- 554 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Düş Yakamdan Hayat!
Ey hayat! Nefretim sana! Keşmekeş bir yaşam vızıltısında, talihsizliklerle sarıp sarmaladın beni, şefkat duyarcasına ve belki bir gün umutsuz çırpınışlarım son bulacak, boğulduğumda kendi kanımda…
Ve nefret! Acıtıyorsun bedenimi. Korkutuyorsun kendimden… Git desem, gitmezsin değimli? Sana böylesine teslim olmuşken, hapsetmişken beni, öfke girdabına…
Uğursuz güneş; Doğma üstüme! Aydınlık olmasın. Kucakladığım yorganımdan ayırma beni. Işıklarını vurma gözlerime, nispet yaparcasına. Ben karanlığı yoldaş seçmişken kendime ve sen ihtiyaç duyduğum ışığı vermezken köklerime, şimdi gözlerimi acıtmak niye? Topla enerjini, ışığını ve her şeyini. Çek git! Bitir yeryüzündeki yaşamı. Doğma artık! Bir gün yeni umutlar getirmemişken… Utan artık! Git dünyamdan! İzin verme her çarpışında gözlerime, lanetler okumama…
Sendemi arsız oldun? Yoksa sen mi öğrettin, arsızlığı dünyaya? Yüzünü göstermekten utanmaz oldu ahlaksızlar, sen o iğrenç yüzlerini aydınlattıkça, destek oldun ahlaksızlıklarına…
Ah dünya! Yok ol Allah aşkına! Yarını yaşatma!
Yarınlarda yepyeni kâbuslarla saracakken, neye bu varlık savaşı. Dağıl kaybol sonsuzluklarda, ilk günkü gibi. Yok et bedenimi. Yoksa seninde mi cesaretin yok? Ya da sendemi zorunlusun var olmaya benim gibi…
Gözyaşlarım; Islatın artık gözlerimi. Bu öfke girdabından beni çıkartırcasına, çağlayın ki, ıslansın yastığım. Ben ki; yıllardır varlığınızdan utandım, saklandım. Şimdi tek çıkışım, tek soluğumsunuz. Akın gözlerimden, ıslatın yüzümü, dudaklarımı. Kelimelerim olun, anlamlarım olun, sevdalarım olun, süzülün yanaklarımdan, sarın sarmalayın, ısıtın beni…
Gözlerim; kahredin dünyaya! Kapatın gözkapaklarınızı bakmayın, baktığınızı görmeyin, gördüğünüze anlam yüklemeyin. Anlamları benimsemeyin. Yoksun bırakın kalbe giden yolları merhametten. O merhamet değimli ki, geçmişi ve geleceği mahveden…
Oyuncak kuklalar! Sallamayın başlarınızı öyle şekilsiz. Bir efendinin elinde tuttuğu, düzenli çektiği saydam ipin ucunda, hiçbir varlık amacı gütmeksizin, soytarılık yapan, yapay parçalar! Kurtulun iplerden, düşün parçalanın! Dağılın! Yok olun! Anlamsız telaşlarınız, çirkin suratlarınız silinsin hafızamızdan ve defolun hayatlarımızdan!
Savaşım size. Arsız, çirkin sırıtışlarınızın üstüne yürüyorum bedenimle. Eziyorum tüm öfkemle ve parçalıyorum, parçalanırcasına…
Haydi, sırıtsanıza! Sefil efendiniz çekse ya, sahte dudaklarınızın kenarlarında bağlı saydam ipleri. Hareket ettirse ya pis bedenlerinizi. Böylece güldürmeye çalışsa ya kendi gibi sefil izleyicilerini…
Ama! Hayır! Yapamayacak ki… Nefretimle yok ediyorum sizi! Yok olma pahasına çiğniyorum yaşam felsefenizi!
Ocak 2009 / Alanya
Derya Gök
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.