- 758 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
AYDIN OLABİLMEK...
AYDIN OLABİLMEK
Gazetelerde, dergilerde sık sık onlardan söz edilir;
“Aydınlar Bildirisi / Aydınlar Duyurusu / Aydınlar Eylemi” gibi...
Peki “aydın” kime denir?
Önce “aydınlar”a yakıştırılan “entel” lafının büyük haksızlık olduğunu söyleyelim.
Bu “entel” lafının büyük haksızlık olduğunu söyleyelim.
Bu “entel” lafı kendisini “aydın” diye tanıtan “çeyrek porsiyonluk” dahiler” yüzünden yakıştırılan, içinde alay unsuru olan, halkın bu adamlara duyduğu tepkiyi belirten bir deyimdir.
Halk, gerçek aydınlarla “entel” diye dalga geçmez, onlara “hocam” diye, “alim” diye saygı duyar.
* * *
Elbette “aydın” olmanın bir ilacı yoktur ki, kimyasal terkibi bulunsun.
“1- Aydın; evvela, bir fikir, amaç (ülkü) ve karakter sahibi olacaktır. Amaç, ya da ülkü bir inanıştır. Bu inanılışa ise ihanet edemez.
2- Aydın, kandırmaz. Fakat inandırır. İnandırma yolunda ise, ancak bilime ve müspet bilgilere yer verir. Kafasında dokunulmaz “tabu”ların yeri yoktur.
3- Aydın cesurdur. Medeni cesaret sahibidir. Medeni cesaret sahibidir. Medeni cesaret ise, aydın için kahramanlık değil, doğal vasıftır.
4- Aydın hakikat bildiği, doğru bildiği şeyi kendisine saklamaz. Onu yaymayı da vazife bilir.
5- Aydın, toplumun hayrını ve çıkarlarını, kendi hayrının ve çıkarları-nın üstünde tutar. Topluma verir, ama toplumdan karşılığını beklemez.
6- aydın, bağlandığı ilkelere uygun bir yaşam sürdüren, dürüst ve fe-ragatli bir insandır. Onun yaşamı ile prensipleri arasında çelişme yoktur.
7- Nihayet aydın, mazbut insandır. Metodlu ve muntazam çalışır. İhmal, dağınıklık ve avarelik aydın insana yakışmaz. Aydın, bu tür zaaflardan kendini kurtaran insandır.”
* * *
Elbette “aydın”olmanın bir reçetesi yok, lakin bize göre “aydın” olma-nın sorumluluğu vardır.
Kime karşı?
Yaşadığı ülkenin insanlarına karşı...
Acaba bu sorumluluğu kimler taşıyor? Kim bilir!...
Mustafa GÖKÇEK
YORUMLAR
Değerli yazar ; sizin de bildiğiniz ve saydığınız maddelerle teyit ettiğiniz gibi ; bu ülkede kimlerin aydın olduğunu anlama imkanımız pek bulunmuyor...
Çünkü aydın insanın bildiklerini söylemesi, topluma iletmesi gerekiyorki biz onun aydın kişi olduğunu anlayalım..Oysa ülkemizde basında, yayında ve hatta bizim sitemizde bile bilgi ve düşünceler özgürce ifade edilemiyor.Öyleyse nasıl söylenecek, söylenmesi gerekenler ve nasıl anlaşılacak kimin gerçekten aydın olduğu ?
birşey eklemek istiyorum. aydın, "kendi" de dahil, daima sorgulayıcı ve yargılayıcı olmalıdır. tıpkı gerçek bir sanatçı gibi, muhaliftir; çünkü asla yetinmez. hep daha iyi ve doğru arayışındadır.
ve evet, elbette türkiyede de böyle aydınlar var. sayısı az, çünkü türkiye gibi anti-demokratik yasalar ve uygulamaların yaygın olduğu, faşizan seslerin, bırakın devleti, toplumdan bile sık sık yükseldiği bir ülkede, aydın olmak, sesini yükseltebilmek, duyurabilmek hayli zordur.
elbette bunu başarabilene denir biraz da aydın. ama sanırım, hrant'ın yol kenarına yığılmış cesedi de bayağı bir caydırıcı özelliğe sahiptir.