- 1039 Okunma
- 15 Yorum
- 0 Beğeni
ŞİİR VE YORUM.
Gıcık bir tabirle birazcık gıcıklık yapmak geldi içimden yine.
Demiştim işte, arada bir şiir ve yorum üzerine birkaç söz söylemeye çalışacağım.
Biliyorum, birileri illa ki kızacak; birileri gülümseyecek; belki birileri de düşünecek birazcık!
Ziyanı yok!
Ben yine de azıcık olan bilgimi fikrime vurarak yazmayı düşüneceğim; düşünmekle kalmayıp yazacağım da!
Yine çok iyi bilmekteyim ve bu konuda şahitlik ederim ki bu siteyi izleyen akademi öğretmenleri var. Yanlış ya da eksik söylediğim bir şey olursa hemen yarı şaka yarı ciddi, yarı uyarı yarı öneri ile ağzımın payını vermekteler.
Elbette ben de yanlışımı doğru, eksiğimi tam eylemek için inleyerek de olsa dinlemekteyim hocaları!
Yanlış veya doğru, eski ya da yeni, acı veya tatlı; ama bir şeyler söylemek gerekir hayata dair, havalara dair ve de şiire dair…
Şiir yazarken ne kadar cinlik yaparsanız yapın; hatta cin olmadan şeytan çarpmaya kalkışsanız bile, şiirde kendinizi saklayamazsınız.
Bakın, kendisine neden şiir yazmadığını soranlara Capek ne demiş!
“Kendimden bahsetmeyi günahım kadar sevmediğim için şiir yazmayı seçmedim ömrü hayatımda…”
Birazcık edebiyatla uğraşan herkes bilir ki bir şiirde; bırakın şiiri bir dizede bile kullandığınız bir sözcüğün yeri sizin de o şiirdeki yeriniz olmuştur.
Yeriniz saptandıktan sonra da; ruhunuzu, fikrinizi, daha da ileri giderek ve de Freud’u da işin içine katarak bilinçaltınızdan sızanları yazmaktasınız.
O halde, ister dertli bir baş, isterse öylece duran bir taş için bir iki dize karaladığınız zaman siz sizi yazıyorsunuz aslında!
Bu durumda okur her zaman şunu düşünür!
Bu şiir bana ne veriyor!
Eğer şiir şairini anlatıyor ise, bundan bana ne!
Okur böyle düşünse de kazın ayağı öyle değildir!
Yani okur, yürekleri parçalayan bir şiiri okuduğu zaman asla şunu demez.
“Vay be, nasıl da acı çekmiş, bravo!..”
Ya da “ böyle bir aşk olur mu hiç, bu ne yüce bir duygudur…” Falan filan…
Beğenisini belli eden okur, aslında o şiirde, kendi içinde bulunduğu hal ve içyapısındaki durumu anlatmakta güçlük çektiği için ya da tam olarak o duygusunu anlatacak olan kelimeleri ve anlatımı bir türlü oluşturamadığı için işte o şiirde kendinden bir şeyler yakalayıp alkışını esirgemez ondan.
Evet, işte! Ben de seviyorum, benim sevdiğime duyduğumu tam da bu dize anlatıyor; ya da ben de acı çekiyorum, işte beni kıvrandıran şey bu!
Elbette fikirdaşının yazdığı her şiire alkış tutanları bu okur gurubundan tekme tokat atmak gerekir.
Onları şutladıktan sonra ben kendime dönerek ‘şiire yorum’ hakkında düşündüğümü söylemek isterim.
Yazılan her şiiri okumanın ve okunan her şiire dokunmanın olanağı kimsede yoktur sanıyorum. Ancak gözümün iliştiği bir şiirde kendimden bir zerre bulmuşsam eğer, mutlaka iki cümleyle de olsa beğenimi belli ederim; ki bunu birçok arkadaş da böyle yapmakta.
Bir de beni içine çeken şiir vardır. Kendimden zerrenin zerresini de bulamasam o temanın anlatımı beni etkilemiştir; işte o zaman o şiiri anlamaya çalışırım.
Bu ister kerhane şiiri olsun iste ise tekke; eğer anlatılan büyülü dizelerle örülmüş ve de ilk bakışta yürekle görülmüş ise asla sorun olmaz.
Ve düşündüklerimi, anladıklarımı çekinmeden söylemek isterim.
Söylerim de!
Ama şuna dikkat ederim her zaman!
Beğendiğim bir şiirin altında bir bayanın imzası var ise, sırf şirinlik yapmak için dil ve o yürek işçisiyle dalga geçer gibi, ‘şaire’, diye şair sözcüğüne bir cinsiyet yükleme çabasına girmem. Tıpkı bayan bir ressama, “ressame,” dememi dil ve sanat anlayışının izin vermeyeceği gibi, ben de dilime izin vermem!
Biliyorum, yine gıcıklık yaptım; ama devam edecektir, geride gıcır gıcır gıcıklıklarım var daha!
YORUMLAR
Baştan sona dikkatle okudum yazınızı üstadım.
Bence gıcıklık falan değildi yazdıklarınız.En doğrusunu anlatmaktı hemde en naif şekliyle.
Şiirde şairin kendisini anlattığını, okurun aslında kendini bulduğu yada izahını yapamadığı duygu ifadelerinin yansımasını şiirde bulduğu ölçede o eserin şiir olduğu konularına, yine kelimede cinsiyet niye yalan söyleyeyim göre göre bende alışmıştım.
