- 441 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
41. AKILLI
“TSK kimdir, kime hizmet eder!”….sorusunun tek cevabı vardır, değil mi?‘Hükümet kime hizmet eder!’in de tek cevabı olduğu gibi…
Benim merak ettiğim; her gün yeni belgelerle Türkiye gündeminin kuyusuna taş atan deliler kime hizmet ediyor?
İlginç olan;deliler kuyuya taş atarken ,o kadar akıllıca hareket ediyorlar ki bir kez bile kuyuya düşmüyorlar.. … İşte bu noktada kırk akıllı’nın kafası karışıyor!
Peki,”biz ne yapalım?”, her gün ortaya atılanları “Deli işi” diye geçelim mi, yoksa ciddiye alanları ciddice izleyelim mi?
GÖRÜNEN O Kİ;bu konuda eylemsizlik devam ettikçe, Donkişot hesabı “hiç olmayanla” kavga edenler kahraman ilan edildikçe;delilik pirim yapacak,delilerin delilikleri ile ilgili yeni yeni düşünceler havada uçuşacaktır..
Ülkemizde, çözümü kör kuyu yapıp, her gün buraya bir taş atanlar için halk; “delinin işinden deli anlar, kırk akıllıyı uğraştıracaklarına, çözüm için,başka bir deli bulup getirmek lazım...”diyor.
Bir belge gündeme geliyor, arkasından tepkiler, yorumlar ve sessizlik…
Sizce diri tutulmak istenen nedir, ya da gözden kaçırılmaya çalışılan!ve bu dirilik için heba edilen zamanlar,kişiler…
Japon balıkçıların hikâyesini duymuşsunuzdur;.
Japon balıkçılar, talep fazlalığından dolayı daha çok avlanmak için uzaklara açılmak zorundalar. Uzaklara açılınca da öyle günübirlik karaya dönmek sözkonusu değil. Avladıkları balıkları önce ölü olarak getirmişler –ama tadı beğenilmediği için pek fazla talep olmamış. Buna hemen çözüm bulmuşlar. Büyük bir havuz yaparak balıkları avladıkça bu havuza koyup, canlı olarak karaya getirmeye başlamışlar. Fakat bu balıklar her ne kadar canlı olsa da, havuzda tembellikten uyuştuğu için, müşteriler canlı balık ile “uyuşuk balık” arasındaki lezzet farkını da rahatlıkla algılayabilmiş. “Sivri” balıkçılar nihayet buna da çözüm bulmuşlar. Araya bir-iki tane küçük köpekbalığı karıştırmışlar. Ortama heyecan gelmiş. Sonuçta köpekbalığı birkaç balığı yiyince peşlerini bırakıyor. Ama ortam enerjik olduğu için ürünlerde mayışıklık problemi kalmıyormuş.
Böylece bir kısım damak tadı gelişmişler de her daim canlı kanlı balık yedikleri için mutlu mesutmuş…
Damak tadı gelişmiş köşe yazarlarımızdan birisi Pazar gün ki köşesinde;“ güneşli bir tatil gününde eş-dostla keyif yapmak için oturmuş Orduevi ‘misafirlerinin’ hepsinin de yüzünde sert, snob, her an had bildirmeye, hizaya sokmaya hazır bir ifade vardı. Eğlenmiyorlardı, mutlu ya da huzurlu da görünmüyorlardı. Sanki vazife başındaydılar, hazıroldaydılar ve de şimdi geliyordu fırça: Sen, ağzını kapamadan esneyen, çek sağa!.” Diye yazarken …. kuyuya atılan taşlardan yeterince ses gelmediğini düşünmüş olmalı ki bir kara taş ta kendi atıyor yada taze balık ortamına su taşıyor..…düşündüm,empati yaptım son günlerin 41.ci akıllısı olarak iki kelam edeyim dedim… …
Tarafın tarafı bu yazar kanıma dokundu. Özellikle bir asker kızı ve kardeşi olarak…
Oradaki manzarayı anlatırken yaptığı yorumun bir kısmı elbet doğrudur…
ASKERLERİN her ortamda sohbetlerinin tek konusu Türkiye’dir ve ülkeleri sıkıntıdayken gülemezler. Her gece farklı damak tadı için dolaşanların restoranlardaki sohbetleri ile Ordu evi mensuplarının sohbetleri aynı değildir.
Belli ki yazarımız, güvenmek kavramını iyi bilmiyor… güvenilir olmak için nerede ciddi olman gerektiğini bileceksin… bir asker sadece üniforma içinde asker değildir. “onun ruhu bedeni yüreği 24 saat askerdir.” ki Türk milletinin askerlik tanımı da budur. Asker, hangi durum da nasıl gülsün?
Eğer siz, neşe içinde 24 saat aynı keyifle gülebiliyorsanız, buda sizin Türkiye gündeminin kör kuyusuna taş atmanızın rahatlığındandır(!)
Sizin hizmetiniz kime?
YORUMLAR
Ben bu demokrasi, insan hakkı filan üçkağıdı ile devlet/toprak satışı ve ulus sömürgeleştirme ve işbirlikçiliğini gizleme komedyasından bıktım.
Kendi Abd'de, sürüsü burda her türlü dinsizliği yapan dinci cemaat ve bunların her türden payandasına artık gerekli uyarı yapılmalı...
Bu memleket, etnikçilerin, dincilerin, cemaatcilerin liboş özlemlerini gidermelerinin deneme tahtası değildir.
Orduya neden bu kadar yükleniliyor ?
Dünyada ve ülkemizde ne oluyor nasıl bir değişim yaşanıyor ?
Düşünen beyinler nasıl düşünmeyen zavallılar haline getirilme çalışmaları yapılıyor ?
Parapsikolojik harp nedir bu konuda nasıl bir savaş var ?
Asker nerelerde hata yaptı ?
Kim askeri tahrik ede ede oy artırıyor ?
Asker bu hatayı nasıl düzeltebilir ?
AB bu olayların neresinde ?
Kürtleri kim kışkırtıyor ?
Sorular çok düşünen beyinlere....
Akıllılar kuyu ile vakit kaybetmiyorlar bence.
Bırakın deli kuyu ile oynasın dursun
Nurcan hanım,sizi yürekten kutlarım... Bende bir TSK personeli eşi ve yakını olarak yazdıklarınızı haklı buluyorum.... öyleki kuyuya atılan taşları, değil kırk akıllı kırk bin akıllı çıkartamaz.. Güven veren ve Peygamber ocağı denilen o güzel ve huzur yumvasını tarumar etmekteler.. Halk kendi Askerine kzıgın.. Amaçlanmış olanı elde etmekteler..Üzgünüm ...
sevgi ve saygılar size..