- 3264 Okunma
- 13 Yorum
- 0 Beğeni
69 - HACI BAYRAM VELİ Hz ANKARA GÜNEŞİ
Onur BİLGE
Yıl, bin üç yüz elli iki... Ankara’nın kuzeyinde, Çubuk Çayı üzerindeki Sol Fasol Köyü’nde çok tatlı ve güçlü bir bebek çığlığı duyuldu. Eskilerin ‘Zülfadıl’ dedikleri köydeki, Koyunluca Ahmet’in ahşap evinden çıkan ses, tüm Anadolu dağlarında yankılandı!.. Aksakallı bir koca, sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okuyarak:
“Numan” diye üç kere fısıldadı.
Bu isim; ağaçlara, kayalara, taşlara; çiy yağarcasına iletildi ve bu kesim, onun bereketiyle şenlendi. İki ağabeyi; Safiyeddin ve Murat, ay yüzlü bebekten gözlerini alamadılar. Annenin sütüyle beraber, koyunların, keçilerin, ineklerin sütü dışarı taştı! Dargınlar barıştı, kavgalar durdu, üründe bolluk, evlerde huzur oldu.
Numan’ın hal ve hareketleri, diğer çocuklardan çok farklıydı. Gülümseyişi çevresindekileri etkiliyor, insanlara sevgiyle bakarken içleri gülen gözleri, yüzüne baktığı herkese huzur veriyordu.
Büyüdükçe beynindeki sorulara, gözlemciliği ve araştırmacılığıyla cevap aramaya başladı. Yeryüzüne ait
1001 GECE ÖYKÜLERİ - 3
SEVDA - LİMAN YAYINLARI
KİTAP TEMİN ADRESİ: M. Şerikan KARA : 0 536 275 90 15
YORUMLAR
Eski Türk filmlerinde İslamiyet hep ölümü hatırlatırdı. Ölüm olunca sela verilir, Mezarlıkta Kur'an okutulurdu. Kur'an sanki sadece mezarlıkta ölülerin arkasından okutulan bir kitap algısı oluşturulmuştu.
İslamiyet'te doğumun ve ölümün ezan ile olduğu uygulanmazdı. İsim koyma şeklini çok güzel anlatmışsınız.
Akıllı insan Aklını kullandıkça hangi dinde olursa olsun gerçeği buluyor. Aklını kullanmayan yani öbür yuvarlağı kullanan din den uzaklaşıyor.
Hamdık, piştik, Elhamdülillah!
Adeta beraber çilehane girdik...
Onur BİLGE
Teşekkürler... Sevgiler... :)
Değerli Onur Bilge, öncelikle Kurban Bayramı'nızı kutlar esenlikler dilerim.
Daha sonrada acizane ve amatörce bir iktisat ve tarih yazanı olarak sizden biraz daha tarih ve iktisat/toplumsal ve dinsel iktisadi içerikli yazıları merakla beklediğimizi belirtmek istiyorum.
Sol Fa Sol ermişi Bayram-i Veli Hazretleri konulu yazınızı da ilgi ile okuduğumu belirtmek istiyorum.
İslam ve itikadi açıdan, bununla ilgili ortodoksi ve Eş'ari yaklaşımınızı bildiğimden, dönemin şartları gereği bu yaklaşımınızı "ehl-i sünnet vel cemaat" dairesine sokuyorsunuz bunu da anlayıp kabul ediyorum ve/fakat; hiç olmazsa itikaden bunca Eş'ari olmaktan ziyade, bunu Maturidi bir yaklaşımla yapsaydınız, yapabilseydiniz diyebiliyorum...
Yazdıklarınızın en azından daha kabul edilebilir bir mantıksal temeli olurdu, diyebiliyorum. İtikaden de, yine sünnete ve mezhepinize ters düşmez, sünnilik dışına da (yine) çıkmazdınız sanıyorum ?!