Şöyle bir düşündüm de ne kadar haklısınız.Şiir yazmaya çalışıyoruz en güzelini yapmak için gayret gösteriyoruz ama
yaptığımız yanlışa bak.
Nerde görülmüş bir bayan doktora .. doktoriye ,yada öğretmene öğretmeniye dendiğini nasıl utandım anlatamam.
Teşekkür ederim üstadım.Lütfen ;sizde ki adı gıcıklık gerçekte edebiyat adına büyük kazanım olan bu yazı dizisine devam edin.Merakla bekliyor olacağım.
Selam ve saygılarımla.
Sevgili Ömer Nazmi Kardeşim
daha önce de söyledim
sıradan bir konu dahi olsa sıradışı kaleminizle onu en çekici
hale getiriyorsunuz.
Neredeyse gözümü kırpmadım okurken, sizin de anlattığınız
gibi kendi davranış ve düşüncelerimi buldum yazıda.
Çok pratik bir milletiz
Cemil Cemile,
Nadir Nadire,
Cemil Cemile
Hayri Hayriye derken
Müdür Müdire
Hakim Hakime
Vali Valiye
ve Şair Şaire'ye geldik
Şimdilik bilim adamı diyor ama bilim kadını demek
kurcalıyor zihnimizi.
Bir de şiirlerde gülümsüyorum bazen
Bir bayan dizelerinde;
"ah mevsimler geçti hala gelmedin"
deyiverse;
deniyor ki bazen; Üzülme kardeşim yakında gelir inşaallah. :))
üstümüze vazife çıkarmak gibi yaygın davranışlarımız var.
Çok güzel ve keyifliydi
Sevgilerimle
Beğendiğim bir şiirin altında bir bayanın imzası var ise, sırf şirinlik yapmak için dil ve o yürek işçisiyle dalga geçer gibi, ‘şaire’, diye şair sözcüğüne bir cinsiyet yükleme çabasına girmem. Tıpkı bayan bir ressama, “ressame,” dememi dil ve sanat anlayışının izin vermeyeceği gibi, ben de dilime izin vermem!
tebrik ederim, son satırları okurken tebessüm etmeden geçemedim
ellerinize sağlık
saygılarımla
Stresli bir günden sonra yazınız terapi gibi geldi ve haddime düşmeden büyük bir zevkle güldüm...Sakın yalnış anlamayın kendime güldüm...Şu şairem diye itifat etmek öyle güzel geliyordu ki kulağa bende sahiplenmiştim ordan burdan duyarak))) İlahi şair sayenizde yalnışımı ögrendim ve utanmıyorum söylemekten...
Şiire yürek veren biri olarak şiirn derinliklerindeki duyguları yakalamaya çalışırım..Okurken ; Şairin ruhuyla harmanlaştırırım ruhumu ..Balçıkta mavi bir balık arar gibi salarım oltamı ve söylenmeyeni bulmaya çalışırım--- Herşeyden önce bir şiiri okurken zaman ayırırım...Son zamanlarda şunu farkettım ki rahatsız oldum ..Ben sadece bir şiire odaklanmışken bir başka okur 10 şiiri anında okuyup yorumunu bırakıyor... Becerilerine Bravo desem utanırım kendimden ve dilim kendimi sokar...
Sizin sayfanızda duraklamak bir zevk...Sorgulamalarınızla kendimizi sorguluyoruz..Kaleminiz daim olsun Sn. ÖMER NAZMİ
kurakyaz tarafından 5/25/2009 8:45:00 PM zamanında düzenlenmiştir.
bakın hani demişsiniz ya şiirlerde kendi düşüncesi olanlar banada uyar deyip yorum yazıyorlar.sizinle aynı düşünüyorum.
aylardır şu sitede şiir okumaya başladığımdan beri demesemde diyemesem de şaire diyenlere kızdım.ve üstüne basa basa sayın şair,yada sevgili şair dedim
teşekkürler yazınıza
gıcıklık deil gerçek var sadece
'' Bu ister kerhane şiiri olsun iste ise tekke; eğer anlatılan büyülü dizelerle örülmüş ve de ilk bakışta yürekle görülmüş ise asla sorun olmaz.
Ve düşündüklerimi, anladıklarımı çekinmeden söylemek isterim.
Söylerim de! ''
Hiç de fena bir uslûp olmamış, yazıya canlılık getirmiş. Yazının etkisini güçlendirmiş bence...
Akademi hocaları mutlaka okumalı üstad !..
Toplumdan kendini saklayan hep başka şeylerle onların karşısına çıkan yani kendi bütünlüğünü saglayamadan insanların arsında dolaşanlar şiirden anlamaz duygularımız hayatla beslenir, şiirlerimizde duygularımızla onun içinde yazdığımız şiirler duygularımız ve hayatımızdır... Yazınız için çok teşekkürler yeni gıcıklıklarınızı bekliyoruz:)
doğru bir konuya değinmişsiniz.
yalnız kendimce fikrimi sunmak isterim.
yazılan şiirler bazen yazan kişinin gözlemlerine dayalıdır..
iyi bir gözlemci ise; doğru şekilde anlatımda bulunur..
bazen şiiri yazzzzzzzzan kişinin duyguları diye tanımladıklarımız aslında çevresindeki gözlemlediği insanların duygularıdır..
elbette kendi yargısını da katar...
her yaılan için olmasa bile birçok yazılanlarda bu durumlar geçerlidir aslında...
bazen de yazlar tamamen hayal ürünü olur..hiç yaşanmamış ama yaşamak istediklerini de yazabilir..
saygılarımla..