- 1257 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Dost gözüken dostsuzlara
dost gözüken dostsuzlara-yalan dostlar
“Yaşam gülmeyi, sevgi hak etmeyi, vefa unutmamayı, dostluksa sadık kalmayı bilenleredir,
yazım sahte dostluklara,yani dost gözüken dostsuzlara olsun.
Ben bunca yıldır çok yaralar aldım dost elinden. Anka kuşunun gözyaşları bile iyi edemedi açılan yaralarımı. Oysa Anka kuşunun göz yaşları iyi eder sanırdım. Ben hep içime attım dost sıkıntılarımı. Ama gel gör ki sığmadı, sığmadığı yetmezmiş gibi de taştı çoğu zaman. Nice yürek kaplarım vardı rengarenk, küçüklü, büyüklü onlar dolsun dedim ama boş kaldı. Benim bildiğim sırlarını hiçbir kimselerle paylaşmadım. Yüreğime kazıdım, diğer sırlarla birlikte onlarda yok oldular. Ben de çok sırlar verdim dağlara. Acılarımı ağaçlar dinledi, toprağa söyledi sonra, toprak kızdı, yıldızlara müjdeledi. İnanmazsan yıldızlarıma sor söylesinler sana.
Bir hikaye geldi aklıma şimdi. Kimbilir kim yazmıştı bilmiyorum. Ama sizlerle paylaşmanın güzel olabileceğini düşünerek yazıyorum…
“Dünya hayatında hep kötülük işleyen bir adamı ölünce cehennem kapısında bir melek karşılamış. Melek adama şöyle bir bakıp seslenmiş;
’Hayatta iken tek bir gün bile birisine iyilik yaptıysan şayet buraya girmeyeceksin. Ama yapmadıysan kaderine küs demiş’
’ Günahkar adam uzun süre düşündükten sonra, ’ şey demiş hatırladım.
’Bir keresinde ormanda gördüğü örümceği hatırladı. Balta girmemiş ormanda yürürken önüne bir örümcek ağı çıkmıştı. Adam ağı bozmamak ve örümceği ezmemek için o gün yolunu değiştirmişti. Heyecan içinde o günü meleğe anlattı. Melek adama gülümsedi ve ardından elini şaklattı. Gökten gürültüyle bir örümcek ağı indi. Melek bir adama baktı bir de örümcek ağına. ’Bu ağa tutunarak cennete girebilirsin haydi başla’ demiş. ’Adam bu ağa tutunarak cennete girebilmek çocuk oyuncağı’ diye düşündü kendince. Adam neşe içinde ağa tırmanırken cehennemden bazıları da bu ağa tutunarak cennete gitmeye çalıştılar. Ama adam ağın o kadar çok insanı taşımayacağından korkarak onları itmeye başladı. Tam o sırada ağ gerçekten koptu ve diğerleri ile birlikte adam da cehenneme düştü. ’Yazık’ dedi melek.
’Bencilliğin, hayatında işlediğin tek iyiliği de kötülüğe dönüştürdü. O insanlara şefkat gösterebilseydin eğer, ağın herkesi taşıyabileceğini de görecektin” demiş…
’Unutmayın ki yaşamın örümcek ağını ören insanın kendisi değildir. O, bu ağda sadece bir teldir ve bu ağa yaptığı katkıyı aslında kendi yaşamında yapmaktadır. Örümcek ağınızı örerken bile iki kere daha fazla düşünün. Zira her ördüğünüz ağ kendi geleceğinize attığınız bir düğümdür. Çözmek için dost aradığınızda bulamayabilirsiniz”...
Sorgularını yorumlayan dostlar, gün inince denizlere, kaçacaklardır birer ikişer. Ama belkide yine siz olacaksınız onlara yakın. Akrepler kemirirken yürekleri, yeryüzünün bütün tahta köprülerinden gün gelecek onlarda geçecekler. Yoldaşı olmayın sakın, uzak durun akrepten. Eminim ki yıldızların dansa durduğu karanlık sokaklarda, ellerindeki kör bıçaklarla saldıracaklar özlerine. Sevdanın püfür rüzgarlarında saçları dağılacak, tüm giysileri etrafa savrulacak, şafağa doğru koşacaklar. Ama şafaklar bile kabul etmeyecek onları. Yani Bir başına, yani tek başına kalakalacaklar. Kelimeleri yıldızlarına yükleyerek nostalji faytonunda dolaşacak, geçmişte kalan bir muhallebicide dostluğu arayacaklar belkide. Bırakın arasınlar yürekerindeki çirkinliklerinle
Geçte olsa anladım ama “Dost vurulunca değil de unutulunca ölürmüş” meğer. Ama ben dostlarımı kır çiçekleri gibi avucumda değil, kurşun yarası gibi yüreğimde sakladım bunca yıl. Nice kavgalarda onlarında yanında oldum ve nice sorgularda onları ele vermedim hiç.
Dilerim, beni benden eden dostlarım, küskün geçen her sabahımda, gecelerin beni saran hüzün yağmurlarında ıslansınlar bir daha. bir daha aklıları başlarına gelene kadar
Birazdan gün yepyeni elbisesini giyer penceremden içeri girer. Beni besleyen acılarımı çekip çıkarırım fırınımdan ve karalarım kahır defterimi. Belki dostluğa inanan ben, inanmam bir daha dost gözüken dostsuzlara. Selam olsun dostlarıma, dost görünenlerime selam olsun….
Beyza seren