BEN NE ZAMAN MEVSİM OLDUM Kİ!
Mevsimlerden ben/miş...
Farkında değilim!
Bir kağıt parçasını ucundan yakmak istiyorum. Tutuşturmak istiyorum tüm felaketleri...
Gözbebeklerime gölgesi düşsün istiyorum, bir kibritin ucunda öldürdüklerimin...
Kelimeler de insan olabilselerdi keşke! Bir tutam anlayabilselerdi beni...
Parmak uçlarımdan döktüğüm her hece yakar da kağıtları, infazım yangın, kaderim har olur satır satır... Acı bir hatıra kalır geride, beyazını yitirmiştir ölü sayfalar, ruhunda kalemin açtığı derin yaralarla...
Sayfalar, hep karanlanmak için mi yaratılır!
Söylediğim her cümle; efkar sökümüdür... Boğazımda hüzün balgamları, bitmeyen öksürük yağmurları... Yırtar küçük dilimi heceler... Dinlendikçe demi artan bir şarkı gibi, kulaklarıma söylen(y)ip, yutkunurum hıçkırıklılarımı...
Sanki, daha güzel ağlıyorum büyüdükçe!
Daha olgun hüzünler akıtıyorum gözlerimden... Dizlerim kanasaydı diyesim geliyor, takvim yapraklarına takılan bakışlarım , çaresizlikten kanıyor...
Gözlerimin renginde küller savurmak, içimde biriken nikotin artıklarından kurtulmak istiyorum... Kül tablalarında bıraktığım; bağrımın çiçek açmış yanı... Ölüyorum!
Yaktığım sayfalar içinde, değerli bir şiirim olmalı; sevgilim, geçmişim, hıçkırıklarım, geleceğim mesela...
İste(di)klerim abes değil. Henüz yontulmamış bir çocuk yanım var. Çok yanım var, gülüşü gittikçe azalan, gözyaşı hep artan... Aralıksız sızlayan... Çoğaldıkça azalan, azaldıkça çoğalan...
Evet, fallar da çıkan yüreği kabarmış kız da benim!
Yapraklar düşüyor,
İnsanlar ölüyor
İnsanlar doğuyor
Tomurcuklar açıyor!
Yapraklar sarı...
Yapraklar yeşil...
Yapraklar kahverengi...
Yapraklar ölü...
Yapraklar uğur böcekli...
Yapraklar nefes alırken mezarların üstünde ;yarınları soğumuş insanlar, toprağa sarılıyor!
_Bahar Liman_
YORUMLAR
Ben sayfanızda ki bu bölümü yeni keşfettim.. Ancak okuduğum yazı da nedense hiç şaşırmadım sizden artık olağanüstü eserler görmeye alışmışım... siz gönüllerin dili olduğunu aşikar eder gibi farklı meseleler meydana getiriyorsunuz.... Değişik ama hep taze kalabilecek değerde sözcükler.. Birbiri için kavga eden cümleler biriktiriyorsunuz... Öznelerinizi aşkta düşürmüşsünüz belli ki her sıfatınız yüklenmiş yüklemlere... Yorum değil eleştiri hiç değil yazdıklarım... sabah ezanı vaktinde en güzel sesi dinlerken... Yine en güzel eserlerden birini okumanın verdiği hazla dökülüyorum sayfanıza... Saygılarımla Tebriklerimle.. İsmail Yılmaz
Söylediğim her cümle; efkar sökümüdür... Boğazımda hüzün balgamları, bitmeyen öksürük yağmurları... Yırtar küçük dilimi heceler... Dinlendikçe demi artan bir şarkı gibi, kulaklarıma söylen(y)ip, yutkunurum hıçkırıklılarımı...
Sanki, daha güzel ağlıyorum büyüdükçe!
Daha olgun hüzünler akıtıyorum gözlerimden... Dizlerim kanasaydı diyesim geliyor, takvim yapraklarına takılan bakışlarım , çaresizlikten kanıyor...
Gözlerimin renginde küller savurmak, içimde biriken nikotin artıklarından kurtulmak istiyorum... Kül tablalarında bıraktığım; bağrımın çiçek açmış yanı... Ölüyorum!
Ne kadar acı var böyle içinde, anlatmaya çalıştıkların içindekilerinin kimbilir ne kadar azı böyle, tebrik ediyorum şair, şiir yolun açık olsun...
Sanki, daha güzel ağlıyorum büyüdükçe!
Ne kötü! Ben hiç ağlamayı bilmem.Ah bir ağlayabilseydim..Hep içime akarım..Yiğitliğin şanından diye değil elbet.Bilmem,kesintisiz bir hüzün teslim almış tarihi belirsiz bir zamanda,bu yüzdendir sanırım.
Özlediğimize deydi..Kutladım efendim.Selam,saygı...