Hiç bir zaman sömürgecilik ve kültür emperyalizmini öncülleyen ve önemseyen, buna karşı ve yönelik yazmayacağınız biliyorum ama en azından sömürü ve zulmü bunca sunni/Eş'ari ve Selefi ve de Ticani zihniyetle anlatıyor olmayın demek isterim...
Çok zihin karıştırıcı bir etkisi oluyor yazdıklarınızın, bunu evvelce de söylemiştim, yinelemenin faydalı olacağını düşünüyorum.
Şimdilik bu kadar, tekraren esenlik ve iyi bayramlar temennisiyle...
Not: Şimdi ve kimbilir; ne kadar Eleştiri/yorum katkısıyla, yazım hata fırçası yerim bilmiyorum artık, sizden ! (şaka)
Göktürkmen tarafından 11/28/2009 7:06:16 PM zamanında düzenlenmiştir.
yazılarınızı devam etmiye çalışıyorum kaldığım mekanlarda internet gelip gidiyor fazla yararlı değil yorum yazmadığıma bakmayın lütfen yorumlar gitmiyor nedense inşallah düzelecek diyorlar işte o zaman daha güzel anlaşırız
çok güzeldi yazdıklarım sizi kutluyorum şiirlerinizi okuma fırsatım olmadı düz yazıların daha ilgimi çekti bağışla beni dedim int olayı düzelirse allahın izni ile okuyucam sevgiler saygılar allaha emanet olun
Şöhret aynı riyadır.
Kalbi öldüren zehirli bir baldır.
İnsanları insanlara köle yapar.
O bela musibetine düşersen " İNNE LİLLAH VE İNNE İELYNA RACİUN " de o beladan kurtul demiş büyükleimiz.
Şöhretin afetlerinin nazara veriliği bir birinden güzel yorumların yaplımasına sebebp olan bu yazıyı yazanı ve güzel yorumları ile konuya güzelbir boyut kazandıran dostları tebrik ediyor.
Ben dahil Hepimize Aman Haaaaaaaaaa diyor beğenilme hissimizi hayatımıza gaye edinmeden doğru kullanmaya dikkate davet ediyorum.
Sevgi ve saygılarımla.
Bursa’da fırıncılık yaparken, Somuncu Baba diye bilinen, Ulu Cami’nin açılışı sırasında, Emir Sultan tarafından halka tanıtılınca:
_ “Ne’ttin Eren? Bizi ele verdin!” diyerek, minbere çıktığında, Fatiha’nın yedi kat açıklamasını yaptıktan sonra; çıkışta, caminin dört kapısında birden görünüp, cemaatin tamamına elini öptürmesiyle başlayan kerametleri ortaya çıktığı için ‘Şöhret felakettir!’ düşüncesi
Evet üstad,Numan hocamız doğru söylemiş."Şöhret felakettir "diyerek.Şimdiki şöhretlerimizde maalasef bu özeleştiriye rastlayamıyoruz...
Böyle güzel,manidar düşünceleri bizlerle paylaştığınız ve bizleri bilgilendirdiğiniz için tşk.lerimi borç bilirim.
saygılar sunuyorum,hocam...
hamdık yandık pişdik Elhamdulillah..
Rabbimiz bu güzide insanların hak yolundan bizleri ayırmasın..
gerçekten çok zor bir dönemde amansız yaşıyoruz..
her köşeden bir tehlike göz kırpıyor bizlere..
kaybetmek ne kadar da kolay an meselesi..
mümin her an tedbirli ve tetikde olmak zorunda..
diyer bir deyimle ümit ve korku halinde sabit olmak lazım her daim..
Rabbim ellerimizi bırakma bizim eğer sen tutmazsan helak olup gideriz bir gün..
kaleminizi büyük bir zevkle okuyorum..ve dilerimki Rabbimin lutfuyla sağanak sağanak yağasınız inş..
selam ve duaile..
Her kim hayatı faniyeyi esas maksad yapsa,zahiren bir cennet içinde olsada manen cehennemdedir..