- 479 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
GAYMAKAM BEY -5
Göletin yapım çalışmaları başlamıştı. İlçeye bu inşaatla birlikte gözle görülür bir şekilde canlılık gelmişti. İlçe halkından gençlere de iş kapısı olmuştu . Herkes olumlu gelişmelerden memnun gözüküyordu. Çalışmaları kaymakam mesai çıkışında bizzat geziyor, görevlilerden bilgiler alıyordu.
İlçeyi tanıtım amacıyla da doğal güzelliklerini gösteren fotoğraflar çektirmiş ve ilgili yerlere göndermişti. Hayalindeki ilçeye kavuşmak için elinden gelen gayreti gösteriyordu.
Tüm bu koşuşturmaca içinde ziyaretçileriyle de yakından ilgileniyordu. Kaymakamlıkta yapılan toplantılarda ilçenin sorunlarını yetkililerden en ince ayrıntısına kadar dinliyor, unutmamak içinde notlar alıyordu. Bu koşturmaca içinde arkadaşının akrabası olan Nesrin ’ i okulunda ziyaret etmediği aklına geldi. İşlerinin az olduğu bir gün okula gitti.
Doğruca okul müdürünün yanına gitti. Otururur oturmaz sohbete başladılar. Kaymakam okul ile ilgili bilgiler aldı. Sonra da okula yeni atanan Nesrin’ in yakın bir arkadaşının akrabası olduğunu ve hazır gelmişken onu da görmek istediğini söyledi. Okul müdürü bunun üzerine hemen zile basarak hizmetliyi çağırdı odasına. Hizmetli gelince Nesrin hanım’ a haber vermesini istedi.
Hizmetlinin geldiğinde Nesrin onun gelişini duymamıştı bile. Öğrencilerin o tarafa bakmasıyla farkına varabildi. Hizmetli okul müdürünün çağırdığını söyleyince birden bire heyecanlandı Nesrin. Öğrencilerine dönerek sessiz kalmalarını istedi.
Kapıdan içeriye girdiğinde kaymakam Hüseyini gördü oturduğu koltukta. İlk karşılaştıklarından farklı görmüştü bu kez. İlçeye gelişindeki tedirginlikle dikkatlice bakmamıştı. Bir an içinde garip duygular hissetti yüzüne ve gözlerine dikkatlice baktığında. Yüzünün kızardığını ve kalp atışlarının hızlandığını hissetti. Epey bir süre sonra kendine gelebilmişti. Uzun uzun sohbet ettiler. Okul müdürünün ısmarladığı kahveler içildi. Nesrin müsaade isteyerek sınıfına döndü. Kaymakam Nesrin’ in arkasından hayranlıkla bakıyordu. İçinden de inşallah okul müdürü anlamamıştır diye geçirdi ve kısa bir süre sonra da kaymakam kalktı.
Odasına girdiğinde epey bir oyalandığını farketti. Masaya oturduğunda gözünün önüne hemen Nesrin ’ in hayali beliriverdi. O gülümseyen yüzü unutamıyordu bir türlü. İlk geldiği gün o kadar dikkatini çekmemişti oysa. Sadece ona karşı içinde bir sıcaklık hissi uyandırmıştı. Ama bulunduğu konumdan ve yoluna koyması gereken işlerin çokluğundan dolayı aşka ayıracak ne zamanı, ne de ruh hali içindeydi. Belki bütün hizmetler yerli yerine getirildikten sonra kalbinin sesini dinleyebilirdi. Hemen kendini toparladı ve yarım kalan dosyalarını incelemeye başladı.
Nesrin sınıfına döndüğünde içinde mutluluk hissi olduğunu farketti. Öğrencileri ise onun girişiyle koşuşturdukları sınıfta telaşla yerlerine geçtiler. Nesrin onların bu hallerini görmemişti bile. Bugüne kadar doğru düzgün kimseden bu şekilde etkilenmemişti. Sanki bir el onu Hüseyin’ e doğru çekmişti. Düşünce yapısı ve fizik olarak kendine çok yakıştırmıştı. Ama doğal olarak bunları düşünmesi bile belki yanlıştı. Bir kadın olarak ilgisini gözler önüne ve hatta Hüseyin’ e göstermemeliydi. Sonra içinden " nasip" dedi ve derse başladı.
