beyaz pazar poşetleri
Aslında hiç bir şeyim yoktu...iyi gibiydim...dışarı çıktım elimde çantam içinde ,kalem kağıt,parfüm,bir kitap,peçete,cüzdan cüzdanın içinde bir kaç kuruş ve senin resmin... yolda yürüken,minüste otobuste iken çıkarıp baktığım ve her bakışımda hiç bir şeye aldırmadan ağladığım resmin... ancak resmin o an aklımda değil anneme alacağım ilaç ismi var idi...
Yürümeye başladım bir adım iki adım üç on adım derken... karşıma çıktın... kısa kollu gömleğin üzerinde açık renkli pantolonun yüüznde ki kimsede olmayan tebessümün ve elinde iki beyaz pazar poşeti ile bana doğru geliyordun... bir an durdum baktım iyice aklımı mı sıyırdım dedim.. evet sensin bana bakıyor glüyor ve iki beyaz pazar poşeti ile yürüyordun... dondum kaldım... kalbim durdu zaman durdu insanlar durdu... gözlerime inanayım mı inanmayayım mı derken ağlamaya başladım... kendime gelmeye çalıştım yüreğim çatlayacaktı oysa, kalbim o kadar hızlı atıyordu ki insanlar sesini duyacak zannettim bir an... herşey silindi o an.. ne annemin ilacı aklımdaydı ne dünya umrumdaydı ne kendim... hızlıca yürümeye başladım eczaneye doğru ama nere gitsem ne yana dönsem bana bakıyordun tebessümünle.. kendimi toparladım bir an sokakta hıçkırarak ağlamak hoş olmazdı hemen bir binanın içine girdim ellerimi yüzüme kapadım ağladım ağladım ağadım... ne kadar oldu bilmiyorum dışarı çıktım binadan eczaneye gittim,eczacı gözlerime baksa kendimi tutamayacak ve yine hıçkırmaya başlayacaktım.. eczacının yüzüne hiç bakmadan ilacı aldım ve çıktım... yok ama ne yana baksam sen varsın elinde iki beyaz pazar poşeti ile... ilacı eve verdim... işlerimi halletmek için döndüm sokağa...hayal görüyorum biliyorum camiinin köşesinde duran sen olamazsın... ağlamadım.. bir minübüse bindim hemen oradan metroya ... ama orada da sen vadın... oltu taşı yüzüğün o güzel ellerine ne kadar da yakışıyor... olmadı bırakmadın peşimi... metrodan indim yürümeye başladım ben yürüdükçe sen bana doğru geliyorsun... ben ağlamaktan bitap düştüm sen peşimi bırakmamaktan üşenmedin... akşam oldu eve dönüyorum kendime geldiğimi düşünürken minübüsten inerken camiinin köşesinde bakkalın önünde kapı önünde sen yine bekliyorsun beni elinde iki beyaz pazar poşeti ile... o kadar dua ettim ki hayal olmasın bu.. sen ölmemiş ol ben yanına geleyim öp beni o güzel ellerin değsin elime ve elindeki beyaz pazar poşetlerini alayım yukarı çıkayım ve sen akşam ezanını muazzam sesinle oku diye o kadar dua ettim ki... ama biliyorum gerçek değil olamaz da artık... sen yoksun.. sensiz günlere doğuyor güneş... sensiz günlere gebe geceler... yokluğunla yaşamakta bu senli beden sesinle yaşamakta ruhum... çok özledim seni BABA çok...
Rahman rahmeti ile muamale eylesin sana... bir ömürlük misafirim ve misafirliğim bittiğinde yanına geleceğim koklayacağım camii kokan tenini tutacağım o eşsiz ellerinden ve sesinden dinleyeceğim kuran tilavetlerini inşaAllah... zamanın geçmesine seviniyorum misafirliğim kısalıyor diye yanına geleceğim diye...
YORUMLAR
"BABA" dedim boşluğa... sesim boşlukda bana geri döndü... sesime ses bulamadım... sesim yokluğunda kaybolup gitti... kapattım gözlerimi "BABA" dedim "KIZIM" dedin... elimi verdim elimi tutdun... açtın kollarını ve sardın beni... tüm insanlardan koruyarak... tüm kötülükleri saklayarak sardın beni... anladım o an sen artık hayallerimdesin... sen artık aklımdasın... sen artık yüreğimdesin... sana ulaşmak için reelden uzaklaşıp hayale dalmam lazım...
yüreğinize sağlık demek istemezdim... böyle bir yazıyı yazmanızı istemezdim... ama acılar insanlar içinse... vuslat anına kadar ayırlık insanlar içinse... yüreğin kaleme yansıması lazım... ve sizin yüreğiniz de yazınız gibi çok güzel...
BABA'nız hep yanınızda... gözlerini kapatın yeter...