- 1558 Okunma
- 10 Yorum
- 2 Beğeni
GECE
Adın çok kısa iki hece. Çok güzelsin be çok güzelsin gece. Seni çok seviyorum her şeye rağmen. Beni güzelliğinle gizeminle ateş pervanesi gibi cezbetmenden dolayı uykusuz bile bıraksan da seni seviyorum. Senin gizemliliğin arlı edepli ve hayalı olmandan mı geliyor?Seni sevmeyen hayran olmayan var mıdır? Bir anda bütün insanların kabahatlerini örtüyorsun gizliyorsun. En ulvi yüce duygular senin o örtünün altında yaşanıyor. Nice büyük evliyalar Allah dostları Nebiler Rasüller Rabbimize dua ettiler zikir ettiler teheccüde kalktılar ibadet edip gözyaşı döktüler. Rabbimizin insanlar için vermiş olduğu fırsat ve af kapıları sana ithaf edilmiş. Kadir Gecesi gibi...
Yıldızlar ve gök âlemi, senin sıcacık olan merhamet ve şefkat kucağında hiç istisnasız hepsi zikirle meşgul olur. Duyarım onların zikirlerini aşka gelir bende iştirak ederim zikirlerine. Yıldızların parıltısı içindeki gülücüklerini görürüm. Ay, dünyaya en yakın sensin biliyor musun? Hemen fark ediliyorsun kafamı gök kubbeye kaldırdığımda hemen ‘ben buradayım’ diyorsun, güzelliğinle ihtişamınla yıldızları kıskandırıyorsun.
Öyle lezzetli ki tadını tarif etmek mümkün değil anlatılmaz yaşanır bu olsa gerek. Nasıl başarıyorsun aynı anda milyonlarcasıyla ayrı ayrı birlikte olabilmeyi? Herkes sana içini döküyor, derdini anlatıyor, sevincini paylaşıyor. Niye suskunsun? Hiç mi dertlenmiyorsun, öfkelenmiyorsun? Sabır taşı mısın sen, sabır taşı denilen şey senden mi üretiliyor? Korkusuzsun. Çok merhametli ve şefkatlisin, nereden geliyor bu şefkatin? Sır küpüsün, dinlediklerini hiç ifşa etmiyorsun ebediyen sende kalıyor.
Sen hiç sevdin mi, sevgilin oldu mu? Gündüze mi aşıksın, onu bekliyorsun şafak vakti buluşma zamanımız, siyahın beyazı, beyazın siyahı karşıladığı gibi ama dikkatimi çeken, akşam vakti, aydınlıktan kızıla kızıllıktan geceye, şafak vakti de aynı, önce kırmızılık sonra aydınlık, ikisi de vuslat zamanı hasretin sona erdiği, kavuşma anı...
Suskun gece, sır vermiyorsun ama sen gündüze gündüz de sana âşık, ben biliyorum. Seherin şafak vaktinde, gündüzün kucağına atıp kendini kayboluyorsun ve mışıl mışıl uyuyorsun. Sen gizlesen de ben hissediyorum.
Dünyaya özlem duyan, sırası gelen ruhların bir kısmı, doğumla hayata ‘merhaba’ diyor. Ölümlerin birçoğu gece gerçekleşiyor. Dert küpü olmuş, kendine çıkış yolu bulamamış insanlar, hayatına son vermek için seni seçiyor.
En büyük aşklar, sevdalar, hasretlikler, senin kucağında, senin şahitliğinde yaşanıyor. Kavuşamamış âşıklar, hasret gözyaşlarını senin avuçlarına akıtıyorlar. Dökülen her gözyaşı, inci tanesi gibi... Nerede saklıyorsun o anlamlı incileri? Sevinç gözyaşları ile hasret gözyaşlarını ayırıyor musun? Yoksa bahçendeki gülleri mi suluyorsun? Bülbüller kıskanmıyor mu?
Ah, ah suskun gece! Acılarımın, dertlerimin, hasretlerimin, sevinçlerimin, ayıplarımın, kayıplarımın, benden sonra en gerçek şahitisin. Ey şahit, suskunluğunu da anladım. Konuşma vaktin gelmedi, onu bekliyorsun. Her şeye rağmen seni seviyorum. Beni sevmeni de senden beklemiyorum. Kızıllıktaki gülücüğün yeter bana
Vuslat
YORUMLAR
siyah-beyaz
İnsanların samimi bir gülüşe, tebessüme ne kadar çok ihtiyacı var. Tebessüm sihirli bir güç dür. Güzel bir söz gibi. Zaman ayırdığınız için teşekkür ederim. Saygılarımla
gece gizemi ile diğer bütün gizleri örtmekte..
yaradan ise bir çok kararını habibine gece bildirmekte...
geceleri düşer yollara gidenler...kalanlar sa geceleri beklemeyi seçer.
en fazla gece çöker insanın üstüne dertler...
en fazla gece gizlenebilir efkâr...
geceyi şimdi sayfanızda daha ne kadar anlatmaya kalksam azdır değerli şair...
siz çok güzel anlatmışsınız...
geceyi seven herkese itafen yazılmış olsun bendende onalara gitsin bu güzel cümleler...
tebrikler...sevgimle...
BAHARGÜLÜ tarafından 8/1/2009 3:22:02 AM zamanında düzenlenmiştir.