- 690 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Ruhunuza da yaz gelsin
Ruhunuza da yaz gelsin !
Radyoda güzel bir türkü programı bu yazıya sürüklüyor beni .... Şöyle keyifle okuyacağınız bir şeyler karalamak niyetindeyim..
“ kırk yaşında bir gocuk” , “ mavi gözlü yusufcuk “ diyor tanınmış türkücü ..Her ne kadar gocuktan daha yaşlıysam ve 50’ ye merdiven dayadıysam bile yine de üzerime alınıyorum türkünün sözlerini .. “Mangal yürekli çocuk , mavi gözlü yusufcuk “ diye devam ediyor kıvırcık Ali, o duygulu yorumu ile ..
Kulağım radyoda olduğu halde , zihnimde sağa sola savrulan kelimeler içerisinden bir parça şımartılmış kelimeleri yakalamanın gayretindeyim .. Ruhunuzu üşüten düşünce , dert ve sıkıntılardan bir nebze olsun sizleri uzaklaştırabilmek amacı ile ..
Karadeniz ikliminin rutubetli havası ne kadar direnirse dirensin , son birkaç gündür akşamları evlerin bacalarından tüten dumanlara rağmen yaz geldi .. Havalar artık yaza dönmeye başladı süratle ..
Şimdi bütün mesele yazı ruhumuza da getirebilmek ..Kışı ruhumuzdan çıkarabilmenin bir yolunu bulabilmek..
Köyler şenlendi ..Kediler sanki güneşin bütün ışıklarını vakumluyorlar keyifli gerinmeler içerisinde uzun uzun tüylü bedenlerine ..En çok da onlar mutlu ..Kış boyunca sıçrayan kıvılcımlardan yanmak pahasına kuzinelerin yakınında , ve tabii uzun uzun kendilerini ağırlayacak sevgi dolu ve bir o kadar da sabırlı bir çocuk kucağında bulabildikleri sıcaklık şimdi her yerde ..
Köyler ayrı , şehirler ayrı ağırlıyor yaz mevsimini ..
Mahallelerde , ara sokaklarda çocuklar evlerden grup grup taşıyorlar .. Belediyelerin kendileri için yaptığı ufacık ve çok işlevi olmayan parklar ise çok rağbet görmüyor onlar tarafından .. Tek kale maçlar trafiğe aldırmadan kuruluyor sokakların taşlı yokuşlarına .. Siz de fark etmişsinizdir “öylesine” yapılan parkları ara sokaklara ..Ki aslında en işlevli , en donanımlı parkların yapılması gerekmez mi her binada en az 6-7 çocuğun olduğunu hesap ederseniz..” Park yapmış olmak için park yapmak” düşüncesine kapılıyor insan bu parkların önünden geçerken .. Bir şehrin arka sokaklarını yok saymak belediyelerin yapabileceği ve seçim zamanı geldiğinde düzeltemeyeceği en büyük hatalardan biri değil midir ?
“kırk yaşında bir gocuk” ,” mavi gözlü yusufcuk” türküsünün hikayesini ve sözlerini merak ediyorum bir an ..Ve iki tıklama ile ulaştığım sözler , peşinden koştuğum bütün şımarık kelimelerin üzerinden bir buldozer gibi geçtiği için maalesef “keyifli yazı” hevesim kursağımda kalıyor.. Ama denedim en azından ..
Bir türkünün içinden geçerken sırasında gülmeyi , sırasında ağlamayı , sırasında derin derin düşünmeyi bilmek lazım ..
Kaçtıkça yakalandığımız gerçekliğimizle yüzleştiren bu türküyü sizlerle de paylaşmak istiyorum..Ve her şeye rağmen yaz mevsiminin ruhlarınıza da gelmesini can-ı gönülden diliyorum ..
Beyoğlu eşiğinde kara hançer dolaşır
Saçlarındaki bitler sağa sola zıplaşır
Giğdi yine şaşarsın görmeden inanmazsın
Kir içinde bir gömlek kırk yaşında bi gocuk
Mangal yürekli çocuk mavi gözlü yusufçuk
Efkarı dem tutunca söylenir acı acı
Tarla başında bin konser her derdinin ilacı
Mangal yürekli çocuk mavi gözlü yusufçuk
Oturup bir köşeye etrafına bir bakar
Kırık bir bağlamayla türküleri mırıldar
Yüreğindeki kavga gözlerinde oynaşır
Bakışlarındaki mana bin yıllar dolaşır
Mangal yürekli çocuk mavi gözlü yusufçuk
Sözünü esirgemez kimseye boyun eğmez
Kralını iplemez derdin belası çocuk
Dert dağ olsa yıkılmaz Allah ‘ tan gayri korkmaz
Çöplerden ekmek yese kimseye avuç açmaz
Mangal yürekli çocuk mavi gözlü yusufçuk
31 mayıs 2009
pazar