Oturduğum tahta bankı da alıp kaçmalıyım. Üzerinde senin hayalini kurdum, gölgen, kırıntın bulaşmıştır banka. Razı gelmem, senin zerren bile kent zehirine değmesin anne…

değmesin... hangi insan en çok sevdiği ve en değerli varlığına toz konmasına razı olabilir?
anne sevgisi... bir başka sevgiyle kıyaslanabilir mi, bilmiyorum ama sevgilerin en güzeli. ve bu sevgiyi bu kelimelerle bile o kadar güzel anlatabilmek gerçekten sevginizde özden ve olabildiğince içten olduğunuzun göstergesidir. annenize olan bu sevginiz dilerim çocuklarınız için tohum olur ve onlarda sizi sizin annenizi sevdiğiniz kadar severler.
selam ve saygılar

On birinci kattaki purolu, pencereden bakıyor. Birazdan kente zehir yağacak. Oturduğum tahta bankı da alıp kaçmalıyım. Üzerinde senin hayalini kurdum, gölgen, kırıntın bulaşmıştır banka. Razı gelmem, senin zerren bile kent zehirine değmesin anne…

Sizi okumak bana göre büyük bir mutluluk veriyor insana...
O sihirli kelimeleri saklandıkları yerden çıkarıp kurduğunuz cümlelerle insanın ruhunda yaptığınız ince ayarla sanki o denli huzur dolu bir dinleti bırakmış oluyorsunuz ki...Cümlelerin başına dönüyor,o zevki hissetmek için tekrar okuyorum...Sanki Montaigne'nin Denemeleriyle geziyor gibiyim...

saygılar,Aynur hanım.Böyle anlamlı yazılarınızı her zaman beklemekteyiz...

11.kataki purolu beni düşündürmüştü aynur han..birde kent faresi tabiki..o yüzden saatlerdir düşündüğüm yorumu yeni yaptım..yazınız gerçekten güzeldi..tebrikler..

Aynurcuğum yine her zamanki gibi anlamlıydı yazın..Bir banktan hele sabah çevredeki insanların telaşını seyretmek güzeldir..iyi bilirim..Herkes kendi karnını doyurmanın telaşındadır..Mükemmeldi canım..sevgilerimle..

A h Lizeya, Trabzona gidebilsem, söyleyeceğim selamını ama...Aşk uğruna, anayı sılada bıraktık.Şimdi öyle yazar dururuz.Annem mutlu oluyor mu bilmem.Ama çok ağlıyormuş.

annem 44 yaşında, köy kadını ama, o denli duygusal ve kültürlü...Edebiyata düşkünlüğüm ondan gelen bir şey...O da günlükler yazar...

Annen okuyor demek ki? ne hoş ya, aynur ne mutlu oluyordur annen..
trabzon' benden de selam söyle olur mu..bayılırım yeşilliğine, kazım koyuncu ya...horona..hamsi de harika..

11. kat olsun bu da.

Yahu siz beni işlettiniz galiba. Ben gerçekten de bacayı kastediyor sandım. Demek adam baca gibi tüttürüyor puroyu...Peki kaçıncı kata karar verildi şimdi : 11 mi 12 mi ?

Bak işte kendi hatamı gördüm mesajınla,o adam 12. kattaydı.
bu purolu 11. düşmüş.
Zaten sigara molasında yazılan yazıdan ne beklersin.

en meşhur pastanenin ropdöşambırına sarılmış beyefendisi, on ikinci kattaki hiperlüks dairesinin, yerden tavana camlı odasında, purosundan çıkan zehri aleme yayıyordu.
.............

tanıdım onu...purolu ensesi kalını..zehirleme bizi..gitttt..