Göletin bitmesinden sonra, göletin üst kısmına da karşı tarafa bağlantıyı sağlayacak bir köprüye ihtiyaç vardı. İlk zamanlarda bu sorunu bildiği halde unutmuş, aklına sonradan gelince hemen karayolları ile irtibata geçmişti. Yakın bir zamanda da köprü inşaatının başlayacağı haberi gelmişti. Bazen saatin kaç olduğunun bile farkına varmıyordu. Özel yaşamında da sadeliği sevdiği için sorun da olmuyordu zaten. İlk göreve başladığı ilçede sadece sigara alışkanlığı vardı. Eğlenceyi çok özel günlerde severdi. Dostlarıyla bir arada olunca farklı bir insan olurdu Hüseyin. Sigarayı da bırakalı epey olmuştu. İçki alışkanlığı da yoktu . Sağlığına zarar verebilecek herşeyden uzak durmaya çalışıyordu. Pazar günleri kahvaltıdan sonra eşofmanlarını giyerek ilçenin ağaçlarla dolu yollarında saatlerce yürüyüş yapıyordu. Hem stresini atar, hem de çevreyi tanıma fırsatı buluyordu. Bu yürüyüşleri esnasında ise en büyük hayali Nesrin ’ in yanında yürümesiydi ama adı gibi hayaldi işte...
Aradan bir ay geçmişti. Göletin tamamlanmasına çok az bir zaman kalmıştı. Köprünün inşaatı da sürüyordu. İlçenin tanıtımı için çektirdiği fotoğraflarda işe yaramıştı. İlçede yabancı yüzler görünüyordu. Tarihi bir ilçe olduğu için insanların dikkatini çekmiş olmalıydı. Bazı eski ahşap binalar ise ihtiyaç hasıl olunca kısa sürede tamir edilmiş ve pansiyon olarak ilçeyi ziyarete gelen turistlerin hizmetine sunulmuştu. Bu değişiklikleri gördükçe mutlu oluyordu kaymakam ve ilçe halkı.
Yine o sıralarda dikkatini çeken garip bir durum gözüne çarptı Kaymakamın. Genç ve bakımsız görünüşlü, kirli sakallı biri sanki onu uzaktan uzağa gözlüyordu. Önce fazla önemsemedi bu durumu. Sonra aynı kişiyi tekrar farklı zamanlarda da görünce huylanmaya başlamıştı.
O sıralarda bir öğleden sonra odasında telefonu çaldı. Ahizeyi kaldırdığında karşısındaki kişi ona tehditkar konuşuyordu. Köprü yapım işini bırakmasını istiyordu. Sonunun iyi olmayacağını söylüyordu. Kaymakam önce kendisine şaka yapıldığını düşündü. Karşıdaki kişinin sesinin iyice sertleştiğini duyunca o da karşı atağa geçti. Ve o köprü inşaatının devam edeceğini ve en kısa sürede de tamamlanacağını söyledi ve o sinirle kapattı. Biraz sakinleştikten sonra da işlerine koyulunca unuttu. Kimseye de bahsetmemişti. Önemsemediği için.
DEVAM EDECEK
YORUMLAR
Ülkemizin güzel insanları oldukça insan karamsarlıktan uzaklaşıyor.Nerede meyve yüklü ağaçlar görsek başında üşüşmüş çocuklar vardır hep.Kimi sevgiyle ve dikkatle meyve toplar kimi hoyratça dallarını kırar.Benim ülkemin idealist insanlarının da hoyratça ya dalları, yada yolları kesilir.Aşk olmadan hayat olur mu? Onsuz bir güzellik düşünülür mü?eksik kalan yanınızı tamamlayandır.....
Akıcı yazınız zevkle okudum.Doğrusunu isterseniz sonunu dört gözle bekliyor,sizi kutluyorum.Sevgiler.
İşler,gittikçe artıyor.Kaymakamın yaşamı biraz daha farklılaşıyor gbi olacak."aşk" ın gücü kaymakama daha fazla güçverecek.dost,kahramanları o kadar güzel yönlendirmişsinizki doğrusu kaleminin ustalığına şapka çıkarmak lazım.Şu anda seni ayakta alkışlıyorum,canım kardeşim...saygılar ve sevgiler...