Sınıfta Kalıyoruz
Şehrimizin Eğitim Öğretimi kimi yönetici ve öğretmenlerin kısmen çabalarına rağmen pek iyi gitmiyor.Öğretmenin derse girip çıkmasıyla iktifa etmesi,Sınıf öğretmeninin veli ile diyaloga girmeyişi,okul idaresinin öğretmenler üzerindeki olumsuz etkisi ve en önemlisi de velinin okula soğuk bakışı ….bütün bunlar okullarımızdaki başarıyı olumsuz etkiliyor.
Milli eğitim müdürlüğünde gelen talimatlar teamülleri kaldırmaya yetmiyor.Peki ne yapalım derseniz? Ben ,devlet-sistem gibi soyut kavramlara bağlamadan, yerel imkanlarımızla neleri yapabileceğimizi dile getirmeye çalışacağım.
Sorunlarımız ;İdare sorunları, Öğretmen sorunları, Veli sorunları şeklinde üçe ayrılır. Bu üçlüyü aktif hele getirmenin en önemli yolu bilgilendirmedir.Değişik kurs ve seminerlerle bu üç kesimi de aydınlatacaksınız zaten Bakanlık 2011+ yılına kadar bunu yapmamızı istiyor fakat eylem planımız ne durumdadır bilemiyorum.
Her yıl birinci dönemin başı sonu, ikinci dönemin başı sonu olmak üzere en az ikişer hafta yani bir ay devamsızlık sorunu yaşanıyor, halbuki 20 gün öyle kıymetli bir süredir ki, bu kadar mazeretsiz devamsızlık yapan bir öğrenci sınıfta kalıyor.Ayrıca bunun dışında da devamsızlığı bir hayli fazla olan öğrencilerimiz vardır.Bir de veli gelip demez mi hele az idare edin hiç olmazsa bir lise diploması alsın işte o zaman Diyarbakır ifadesiyle “kendi kendime jilet atasım geliyor” onlar hala bir ayı dayı vasıtasıyla devlet kapısına çörekleme peşinde olanlardır bu zihniyetten maazallah.Efendim, 1990 li yıllarda ben orta anadoluda yine okul müdürüydüm inanın karne günü dahi 3-4 saat ders işlendikten sonra karne veriliyordu.
O zamanlar da maalesef bizimkiler yine okuldan kaçıyorlardı. yani kısacası bu okulun kıymetini insanlarımıza anlatamadık, bir çoğumuz anlamadı ki, bizim okuldan başka bir artı değerimiz yoktur.Talimatlarla eğitim öğretimimizin durumunu düzeltmek istiyoruz ,maalesef uzun süreli bu alışıla gelmiş umutsuzluk ve rehavet ,nefsin de hoşuna giden bu tembelliği yenmek kolay değildir.
***Sendikalar,
***Okul aile birlikleri,
***Yerel yöneticiler,
***Mahalle Muhtarları,
***Milli eğitimin yetkilileri
***Sivil Toplum Kuruluşları
Yazılı ve Görsel medyayı alabildiğince kullanarak öğrencilere ve velilere hitaben; konuşmalar yaparak, mektupla bilgilendirerek, aktif bir azim ortaya koyarlarsa bu teamülü ortadan kaldırabilirler. Bir öğrenci mazeretsiz 20 gün okula gitmezse sınıfta kalıyorsa, bu devamsızlık sürecindeki eksik bilgiyi, talim terbiyeyi telafi edemez de ondan dolayıdır, yoksa vatandaş ne diye mağdur edilsin.işte görüyoruz bu düzensizlikten dolayıdır ki ÖSS’deki genel başarımız 60-70 lerdedir.Eğitim eğitim illa eğitim diyorum herkes kalemini güçlü tutmakla yükümlüdür.Çünkü nitelikli ve bilgili insan daima aranan insandır Şehrimizin insanı hem içinde hem dışarıda nitelikli olarak yaşamalı ve hayata katkıda bulunmalıdır.Dolayısıyla “alan el değil, veren el olmalıdır”
e.kaya
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.