Canım çok güzeldi. Özelliklede imgelerine bayıldım. Kutluyorum. Ve devam diyorum. Sevgilerimle

Ahmet telli'yi hiç okumadım, hatta ilk kez duyuyorum.Çok şiir okumam, o yüzdendir belki de. Şiiri seviyorum ama, yazarken başım ağrıyor. Yazılmamışı bulmak isterim hep. bu da çok kolay değil.Oyüzden fazla şiir yazmam..

ramses, ahmet telli konusunda haklı...gerçi ben çok telli okumadın ama, aynur..şiir yazmalı bol..bir şair gibi yazıyor düz yazıyı...

Lizeya hani önceki yazımda vardı, kentin en meşhur pastanesinin sahibi. Bu o purolu...Arada kent manzaraları yazarım böyle.Aslında hepsi anneme mektup...Trabzonda okuyor annem yazdıklarımı...

Lizeya'yı gördün mü, nasıl da yakaladı bacayı. Benim aklıma gelmemişti gerçekten.

evet, yazının başında sanki sıfatların ve benzetmelerin birbirine uyumunu sağlamaya çalışan belli belirsiz bir kaygı sezinledim sonlarındaysa kendimi yazının şiirsel ezgisine bıraktım.ahmet telli bir şiirini anımsattı bana.güzeldi teşekkürler.

"Merhaba...yazmaya o akadar yeni başladım ve o kadar imlâ konusunda bilgisizim ki haddim değil yorum ya da düzeltme yapmak.Sadece gözlerimden girip beynime ulaşan cümlelerin bende yaptığı etkiyi anlatmayı belki becerebilirim.O da içim acıdı,gün içinde hep gördüğüm şeylerin aslında neleri ifade edebileceğini anladım.Artık çöplerden cesedlerde toplanıyor malesef.((Ve anılarımızın olduğu her yere ve her şeye sahip çıkma duygusunun sadece bende olmadığını öğrendim.İşte hepsi bu.Mükemmel,karlı bir günde penceremde,bir fincan sahlep içsem bu tadı alırdım.Saygılarımla."

bu anbirinci kattaki purolu kim? onu merak ettim bu arada..baca olmalı değil mi?

aradığım yazı nasıl da kondu...
ben istersem oluyor işte..

sevgili aynur, büyük bir keyifle okudum..bu tarz yazılarda çok çok iyisin..ben de oturdum aynı bankta..gördüklerini gördüm..
çöpçünün romanını okudum bile...
sevgimle...

anlam yüklü,şiirimsi tadı olan,özlemi anlatan,serzenişleri olan,çok ama çok güzel bir yazı okudum..
saygılarımla..

Yazı düşündüğünüz çıkmadığı için üzgünüm. Annemle ben kış armudunu çok severiz. kavuşunca hiç kış olmayacağı için, kış armudu biriktirsin anlamında yazıldı.
İyi ki hatırlattınız, o söz armutun iyisini ayılar yerler değil, ahlatın iyisini ayılar yer dir.
uğur bey bırakalım da ayılar, hiç olmazsa yazılarda karşımıza çıkmasın

'' Gelip geçen arabaların tozları saçlarımdan öpüyor. Ben gözlerimle kenti öperken…
İçimde sonsuz bir sevinç var. ''
Mükemmel imgeler var yazıda,
...........................................................................
'' Saçlarımı kesmedim, uzasınlar…Kim bilir, bir gün anne, sarkıtırım kentin saçaklarından, tutunur gelirsin. ''
Anne özlemi var yine ;


Tam bir roman havası esiyor yazıda. Ve öpmese de okşuyor okuyucunun saçlarını da....






Fikret TEZAL tarafından 6/23/2009 4:03:56 PM zamanında düzenlenmiştir.

SEN ETEĞİNDE KIŞ ARMUTU BİRİKTİR yazısını okurken devamı şöyle gelecek zannetmiştim ben.

SEN ETEĞİNDE KIŞ ARMUTU BİRİKTİR nASIL OLSA BİR AYI KALDIRIMDA KARŞINA GELECEKTİR.aRMUTUN İYİSİNİ AYILAR YİYECEKTİR.

yAZI BÖYLE ÇIKMADI ÇOK PARDON.