuçtur.
Görülüyor ki; başta anneler olmak üzere, ailelere, program yapımcıları ve seçiciler ile konuyla ilgili bütün kuruluşlara, eğitimcilere kadar hepimize burada görev düşmektedir.
Daha sağlıklı bir nesil için el ele...
Sağlıcakla kalınız.
Birsen ERKAN